RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN
ADIYLA.SALAT(DUA) VE SELAM(ESENLİK) O ‘NUN ELÇİSİ MUHAMMED’E VE TÜM ELÇİLERİNE OLSUN…..
HADİS METİNLERİ-2 11.ÜNİTE
SAHİH-İ BUHARİDEN KİTABUL İLM-2
Sahîh-i Buhârî’nin “Kitabu’l-İlm” Adlı Bölümün
Muhtevası ve Değerlendirilmesi
1.Hz.
Peygamber’in uygun vakitlerde ilim öğretmesi
11-
Peygamber(S)'in Kendi Sahâbîlerine Va'z Ve Nasihat Etmek Ve İlim Öğretmek
Hususunda Bıkkınlık Getirip Uzaklaşmasınlar Diye Hâllerini Gözetir Olduğu Babı
....... İbn Mes'ûd (R) şöyle demiştir: Peygamber (S), va'z ve nasihat
hususunda bize bıkkınlık gelmesin diye hâlimize bakıp günler içinde vakitler
kollardı
2.Allah
hayrını dilediğini dinde anlayış sahibi kılar
.......Ibn Şihâb dedi ki: Humeyd ibn Abdirrahmân
şöyle dedi: Ben Muâviye ibn Ebî Sufyân'dan hutbe yaparken işittim; şöyle diyordu:
Ben Peygamber(S)'den işittim, şöyle buyuruyordu:
"Allah her kimin hayrını isterse ona dîn
hususunda büyük bir anlayış verir. Ben (verici değil) yalnız taksim ediciyim.
Veren ise Allah'tır. Bu ümmet Allah'ın (kıyamet) emri zuhur edinceye kadar
Allah'ın dîni üzerinde hep sebat edip duracak ve kendilerine muhalefet edenler
onlara zarar veremiyecektir"
3.İlim
ve hikmette gıbta
Umer ibn Hattâb:
"Seyyidler olmanızdan önce fakîhler olunuz" dedi.
4.Sema’ın
kabul yaşı
....... Abdullah ibn Abbâs (R) şöyle demiştir:
Rasûlullah (S) Minâ'da sütresiz olarak namaz kıldırdığı sırada, dişi bir
merkebe binerek karşıdan geldim. O zaman bulûğ yaşına yaklaşmıştım. Safflardan
birinin önünden geçtim. Merkebi otlasın diye salıverdim: Ondan sonra saffa
girdim. Bu yaptığım işe kimse ses çıkarmadı.
...Bana Zubeydî, Zuhrî'den; o da Mahmûd
ibnu'r-Rabî' (R)'den tahdîs etti. şöyle demiştir: Beş yaşımda iken Peygamber
(S)'in bir kerre bir kovadan (ağzına su alıp) yüzüme püskürttüğünü
hatırlıyorum.
5.İlmin
çekilmesi ve cehaletin zuhuru
Ve Rabîatu'r-Re'y:
"Kendisinde herhangi bir ilim bulunan kimsenin kendisini zayi' etmesi
(yânî ilmini gizlemesi) lâyık değildir" dedi.
…….Enes (R) şöyle demiştir:
Rasûlullah (S) şöyle buyurdu:
"İlmin kaldırılması,
cehlin kökleşmesi, şarâbın içilmesi, zinanın çoğalması kıyamet
alâmetlerindendir".
6.Bir
meseleyi öğrenmek için yolculuk yapmak
.......Bize Abdullah
ibn Mübarek haber verip şöyle dedi: Bize Umer ibnu Saîd ibn Ebi'l-Hasen haber
verip şöyle dedi: Bana Abdullah ibnu Ebî Muleyke, Ukbe ibnu'l-Hâris'ten tahdîs
etti ki, bu Ukbe ibnu'l-Hâris (R), Ebû İhâb ibn Azîz'in kızı ile evlenmişti.
Derken yanına bir kadın geldi ve: Ukbe'yi de, evlendiği kadını da ben
emzirdim, dedi. Ukbe o kadına: Ne senin beni emzirdiğinden haberim var, ne de
evvelce bunu bana söylediğinden, cevâbını verdi. Müteakiben hayvanına binip
Medîne'ye Rasûlullah'a gitti ve mes'elenin hükmünü ondan sordu. Rasûlullah
(R): "Bir kerre (senin onun kardeşi olduğun) söylenmiş bulunduğu hâlde
(o kadınla evlilik) nasıl olur?" buyurdu. Bunun üzerine Ukbe o
kadından ayrıldı, o da başka bir kocaya vardı.
7.Nöbetleşerek
ilim öğrenme
Bize Ebû'l-Yemân
tahdîs edip şöyle dedi: Bize Şuayb, Zuhrî'den haber verdi. H Ebû Abdillah
Buhari der ki, İbnu Vehb şöyle dedi: Bize Yûnus, İbn Şihâb'dan; o da Ubeydullah
ibn Abdillah ibn Ebî Sevr'den; o da Abdullah ibn Abbâs'tan; o da Umer ibn
Hattâb'dan haber verdi: Umer (R) şöyle demiştir: Ensâr'dan bir komşum ile
beraber Benû Umeyye ibn Zeyd yurdunda oturuyor idim. Bu yurd Medine'nin Avâlî
denilen yüksek semtindedir. (Bir şey öğrenmek ümidiyle) Rasûlullah'ın yanına
nevbetleşe inerdik. Bir gün o iner, bir gün ben inerdim. Ben indiğim zaman o
gün vahy ve sâireye dâir ne duyarsam, haberini komşuma getirirdim. O da indiği
zaman böyle yapardı. Ensârî arkadaşım bir defa nevbetinin gününde idi.
Dönüşünde kapımı pek şiddetli çalarak: O burada mı? diye sordu. Ben ürktüm
Yanına çıktım. Büyük bir iş meydana geldi, dedi. (Umer der ki: Ben zâten böyle
birşey olacağını zannedip duruyordum. Sabah
namazını kılınca giyinip kuşandım. Sonra Medîne'ye inip) Hafsa'nın yanına
girdim. Baktım ki ağlıyor. Rasûlullah (S) sizleri boşadı mı? diye sordum.
Bilmiyorum, dedi. Ondan sonra Rasûlullah'm yanına girdim. Ayak üstü durduğum
yerden: Zevcelerini boşadın mı? dedim. "Hayır" dedi. Bunun üzerine
ben de Allâhu ekber dedim.
8.İlim
öğretirken kızmak
.......Ebû Mes'ûd (R) şöyle
demiştir: Bir kimse geldi ve:
- Yâ Rasûlallah! Fulânca bize
(namaz kıldırırken) o kadar uzatıyor ki, adetâ namazı terkedecek gibi oluyorum,
dedi. Peygamber(S)'i hiçbir mev'ıza da o günkü kadar gadablı görmedim. Bu
şikâyet üzerine Rasûlullah: "Ey insanlar! Sizler nefret
ettiricilersiniz. Her kim insanlara namaz kıldırırsa namazı hafifletsin. Çünkü
cemâatin içinde hasta olanı, zayıf olanı ve iş güç sahibi olanı vardır" buyurdu.
9.Anlaşılması
için sözü üç defa tekrar etmek
Rasûlullah: "İyi
dinleyin! Bir de yalan söylemektir" dedi ve bu sözü durmadan tekrar
ediyordu. Ve İbn Umer: "Peygamber üç defa "Tebliğ ettim mi?" diye
söyledi, dedi
......Bize Sumâme ibn
Abdillah, dedesi Enes(R)'den tahdîs etti ki, Peygamber (S) bir söz söylediği
zaman, iyice anlaşılsın diye üç kerre tekrar ederdi. Keza bir kavmin yanına
gelip selâm verdiği zaman da üç kerre selâm verirdi.
10.Kişinin
ailesini eğitmesi
......Âmir eş-Şa'bî dedi ki: Bana Ebû Burde,
babası Ebû Musa'dan tahdîs etti. Ebû Musa (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S)
şöyle buyuruyordu:
"Üç kişinin ikişer ecri
vardır: Bunlardan biri Kitâb ehlinden olup da hem kendi peygamberine, hem de
Muhammed'e îmân eden kimsedir. Diğeri köle edilmiş bir kuldur ki, hem Allah'ın
hakkını, hem de efendilerinin hakkını eda ettiğinde (o da iki ecre nail olur).
Üçüncüsü öyle bir kimsedir ki, yanında tasarruf edeceği bir câriye bulunur da
onu edeblendirir, amma (şiddetten uzak olarak) güzel güzel edeblendirir, ve onu
iyice öğretir, lâkin (yine rıfk ile) güzel güzel öğretimini tamamlar, bundan
sonra da onu hürriyete kavuşturup onunla evlenir. İşte boylesinin de iki ecri
vardır".
Bu hadîsi söyledikten
sonra Âmir eş-Şa'bî, kendi muhatabına: İşte bu bilgiyi biz sana hiçbir bedel
istemeksizin veriyoruz. Hâlbuki vaktiyle Peygamber zamanında bundan küçük bir
mes'ele için tâ Medîne'ye kadar bineğe binilip yolculuk edilirdi, dedi
11.İmamın
kadınları eğitmesi
.....Bize Şu'be, Eyyûb'dan
tahdîs etti. Eyyûb: Ben Atâ'dan işittim, dedi. Ata: Ben îbn Abbâs'tan işittim,
dedi. ibn Abbâs (R): Ben Peygamber (S) üzerine şehâdet ediyorum, dedi. Yâhud
Ata da: Ben ibn Abbâs üzerine şehâdet ediyorum, demiştir: Rasûlullah (mescidde
va'z ettikten sonra) kadınlara duyuramadım zannıyle yanında Bilâl olduğu hâlde
(erkek saflarından) çıktı. Kadınlara va'z ederek onlara sadaka vermeyi emretti.
(Sözleri o kadar te'sîr etti ki) kadınların kimi (kulaklarmdaki) küpeyi, kimi
(parmağındaki) yüzüğü çıkanp atmağa başladılar. Bilâl de onları eteği içine
topluyordu.
Ve Ismâîl ,
Eyyûb'dan; o da Atâ'dan diye söyledi. Ata da: îbn Abbâs'tan söyledi, îbn Abbâs:
Ben Peygamber üzerine şehâdet ediyorum ki... demiştir
İLİTAMLILARIN MÜNACAATI
Ey rabbimiz Rahmet senden
dilenilir,Magfiret senden
Günah ve hatalarımızı silmeni
dileriz senden
Taşıdıgımız bu güzel kimlige
dünya ve ahrette layık olmayı isteriz senden
Meşkul oldugumuz bu ilimle
İMAN,İBADET ve AHLAKIMIZIN kamil olmasını bekleriz senden
……………….AMİNNNNNNNN
Mustafa Kalkan şanlıurfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder