19 Mart 2015 Perşembe

HADİS METİNLERİ-2 11.ÜNİTE SAHİH-İ BUHARİDEN KİTABUL İLM-2

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA.SALAT(DUA) VE SELAM(ESENLİK) O ‘NUN ELÇİSİ  MUHAMMED’E VE TÜM ELÇİLERİNE OLSUN…..

HADİS METİNLERİ-2  11.ÜNİTE
SAHİH-İ BUHARİDEN KİTABUL İLM-2


Sahîh-i Buhârî’nin “Kitabu’l-İlm” Adlı Bölümün Muhtevası ve Değerlendirilmesi

1.Hz. Peygamber’in uygun vakitlerde ilim öğretmesi

....... İbn Mes'ûd (R) şöyle demiştir: Peygamber (S), va'z ve nasihat hususunda bize bıkkınlık gelmesin diye hâlimize bakıp gün­ler içinde vakitler kollardı


2.Allah hayrını dilediğini dinde anlayış sahibi kılar

13- Bâb: "Allah her kimin hayrını isterse ona dîn hususunda büyük bir anlayış verir".

.......Ibn Şihâb dedi ki: Humeyd ibn Abdirrahmân şöyle dedi: Ben Muâviye ibn Ebî Sufyân'dan hutbe yaparken işittim; şöyle di­yordu: Ben Peygamber(S)'den işittim, şöyle buyuruyordu:
"Allah her kimin hayrını isterse ona dîn hususunda büyük bir anlayış verir. Ben (verici değil) yalnız taksim ediciyim. Veren ise Allah'tır. Bu ümmet Allah'ın (kıyamet) emri zuhur edinceye kadar Allah'ın dîni üze­rinde hep sebat edip duracak ve kendilerine muhalefet edenler onlara zarar veremiyecektir"


3.İlim ve hikmette gıbta

Umer ibn Hattâb: "Seyyidler olmanızdan önce fakîhler olunuz" dedi.


4.Sema’ın kabul yaşı

....... Abdullah ibn Abbâs (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) Minâ'da sütresiz olarak namaz kıldırdığı sırada, dişi bir merkebe binerek karşıdan geldim. O zaman bulûğ yaşına yaklaşmıştım. Safflardan birinin önünden geçtim. Merkebi otlasın diye salıverdim: On­dan sonra saffa girdim. Bu yaptığım işe kimse ses çıkarmadı.

...Bana Zubeydî, Zuhrî'den; o da Mahmûd ibnu'r-Rabî' (R)'den tahdîs etti. şöyle demiştir: Beş yaşımda iken Peygam­ber (S)'in bir kerre bir kovadan (ağzına su alıp) yüzüme püskürttü­ğünü hatırlıyorum.


5.İlmin çekilmesi ve cehaletin zuhuru

Ve Rabîatu'r-Re'y: "Kendisinde herhangi bir ilim bulunan kimsenin kendisini zayi' etmesi (yânî ilmini gizlemesi) lâyık değildir" dedi.

…….Enes (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) şöyle buyur­du:
"İlmin kaldırılması, cehlin kökleşmesi, şarâbın içilmesi, zinanın çoğalması kıyamet alâmetlerindendir".


6.Bir meseleyi öğrenmek için yolculuk yapmak

.......Bize Abdullah ibn Mübarek haber verip şöyle dedi: Bize Umer ibnu Saîd ibn Ebi'l-Hasen haber verip şöyle dedi: Bana Abdul­lah ibnu Ebî Muleyke, Ukbe ibnu'l-Hâris'ten tahdîs etti ki, bu Ukbe ibnu'l-Hâris (R), Ebû İhâb ibn Azîz'in kızı ile evlenmişti. Derken ya­nına bir kadın geldi ve: Ukbe'yi de, evlendiği kadını da ben emzirdim, dedi. Ukbe o kadına: Ne senin beni emzirdiğinden haberim var, ne de evvelce bunu bana söylediğinden, cevâbını verdi. Müteakiben hayvanına binip Medîne'ye Rasûlullah'a gitti ve mes'elenin hükmü­nü ondan sordu. Rasûlullah (R): "Bir kerre (senin onun kardeşi ol­duğun) söylenmiş bulunduğu hâlde (o kadınla evlilik) nasıl olur?" buyurdu. Bunun üzerine Ukbe o kadından ayrıldı, o da başka bir ko­caya vardı.

7.Nöbetleşerek ilim öğrenme

Bize Ebû'l-Yemân tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şuayb, Zuhrî'den haber verdi. H Ebû Abdillah Buhari der ki, İbnu Vehb şöyle dedi: Bize Yûnus, İbn Şihâb'dan; o da Ubeydullah ibn Abdillah ibn Ebî Sevr'den; o da Abdullah ibn Abbâs'tan; o da Umer ibn Hattâb'dan haber verdi: Umer (R) şöyle demiştir: Ensâr'dan bir komşum ile beraber Benû Umeyye ibn Zeyd yur­dunda oturuyor idim. Bu yurd Medine'nin Avâlî denilen yüksek semtindedir. (Bir şey öğrenmek ümidiyle) Rasûlullah'ın yanına nevbetleşe inerdik. Bir gün o iner, bir gün ben inerdim. Ben indiğim zaman o gün vahy ve sâireye dâir ne duyarsam, haberini komşuma getirirdim. O da indiği zaman böyle yapardı. Ensârî arkadaşım bir defa nevbeti­nin gününde idi. Dönüşünde kapımı pek şiddetli çalarak: O burada mı? diye sordu. Ben ürktüm Yanına çıktım. Büyük bir iş meydana geldi, dedi. (Umer der ki: Ben zâten böyle birşey olacağını zanne­dip duruyordum. Sabah namazını kılınca giyinip kuşandım. Sonra Medîne'ye inip) Hafsa'nın yanına girdim. Baktım ki ağlıyor. Rasûlullah (S) sizleri boşadı mı? diye sordum. Bilmiyorum, dedi. Ondan sonra Rasûlullah'm yanına girdim. Ayak üstü durduğum yerden: Zev­celerini boşadın mı? dedim. "Hayır" dedi. Bunun üzerine ben de Allâhu ekber dedim.


8.İlim öğretirken kızmak

.......Ebû Mes'ûd (R) şöyle demiştir: Bir kimse geldi ve:
- Yâ Rasûlallah! Fulânca bize (namaz kıldırırken) o kadar uza­tıyor ki, adetâ namazı terkedecek gibi oluyorum, dedi. Peygamber(S)'i hiçbir mev'ıza da o günkü kadar gadablı gör­medim. Bu şikâyet üzerine Rasûlullah: "Ey insanlar! Sizler nefret ettiricilersiniz. Her kim insanlara namaz kıldırırsa namazı hafifletsin. Çünkü cemâatin içinde hasta ola­nı, zayıf olanı ve iş güç sahibi olanı vardır" buyurdu.


9.Anlaşılması için sözü üç defa tekrar etmek

Rasûlullah: "İyi dinleyin! Bir de yalan söylemektir" dedi ve bu sözü durmadan tekrar ediyordu. Ve İbn Umer: "Peygamber üç defa "Tebliğ ettim mi?" diye söyledi, dedi

......Bize Sumâme ibn Abdillah, dedesi Enes(R)'den tahdîs etti ki, Peygamber (S) bir söz söylediği zaman, iyice anlaşılsın di­ye üç kerre tekrar ederdi. Keza bir kavmin yanına gelip selâm verdiği zaman da üç kerre selâm verirdi.


10.Kişinin ailesini eğitmesi

......Âmir eş-Şa'bî dedi ki: Bana Ebû Burde, babası Ebû Musa'dan tahdîs etti. Ebû Musa (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) şöyle buyuruyordu:
"Üç kişinin ikişer ecri vardır: Bunlardan biri Kitâb ehlinden olup da hem kendi peygamberine, hem de Muhammed'e îmân eden kim­sedir. Diğeri köle edilmiş bir kuldur ki, hem Allah'ın hakkını, hem de efendilerinin hakkını eda ettiğinde (o da iki ecre nail olur). Üçün­cüsü öyle bir kimsedir ki, yanında tasarruf edeceği bir câriye bulu­nur da onu edeblendirir, amma (şiddetten uzak olarak) güzel güzel edeblendirir, ve onu iyice öğretir, lâkin (yine rıfk ile) güzel güzel öğ­retimini tamamlar, bundan sonra da onu hürriyete kavuşturup onunla evlenir. İşte boylesinin de iki ecri vardır".
Bu hadîsi söyledikten sonra Âmir eş-Şa'bî, kendi muhatabına: İşte bu bilgiyi biz sana hiçbir bedel istemeksizin veriyoruz. Hâlbuki vaktiyle Peygamber zamanında bundan küçük bir mes'ele için tâ Medîne'ye kadar bineğe binilip yolculuk edilirdi, dedi


11.İmamın kadınları eğitmesi

32- İmâmın Kadınlara Va'z Vermesi Ve Onlara İlim Öğretmesi Babı
.....Bize Şu'be, Eyyûb'dan tahdîs etti. Eyyûb: Ben Atâ'dan işittim, dedi. Ata: Ben îbn Abbâs'tan işittim, dedi. ibn Abbâs (R): Ben Peygamber (S) üzerine şehâdet ediyorum, dedi. Yâhud Ata da: Ben ibn Abbâs üzerine şehâdet ediyorum, demiştir: Rasûlullah (mescidde va'z ettikten sonra) kadınlara duyuramadım zannıyle ya­nında Bilâl olduğu hâlde (erkek saflarından) çıktı. Kadınlara va'z ederek onlara sadaka vermeyi emretti. (Sözleri o kadar te'sîr etti ki) kadınların kimi (kulaklarmdaki) küpeyi, kimi (parmağındaki) yüzü­ğü çıkanp atmağa başladılar. Bilâl de onları eteği içine topluyordu.
Ve Ismâîl , Eyyûb'dan; o da Atâ'dan diye söyledi. Ata da: îbn Abbâs'tan söyledi, îbn Abbâs: Ben Peygamber üzerine şehâdet ediyorum ki... demiştir




                  İLİTAMLILARIN MÜNACAATI
Ey rabbimiz Rahmet senden dilenilir,Magfiret senden
Günah ve hatalarımızı silmeni dileriz senden
Taşıdıgımız bu güzel kimlige dünya ve ahrette layık olmayı isteriz senden
Meşkul oldugumuz bu ilimle İMAN,İBADET ve AHLAKIMIZIN kamil olmasını bekleriz senden
                                                   ……………….AMİNNNNNNNN


                                                        Mustafa Kalkan       şanlıurfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder