1
HAFTA 2
DİNİN
KAYNAĞI
Yrd.
Doç. Dr. M. Hadi TEZOKUR 2
ÜNİTE
2
DİNİN
KAYNAĞI
İÇİNDEKİLER
HAFTA 2
...............................................................................................................................
1
DİNİN KAYNAĞI
................................................................................................................
1
ÜNİTE 2
................................................................................................................................
2
İÇİNDEKİLER
..................................................................................................................
2
HEDEFLER
.......................................................................................................................
3
2.1. Dinin Kaynağı
Hakkındaki GörüŞler ..........................................................................
4
2.2. Dinin Kaynağı
Hakkında İslâm'ın GörüŞü
................................................................. 6
2.3. Din Duygusunun
Kaynağı
..........................................................................................
6
2.4. İnsan İçin Dinin
Lüzumu
............................................................................................
7
2.5. Monoteizm ve İnsanın
Yapısı
.....................................................................................
8
Özet ....................................................................................................................................
8
DEĞERLENDİRME
SORULARI
....................................................................................
9
BİBLİYOGRAFYA:
.......................................................................................................
10 3
HEDEFLER
Bu üniteyi çalıŞtıktan
sonra;
ü Öğrenci, dinin
kaynağı hakkındaki görüŞleri açıklayabilecek
ü Din duygusunun
kaynağını belirtebilecek
ü Dinin kaynağı
hakkında İslamın görüŞünü açıklayabilecek
ü Dinin
insan hayatı için gerekliliğini bilecek,
ÖNERİLER
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya baŞlamadan önce,
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya baŞlamadan önce;
• Kavramların anlamlarına sözlüklerden bakınız,
• Konular
arasındaki irtibata dikkat ediniz.
4
DİNİN
KAYNAĞI
2.1.
Dinin Kaynağı Hakkındaki Görüşler
Dinler Tarihinde
tartıŞılan önemli konulardan biri de "Dinin Kaynağı" konusunda olmuŞtur.
Dinin kaynağını, bilimsel yoldan izaha yönelen birçok Batılı bilgin, kendi
zamanlarında hâkim olan teorilere göre dinin kaynağını izaha çalıŞmıŞlardır.
Oysa, dinin kaynağını bilimsel yoldan belirtmek kolay bir iŞ değildir. Çünkü
bilim, bir takım materyallere dayanarak muhakeme geliŞtirmektedir. Oysa, ilk
insanın dini ile ilgili bilgiler, sadece ilâhî kitaplarda vardır. Bugün, hiçbir
bilim dalı, ilk insanın yaŞadığı dönmeden kalma bir belgeye sahip değildir.
Bunun için dinin kaynağı hakkında ileri sürülen fikirler, sadece faraziyeden
öteye geçmemektedir. İimdi dinin kaynağı ile ilgili görüŞlere kısaca bir göz
atalım: 1- E. Bûrnette Tylor: 1871 yılında yayınladığı İlkel Kültür (Primitieve
culture) isimli kitabında Din'in kaynağının "Animizm" yani
"ruhculuk" olduğunu ileri sürmüŞtür. İlkel toplumlarda hakim olan
Atalara tapmanın, FetiŞizm'in ve Büyünün, Animizm'den kaynaklandığını belirtmiŞtir.
Ona göre ilk insan, ruh'un farkına rüyada varmıŞtır. Uyku halinde, insandan
ayrılan ve dolaŞan ruh'a ilk insan inanmıŞ ve ona saygı göstermiŞtir. Daha
sonra çevresindeki varlıklarda da ruh'un olduğuna inanan ilkel insanlar,
etraflarında iyi ve kötü ruhlar tasarlamaya baŞlamıŞlar ve böylece Animizm
yaygınlaŞmıŞtır. Tylor'a göre, ilk din ve çok tanrıcılık (politeizm)
Animizm’den çıkmıŞtır. 2- R. R. Marett: 1900 yılının baŞında yayınladığı
"Animizm Öncesi Din" (Preanismistic Religion) isimli makalesinde,
Marett, dinin ilk Şeklinin ruh inancı olmadığını; soyut bir güç olan Mana
ile karŞılaŞmanın meydana getirdiği "Mistik korku ve hayret duygusu"
nun, dinin ilk Şeklini meydana getirdiğini ileri sürüyordu. Marett'in
doğrultusunda bir grup bilgin, bu teoriyi benimsemiŞ ve geliŞtirmiŞtir. 3- J.
G. Frazer: 1900 yılında "Altın Dal" isimli eserinde bir baŞka Animist
öncesi hipotez ileri sürmüŞtür. Buna göre insanlık tarihinde büyü, dinden önce
gelmektedir. Böylece, insanlığın ilk dinî törenlerinin büyü törenleri olduğunu
belirtmektedir. 4- Herbert Spencer: İngiliz felsefecisi Spencer de dinin
kaynağı hakkında ilkel kabile dinlerinin kaynağının korku olduğunu ve bunun da Atalara
Tapınma Şeklinde kendini gösterdiğini, atalara tapınmanın da diğer
ibadet Şekillerinin geliŞmesini sağladığını söylemiŞtir.
5- E. Durkheim: 1912
yılında yazdığı "Dini Hayatın İbtidâî İekilleri" isimli kitabında
Durkheim, dinin kaynağına sosyolojik bir yaklaŞımla yaklaŞmaktadır. Durkheim,
bu kitabında, Din'in, sosyal tecrübenin bir yansıması olduğunu savunmaktadır.
Durkheim'e göre ilk sosyal ünite klan'dır. Klan ise bir totem etrafında ŞekillenmiŞtir.
Totem olarak 5
kabul
edilen varlık, kutsaldır. Klan buna saygı duymaktadır. İnsanlığın ilk dinî Şekli
de Totemizmdir demiŞtir. O, Totemizmin aynı zamanda "Kutsal" ve
"Klanı" sembolize ettiğine iŞaret ediyordu. Durkheim'in ileri sürdüğü
Totemizm fikri, büyük etnoloğlar tarafından Şiddetle eleŞtirilmiŞtir. Durkheim,
görüŞlerinde sübjektif davranmakla itham edilmiŞtir. A. Goldenweiser, en ilkel
kabilelerin ne toteme, ne de klana sahip olmadıklarını ortaya koymuŞtur. 6- Max
Müller: Dinin kaynağı hakkında görüŞ ileri süren diğer bir bilgin de Müller
olmuŞtur. Mülller'e göre, insanlığın ilk dini Naturizm (tabiatçılık) yani
tabiat varlıklarına tapınmadır. Müller bu görüŞü ileri sürerken, Hinduizmin
Veda'larına dayanmıŞtır. Ona göre Veda'lardaki Tanrı İsimlerinin tabiat
olayları ile yakın iliŞkisi vardır. Meselâ, Agni, ateŞ; Dyans, gök anlamına
gelmektedir. İnsanların "GüneŞe taptıklarını" da ifade etmiŞtir. Ona
göre, ilk insan için tabiat, büyük bir korku unsuru olmuŞtur. Böylece de tabiat
kuvvetlerine tapınma meydana gelmiŞtir. Bu da dinin kaynağını meydana getirmiŞtir.
Bunun için Müller, dinin kaynağı olarak Naturizm'i kabul etmektedir. Ancak 1870
yıllarında Sanskritçe uzmanı Abel Bergaigne, Veda ilâhilerinin tabiatçı bir
dinin ifadesinden uzak olduğunu ve onların yüksek kültürlü aŞırı kuralcı
rahipler sınıfının eseri olduğunu ispat etmiŞtir. 7- Andrevv Lang ve Wilhem
Schmidt: Dinin kaynağı hakkında görüŞ ileri süren diğer bir bilgin de İskoçyalı
Lang idi. Lang, Avusturalya'nm ilkel kabilelerinde ne Animizm'e ne de
Totemizm'e rastlanmadığını, ancak "Bir Yüce Varlık" kavramına,
insanların inandıklarını ileri sürerek bu yüce Varlık, insanları denetliyordu
demektedir. The Making of Religion (Dinin OluŞumu) isimli eserinde Lang,
Animizmi, Tabiatçılığı, Atalar kültünü reddediyordu. O, delillerini ilkel
kabilelerde mevcut olan "Yüce Varlıklar" üzerine dayandırıyordu.
Lang'ın bu görüŞü, daha sonra hararetli bir Şekilde Wilhem Scmidt tarafından
savunuldu. Schmidt, "Tanrı Fikrinin Kökeni" (Der Ursprung Der
Gottesidee) adı ile yazdığı muhteŞem kitabında, insanlığın ilk önce "Bir
Yüce Tanrı'ya" inandığını, ancak daha sonra bu Tanrıyı unutarak veya ihmal
ederek, putlara saygı gösterdiğini açıklıyordu. Böylece insanlığın baŞlangıçta
"Bir Yüce Tanrı'ya" inandığını ifade etmiŞ oluyordu. Schmidt'e göre, İlk
Din, gökte yaŞadığına inanılan, iyilik sever, her Şeyi bilen, yaratıcı ve ebedî
bir "Büyük Tanrı" inancından ibarettir. Bunun için Schmidt'e göre baŞlangıçta
her yerde bir İlkel Monoteizm mevcuttu. Schmidt'in bu görüŞü de bir takım
tenkidlerle karŞılaŞmıŞtır. Özellikle Batıda geliŞtirilen pozitivist ve
Materyalist teorilerle etkisiz hale getirilmiŞtir.
Sonuç olarak, Batıda
Din'in kaynağı hakkındaki görüŞler, genelde ilkel kabilelerden hareketle geliŞtirilmeye
çalıŞılmıŞtır. Ancak bu konuda bir görüŞ üzerinde herkes ittifak edememiŞtir.
XIX. yüzyıl boyunca ve XX. Yüzyılın ilk yarısına kadar Din'in kaynağı
hakkındaki çalıŞmalar, Batı'da devam etmiŞtir. Bu konuda kesin bir sonuç
alınamayınca Etnoloji, dinin kaynağını aramaktan vazgeçmiŞ ve bugün din olayı,
bir kültür olayı olarak kabul edilmeye baŞlanmıŞtır. Buna göre her din, bir
kültürdür. Her din, kendi dönemi için bir değer taŞımaktadır. İŞte Dinler
Tarihi bu kültürü incelemeye yönelen bir disiplindir. 6
Dinler
Tarihine bu anlayıŞın kazandırılmasında, çağımızın büyük Din Tarihçisi Mircea
Eliade'nin, rolü çok büyük olmuŞtur.
2.2.
Dinin Kaynağı Hakkında İslâm'ın Görüşü
Dinin kaynağı
hakkındaki tartıŞmada İslâm, kendine has bir görüŞü benimser. İslâm'a göre din,
tamamen vahiy mahsulü olarak düŞünülür. Zaten insan aklını ve kalbini de ancak
böyle bir din duygusu tatmine kavuŞturabilir. İlk din olarak kabul edilen
Tevhid dini, esasında insan fıtratına uygun, insanın yaratılıŞ gayesine elveriŞli
yegâne dindir. İŞte İslâm'a göre dinin kaynağını bu fıtrat hadisesinde aramak
gerekir. İslâm'a göre Allah, insana öyle bir fıtrat vermiŞtir ki, insan bu
özelliği sayesinde kendini ve kainatı yaratan Allah'ı bulabilir. Ayrıca, Allah,
kâinatta da, kendi varlığına delil teŞkil edecek birçok âlâmetler yaratmıŞtır. İŞte
insan, yaratılıŞından getirdiği fıtrî karakteriyle ve Allah'ın yüce
delilleriyle yaratıcısını bulmaya kabiliyetlidir. Fakat İslâm'ın düŞünce
sistemine göre, insanın, sadece Allah'ı bilmesi yeterli değildir. Bu yüce
Allah'a karŞı, yapılacak birçok görevler de vardır. İnsan bunları sadece, aklı
ile çözemez. Bunun için de rehberlere ihtiyaç vardır. Bu rehberler de ilâhî
dinlerin tebliğcileri olan peygamberlerdir. İnsan fıtratına tam uygun olan
dini, beŞeriyete sunan peygamberler, bu tebliğleriyle akl-ı selim paralelinde,
insanlığa doğru yolu göstermiŞlerdir. Netice olarak diyebiliriz ki, İslâm'a
göre dinin kaynağı, ne tabiat hadiseleri, ne rüya olayı ne de Totemizmdir. İslâm'a
göre dinin kaynağı ilâhîdir, yani vahiydir, İlâhî kaynaklı bu din ise, beŞerin
tertemiz yaratılıŞına tam olarak uygundur. Bu konuda Allah Şöyle buyuruyor:
"O Halde (Habibim) Sen Yüzünü Bir Muvahhid Olarak Dine, Allah'ın O
Fıtratına Çevir ki O, İnsanları Bunun Üzerine YaratmıŞtır. Allah'ın YaratılıŞına
(Hiçbir İey) Bedel Olamaz. Bu, Dimdik Ayakta Duran Bir Dindir. Fakat İnsanların
Çoğu Bilmezler. (er-Rum, 30).
2.3.
Din Duygusunun Kaynağı
İslâm'a göre din,
Allah tarafından gönderilmiŞ ilâhî bir kanundur. İnsanlar yaratılırken din
duygusu ile yaratılmıŞlardır. İslâma göre din duygusu ile, Fıtrat, yani
yaratılıŞ bir paralellik içinde görülmektedir. İnsan yaratılıŞ itibariyle
tevhidi bir inanca meyillidir. Bunun için peygamberler hep tevhidî inançları
tebliğ etmiŞlerdir. Din, akıl sahibi, Şuurlu insanları, kendi irade ve
arzularıyla, hayrolan Şeylere sevk eden ilâhi bir kanundur. Böylece İslâm'a
göre dinin kaynağı, tamamen ilâhî kökenlidir.
Batıda da dinin
kaynağı üzerinde bu doğrultuda duranlar olmuŞtur. Max Müller, din, ruhun öyle
bir kuvvetidir ki, insana duygular ve akıldan müstakil olarak muhtelif isimler
ve değiŞik remizlerle namütenahiyi idrak kabiliyetini verir, demektedir. Mircea
Eliade de, Din'in insan Şuurunda olduğunu belirtir. Eliade'ye göre, kutsal,
insan Şuurunun yapısı içinde bir unsurdur, insan Şuurunun tarihi içinde bir
dönem değildir. Çünkü insan, ruhî yönden ancak manevî Şeylerle tatmin olabilir,
insanın top yekûn maddî ve manevî yapısını 7
ihata
eden din olayı, insan'ın yapısının bir gereğidir. Bunun için de kökü insan
fıtratındadır. Bundan dolayı, tarihin her döneminde insan toplulukları, Din'den
uzak kalamamıŞlardır. Din, insanla beraber doğmuŞ, insanla beraber var olmaya
devam edecektir.
2.4.
İnsan İçin Dinin Lüzumu
İnsan dediğimiz
varlık ruh ve bedenden meydana gelmiŞtir. Bu iki kısım, mahiyeti itibariyle
birbirinden ayrı ise de, hakikatte birbirlerinden aynlması mümkün değildir. İnsan,
sadece yiyen içen bir varlık değil, aynı zamanda gülen, ızdırap çeken, ağlayan,
hayal gören ve seven de bir varlıktır. Bunun için insan faaliyetleri, sadece
akılcı ve bilinçli faaliyetlerle sınırlandırılamaz. Böylece insan, sadece
tarihî ve tabiî bir dünyada yaŞamıyor; aynı zamanda existansiyel, özel, imaj
iner bir dünyada da yaŞıyor. İnsan, nasıl vucüdunun hayatiyetini devam
ettirebilmek için bir takım gıdalara muhtaç ise, ruhunun ihtiyacını giderebilmek
için de, dine muhtaçtır. Ruhun arzulan için bir sınır yoktur. İnsan, gerçek
saadete, ruhunun sonsuz olan emellerini manen tatmin etmekle ulaŞabilir. Hayat
bir mücadeleden ibarettir. Çoğu zaman bu mücadelede insanın, ruhen güçlü olması
gerekmektedir. İŞte ruha bu gücü veren sadece dindir. Bazen insan, maddî
sebeplerin hepsine baŞvurduğu halde, yine baŞarıya ulaŞamaz. Dindar adam, baŞarısızlıklar
karŞısında yılmaz, bilâkis daha güçlü bir Şeklide iŞe koyulur. Diğer yandan,
ruhen çökmüŞ insanların bedenleri de çabucak çöker. Bunun için ruhî yönden
insanları güçlü kılan din gibi önemli bir kaynağa, ciddi Şekilde ihtiyaç
olmaktadır. Yine bu dünya hayatının bitmek tükenmek bilmeyen elem ve
ızdıraplarına, ancak kuvvetli din duygusu sayesinde karŞı konulabilir. Din,
acılara karŞı koyma aracıdır. Acıları hafifletme aracıdır. İnsanın, ruhen
yükselmesi, yaratılıŞının bir gereğidir. Bu ise ahlâkî faziletlerle mümkündür.
Ahlâkî faziletler ise din duygusu sayesinde geliŞip kökleŞebilir. Kısaca ifade
etmek gerekirse din, insan için, ruhî ve zarurî bir ihtiyaçtır. Bir insan,
maddî ihtiyaçlarını ne kadar karŞılarsa karŞılasın, manevî ihtiyaçlarını din
duygusu ile tatmin etmemiŞse, hayatta mutlu olamaz. Daima ruhî bir bunalım
içinde bocalar durur. Din, sitres'ten kurtuluŞun anahtarıdır. Maddî ve beŞerî
ihtiyaçlarını fazlasıyla karŞılamıŞ cemiyetlerde görülen maneviyat buhranı,
kaynak itibariyle hep din duygusunun noksanlığından ileri gelmiŞtir. XX. ve
XXI. yüzyılın "Dine dönüŞ" asrı olarak nitelendirilmesi, çağdaŞ medeniyetin
sadece madde ile insanı mutlu edememesinden ileri gelmektedir. Batıdaki dinî
akımların çoğalmasının tek izahı da budur. Komünist blokların çökmesi de
genelde din duygusundan uzaklaŞmalarından kaynaklanır. 8
2.5.
Monoteizm ve İnsanın Yapısı
Monoteizm: "Bir
Allah'a inanmak demektir. Çok Tanrıcılık demek olan politeizmin zıddıdır.
Dinlerin kaynağı konusunda monoteizmi savunanların da olduğunu daha önce
belirtmiŞtik. Monoteizm, tek Allah inancını benimseyenlerin inancıdır. A. Lang
ve W. Schmidt, insanlığın ilk dinî Şeklinin monoteizme benzeyen "Yüce
Tanrı" inancı olduğunu, ancak insanların daha sonra bu inancı bırakarak,
putperestliğe döndüğünü, ispata çalıŞmıŞlardır. Buna göre, insanlığın ilk dini
Yüce Tanrı'ya inanmaya dayanan bir monetist din inancıdır. Bu tez, İslâmın
ileri sürdüğü tezle uyum içinde bulunmaktadır. Monoteizmdin karakteristik
yapısını "Bir Allah'ın veya yalnız bir tek Tanrının kabul edilmesi, bu
tanrının yaratıklarına karŞı rahim olması" Şeklinde özetlemek mümkündür. İslam'a
göre ilk peygamber Hz. Adem (a.s) den, son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)'e
kadar gelip geçen bütün peygamberler, bir tek Allah inancını yerleŞtirmek için
çalıŞmıŞlardır. Yani, Monoteisttirler. Yahudilik ve Hıristiyanlık da esas
itibariyle monoteisttirler. Özellikle Hıristiyanlık, teslis doktrini olan
Baba-Oğul-Ruhu'l-Kudüs ile hâlâ monoteist bir din olduğunu ileri sürmektedir.
Fakat, bu konuda birçok güçlükle karŞılaŞmaktadır. Bu dinlerde, İslâm dinindeki
saf monoteizmi bulmak oldukça zordur. Aslında Hz. Musa ve Hz. İsa (a.s.) da
ümmetlerini bir Allah inancına davet etmiŞlerdir. Sonraki dönemlerde Yahudilik
ve Hıristiyanlık, aslî hallerini koruyamadıkları için tahrife uğramıŞtır.
Yahudilikte Tek Tanrı inancı varsa da bu Tanrı, milli bir Tanrı Şeklinde
gösterilmiŞtir. Aslında bugün Yahudilik, inandığı Tanrının evrensel olduğunu ve
onun bütün kainatın yaratıcısı olduğunu belirtmeye çalıŞmaktadır. Yeryüzündeki
dinler içinde Monoteizmi en açık Şeklide gösteren tek din İslâm Dinidir. İslâm
dininde bir Allah'a inanç meselesi, gayet açık bir Şekilde belirtilmiŞtir.
Birçok ayet ve hadis bu hususu, kesin bir Şekilde açıklamıŞtır. Hepinizin
bildiği ihlâs sûresinde Allah'ın varlığı ve birliği Şöyle açıklanmaktadır:
"De ki O Allah birdir. Ululuk O'nda nihayet bulmuŞtur. DoğmamıŞ doğurmamıŞtır.
O'nun hiçbir eŞi de yoktur." (el-İhlas, 1-4) Bugün Tanrı fikri, monoteist
karakter yapısıyla, çağdaŞ insana huzur vermektedir. Tanrı deyince, islâmın
Allah'a verdiği sıfatları anlayarak, Allah'a inanan milyonlarca insan vardır.
Çünkü baŞka türlü bir Tanrı anlayıŞı, insana huzur vermez.
Özet
Dinler
Tarihinde tartışılan önemli konulardan biri de "Dinin Kaynağı"
konusunda olmuştur. Dinin kaynağını, bilimsel yoldan izaha yönelen birçok
Batılı bilgin, kendi zamanlarında hâkim olan teorilere göre dinin kaynağını
izaha çalışmışlardır. Oysa, dinin kaynağını bilimsel yoldan belirtmek kolay bir
iş değildir. Çünkü bilim, bir takım materyallere dayanarak muhakeme
geliştirmektedir. Oysa, ilk insanın dini ile ilgili 9
bilgiler,
sadece ilâhî kitaplarda vardır. Bugün, hiçbir bilim dalı, ilk insanın yaşadığı
dönmeden kalma bir belgeye sahip değildir. Bunun için dinin kaynağı hakkında
ileri sürülen fikirler, sadece faraziyeden öteye geçmemektedir. E. Bûrnette
Tylor, Animizmi; Andrevv Lang ve Wilhem Schmidt Yüce Tanrı İnanışını, Max
Müller Naturizmi savunmuştur. İşte İslâm'a göre dinin
kaynağını bu fıtrat hadisesinde aramak gerekir. İslâm'a göre Allah, insana öyle
bir fıtrat vermiştir ki, insan bu özelliği sayesinde kendini ve kainatı yaratan
Allah'ı bulabilir. Ayrıca, Allah, kâinatta da, kendi varlığına delil teşkil
edecek birçok âlâmetler yaratmıştır. İşte insan, yaratılışından getirdiği fıtrî
karakteriyle ve Allah'ın yüce delilleriyle yaratıcısını bulmaya kabiliyetlidir.
Din duygusunun kaynağı fıtridir.Ruhun ihtiyaçlarına cevap verecek insanı
gerçek anlamda yüceltecek olanhiç şüphesiz dindir. Dinin en fıtri olanı da
Monoteist bir yapıya sahip olan tanrı anlayışıdır. Bu anlayış insan fıtratına
en uygun inanıştır
DEĞERLENDİRME
SORULARI
1. İlkeller
üzerinde yaptığı araŞtırma sonucunda dinin ilk Şeklinin tek tanrıcılık olduğunu
tespit eden bilim adamı hangisidir? A. E.Durkheim B. Max Müller C. Andrew lang
D. E. B. Taylor E. J. G. Frazer 2. Din duygusunun kaynağı İslama göre
nedir? A. DoğuŞtandır B. Sonradan ortaya çıkmıŞtır C. Vahye dayalıdır D.Korkuya
dayalıdır E.Sevgiye dahildir 3. Monoteizmdin karakteristik yapısını en
iyi açıklayan aŞağıdakilerden hangisidir? A. Tek Tanrının kabul edilmesi, bu
tanrının yaratıklarına karŞı rahim olması B. Tanrının kainat içinde yer alması,
her Şeyle bir olması C. Tanrının dünyayı belli kurallar içinde yaratıp her Şeyi
kendi haline bırakması D. Tanrının birden çok olması E. Hiç biri 4.
Yeryüzündeki dinler içinde Monoteizmi en açık Şeklide gösteren tek din aŞağıdakilerden
hangisidir? A. Hıristiyanlık B. Yahudilik C. İslam D. Budizm E. Hinduizm 5.
Dinin en fıtri olanı, insanın tabiatına uygun olanı aŞağıdakilerden hangisidir?
A.Düalizm B.Monoteizm C.Teslis D. Deizm E. Hiç biri 10
Cevap
Anahtarı: 1. C 2. A 3. A 4. C 5. B
BİBLİYOGRAFYA:
TÜMER, Günay- KÜÇÜK, Abdurrahman, Dinler
Tarihi, Ankara, 1997. SARIKÇIOĞLU, Ekrem, Başlangıçtan Günümüze Dinler
Tarihi, İstanbul, 1983. DEMİRCİ, KürŞat, Dinler Tarihinin Meseleleri,
İstanbul, 1997. AYDIN, Mehmet, Dinler Tarihi, Konya, 1992.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder