19 Mart 2015 Perşembe

DİN FELSEFESİ 4. ÜNİTE SORU CEVAP ÇALIŞMASI

DİN FELSEFESİ   4. ÜNİTE SORU CEVAP ÇALIŞMASI

1)İMANCILIK(FİDEİZM)NEDİR?

1)Bu görüş,genel olarak dinsel bilgimizin,özel olarak Tanrı hakkındaki bilgimizin akılsal veya doğal bilgiye değil,yalnızca imana dayanması gerektiğini söyleyen görüştür.

2)İNSANLARI İMANCILIK GÖRÜŞÜNE YÖNLENDİREN NEDİR?

2)Tanrı hakkında ileri sürülen kanıtların veya rasyonel-felsefi araştırmaların sonuç verici olmaması olgusu,din konusunda bazı insanları imancılık(fideizm) diye adlandırılan bir tutuma sürüklemiştir.

3)DOĞU İSLAM DÜNYASINDAKİ FİDEİSTLER KİMLERDİR?

3)Gazali,İbn-i Haldun

4)BATI DÜNYASINDA  FİDEİZM  DENİLİNCE
 AKLA İLK KİM GELİR?

4)Soren Kiergebard gelir ayrıca Pascal da fideisttir.

5)İSLAM AÇISINDAN BAKILDIĞINDA FİDEİZM DOĞRUMUDUR?

5)Katı imancılık,bir dinin özellikle İslam dinin öngördüğü hatta uygun gördüğü bir anlayış değildir.Akli değerlendirmeye hiç önem verilmezse inandığımız dinin en doğrusu olduğunu nerden anlayabiliriz?Dinini değerlendirmeye tabi tutmayan insan gerektiğinde dinine başkalarını hangi gerekçelerle davet edebilir?Bu ve benzeri sorular,katı akılcılık gibi katı imancılığın da doğru olmadığını gösterir.

6)İMAN BİR BAĞLANMA VE RİSK ALMA MESELESİDİR GÖRÜŞÜ KİME AİTTİR?

6)Kierkegaard.

7)AKILCILIK NEDİR?

7)Akılcılık felsefe tarihinde önemli etkilere sahip bir akımdır.Herşeyin akılla anlaşılabileceğini ve izah edilebileceğini savunur.

8)KATI AKILCILIK NEDİR?

8)Katı akılcılık bir inanç sisteminin hakkıyla ve akli bir şekilde kabul edilmesi için,bu inanç sisteminin doğru olduğunun ispatlanmasının mümkün olması zorunludur diyen görüştür.Akılcılık(rationalism) hem irrasyonalizmin(akıl dışıcılık) hem de imancılığın çelişiğidir;bu anlamda akılcılık genel anlamda inançlarımız ve  fiillerimiz konusunda akla veya zekaya güvenmeyi tazammun eder.

9)İNGİLİZ MATEMATİKÇİ W.K CLİFFORD(1845-1879) KATI AKILCILIĞIN ANA FİKRİNİ NASIL AÇIKLAMIŞTIR?

9)Her zaman her yerde ve herkes için yetersiz delile dayanarak bir şeye inanmak yanlıştır.Bir öğretinin delilinin araştırılması hep geçerli olacak şekilde  bir defada yapılıp sonra da nihai karar verilmiş farz edilmemelidir.Bir şüpheyi bastırmak hiçbir zaman meşru değildir;çünkü şüphe ya zaten yapılmış olan araştırmayla dürüstçe cevaplanabilir,ya da o şüphe soruşturanın tamamlanmamış olduğunu ispat eder.

10)CLİFFORD İNANÇLARIMIZ İÇİN NEDEN BÖYLE YÜKSEK STANDARTLAR KOYAR?

10)Bir inancı kafi delil olmadan kabul etmenin,kişinin kendisi için ve özellikle de başkaları için yol açabileceği ciddi sonuçları vurgular.
11)JOHN LOCKE’UN KATI AKILCILIKLA İLGİLİ GÖRÜŞÜ NEDİR?

11)Bir Hıristiyan olan Locke(1632-1704)’un meşru inanç için gerekli standartları,daha sonra Clifford tarafından ifade edilmiş olanlarla özünde aynıydı;Locke hakkıyla anlaşılması ve savunulması durumunda,Hıristiyanlığın bu standartları tutturabileceğini düşünmüştür.

12)KATI AKILCILIĞA YÖNELTİLECEK SORU VE ELEŞTİRİLER NELER OLABİLİR?

12)*Katı akılcılığın üzerinde ısrara ettiği türden bir akli garantinin dindeki iman açısından arzulanır olup olmadığı sorgulanabilir.
      *Katı akılcılık uygulanabilir mi?
      *Akıl gerçekten tarafsız mıdır?(İnsanların dünya görüşleri, onların gündelik hayatta hangi argümanları ikna edici bulacaklarında etkisi göz ardı edilemez.)

13)ELEŞTİREL AKILCILIK NEDİR?

13)Dini inanç sistemlerinin kesin ispatı imkansız olmakla birlikte,böyle bir sistemin aklen değerlendirilebileceği ve bunun zorunlu olduğu görüşüdür.

14)ELEŞTİREL AKILCILIĞIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

14)Bu görüş iki bakımdan eleştireldir.Dini inançların kesin olarak kanıtlanmasının aksine,aklın o inançları eleştirmede ve eleştirel olarak değerlendirmedeki rolü vurgular.Dahası bu görüş,aklın kendisinin değerlendirilmesinde de eleştireldir;Katı akılcılıkla bütünleşmiş aşırı derecede iyimser bir akıl beklentisinin aksine,aklın yetenekleri konusunda daha mütevazi ve sınırlı bir akıl görüşü kabul eder.Katı akılcılık ve imancılık reddedildiğinde eleştirel akılcılık otomatik olarak ortaya çıkar.


15)BİR İNANCI İNCELEMEK İÇİN SEÇTİKTEN SONRA NASIL BİR YOL İZLENMELİDİR?

15)*İlk olarak söz konusu inancı mümkün olduğunca aslına uygun şekilde anladığımızdan emin olmalıyız.Eğer söz konusu inanç,bizim kişisel olarak kabul etme eğiliminde olmadığımız bir inançsa,onu kabul edenlere karşı dikkatli olmalıyız.Böylece bizim o inanca aşina olmayışımızdan ve mümkün önyargıdan kaynaklanan yanlış anlaşılmalardan kaçınmış oluruz.Tam aksine bizim aşina olduğumuz bir inançsa muhaliflerin eleştirilerine kulak vermeliyiz ki böylece gözümüzden kaçan problem ve müphemliklerin farkına varalım.
       *İncelediğimiz inancı anladığımızdan tam emin olduktan sonraki adım,bu inancı kabul etmenin lehindeki ve aleyhindeki sebepleri araştırmaktır.

16)EVRENSEL BİR FİKİR BİRLİĞİ OLMADIĞINDA NASIL BİR YOL İZLERİZ?

16)Kendi bildiğimiz ve doğru olduğuna inandığımız başka şeylere dayanarak ve özenle tefekkür etmemiz durumunda bizi doğruya götürmesi muhtemel görünen akıl yürütme metotlarını kullanarak, her birimiz hakikat peşinde olmalıyız.Her birimiz doğrunun peşinde olmalıyız ve felsefenin özü de budur.

17)DİNİ DÜNYA GÖRÜŞLERİNİN AKLİLİĞİ ÜZERİNE TEFEKKÜRÜN ETKİLERİ NELERDİR?

17)Bu süreç kişinin sahip olduğu iman-bakış açısına daha derinden bağlanmasını sağlayabilir,bazen de az çok ciddi tadilat gerekebilir.Bu tefekkürün sonucu olarak kişi dünyayı bütünüyle farklı bir tarzda görme yönünde ihtida yaşayabilir.Sonuçta kişinin araştırılan dünya görüşü hakkında daha derin bir anlayışa ermesini ve dünya görüşünü kabul etmenin veya reddetmenin neye mal olacağını takdir etmesini sağlar.

  






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder