****************************İSLAM
HUKUKU .1.HAFTA SORULAR******************************
1-kendisinden şer!an istifada edeilmesi ve yararlanılması,faydalanılması
meşru olan şeylere ne denr? 1-MAL-I
MUKAVVİM(malı mütekavvim).
2-bey akdinin rükünleri
mezheplere göre nelerdir?
2-HENEFİLERDE
İCAP VE KABUL,CUMHURA GÖRE,BAYİ-MÜŞTERİ,MEBİ-SEMEN,İCAB-KABUL.
3-hangi görüşe göre satan tarafın sözü icab kabul edilir?
3-CUMHURA
GÖRE.İSTER ALAN SÖYLESİN İSTER SATAN FARKETMEZ.
4-alma verme
yoluyla olan alışverişlerde hiçbir söz söylemeden bir tarafın semeni,diğer
tarafında malı vermesi şeklinde icab kabulun geçekleştiği alışverişe ne
denir?
4-TEATİ
DENİR.HANEFİLERDEN İ.KERHİYE GÖRE KIYMETLİ VEDEĞERLİ ŞEYLER HAKKINDA TEATİ
MÜNAKIT OLMAZ. 5-söz dışında icab-kabul
için kullanılan vasıtalar nelerdri?
5-TEATİ,HABERCİ VE
MEKTUPLAR,İŞARET.
6-işaret ile alışverişlerde
mezhepler ne düşünmektedirler?
6-HANEFİLER
VE ŞAFİLER İŞARET SÖZ SÖYLEME İMKANI OLMAYANLAR İÇİN GEÇERLİDİR….MALİKİ
MEZHEBİNDE İSE,ÖRF TEAMÜL GEREĞİ MAKSADI ANLATAN HER İŞARET SÖZ
GİBİDİR.derler.
7-hanefi
ve Malikilerde meclis muhayyerliği ne
zaman başlar ve sona erer?
7-taraflar
icab ve kabulde bulunduktan sonra akit
baglayıcı olur.icab kabul gerçekleşene kadar muhayyerlik vardır. 8-cunhura göre meclis
muhayyerliğinde ki görüşleri nasıldır? 8-CUMHUR,AKİT MECLİSİ
DEVAM ETTİKÇE TARAFLARDAN HERBİRİNİN CAYMA HAKKI(muhayyerliği)VARDIR. 9-herhangi bir malın para
karşılıgında satılmasıdr.peşin yada versiye olabilir?
9-MUTLAK BEY
DENİR.
10-unsurları
ve vasıfları meşru olan beye ne denir?
10-SAHİH BEY DENİR.
11-başkasının hakkı taaluk
ettği için geçerliliği onun onayına baglı olna beye ne denir?
11-mevkuf bey
denir. 12-başkasının hakkı
taalluk etmeyen geçerli bey e ne denir?
12-NAFIZ BEY DENİR.
13-temel unsurları tamam
olan ve harici vasıfları meşrıu olmayan bey e ne denir?
13-FASİT BEY DENİR.
14-Fiyatın
belirlenmesi açısından .kazanılacak karın zikrine göre akdin çeşitleri
nelerdir?
14-=MUSAVEME.=MUZAYEDE.=EMANET SATIŞI(kendş arasında 3’e ayrılır.murabaha,tevliye,vadia). 15-semeninm
peşin ödenmesi açısından bey akdının çeşitleri nelerdri?
15-PEŞİN SATIŞ,VERESİYE SATIŞ,HER İKİ TARAFIN VERESİYE SATIŞ,SELEM VE
İSTISNA.
16-hanefilerde akdin
olşuma şartları neşlerdr?
16-akdi
yapanlarda,,akdin bizzat kendisinde,,akdin mekanında,,akdin konusunda..
17-akdin
konusunda söz konusu olan mebide arana şartlar nelerdri?
17-=satılan şeyin mevcut olması=satılan şeyin m.mutekavvim
olması=satılan şeyin mülk edinilebilen,mülk edilmiş bir şey olması=satılan
şeyin akıt esnasında teslim mümkün olmalı.=satılan şeyin her iki taraf içinde
bilinen bir şey olamsı. 18-menfaatleri
mal kabul etmeyen mezhep hangisidir? 18-HANEFİLER.CUMHURA
GÖRE MENFAATLERDE MAL DIR.
19-alışverişte
borçlanılmış ise bunu yazmanın hususunda fakıhlerin görüşleri ne
doğrultudadır?
19-CUMHURA GÖRE YAZMAK MENDUPTUR.ZAHİRİLERE GÖRE İSE FARZDIR. ******************************İSLAM
HUKUKU.2.HAFTA SORULAR********************************* 1-karşılıklı anlaşarak ve şeri bir
gerkçeye dayanarak taraflardasn birinin veya her ikisinin akdi onaylama yahut
feshetme şıklarından birini seçme hakkına ne denir?
1-MUHAYYERLİK DENİR.
2-muhayyerliğin meşru
kılınış sebebi nedir?
2-MUHAYYERLİK İRADENİN
OLABİLDİĞİNCE SAĞLIKLI GERÇEKLEŞMESİNİ SAĞLAMAK TARAFLARDAN BİRİ VE YA HER
İKİSİNİN ZARAR GÖRME RİSKİNİ ORTADAN KALDIRMAK VEYA AZALTMAK İÇİN MEŞRU
KILNIMIŞTIR.
3-muhayyerlık çeşitleri
nelerdri?
3-=şart muhayyeriği=görme
muhayyerlği=ayıp muhayyerliği=vasıf muhayyeriği=tayin muhayyerlği=şuf’a muhayyerlği.
4-mezheplere göre
ŞART muhayyerliğin süresi ne kadardrı?
4-HANEFİ VE ŞAFİLERDE 3
GÜN,,MALİKİLERDE 1-2-3 GÜN VE FAZLA OLABİLİR,,İMAMEYN VE HANBELİ YE GÖRE İSE 3
VE VE DAHA FAZLA OLABİLİR.
5-şart muhayyerliğini sona
erdiren durumlşar nelerdir?
5-(1).MUHAYYER OLAN KİŞİ
SÜRE İÇİNDE ALIM-SATIMI ONAYLAMASI VEYA FESHETMESİ(2)MUHAYYER OLAN TARAFIN AKDİ
AÇIKÇA ONAYLAMASI(3)ONAYLAMA FALAN BİR ŞEY OLMADAN SÜRENİN DOLMASI
KENDİLİĞİNDEN(4).MEBİNİN MUHAYYER TARAFIN ELİNDE AYIPLANMASI(5).MUHAYYER
TARAFIN ÖLMESİ.
6-görme muhayyerliği dşiye
bir muhayyerliğin omadıgı görüşünde olan mezhep hangisidir?
6-ŞAFİ MEZHEBİ.
7-fuzulinin satışını batıl
görenler kimlerdrir?
7-ŞAFİ VE
HANBELİLER.(fuzulinin satışı mal sahibinin kararına baglı oldugu için
mevkuftur.)
8-ayıp muhayyerliğinde
taraflar neleri yapmakta tercihte bulunabilirler?
8-(1).AYIBA RAZI OLUP AKDİ
ONAYALMAK.(2).AKDİ FESHEDİP AYIPLI MALI İADE EDEREK ÖDEDĞİ BEDELİ GERİ ALMAK.
9-ayıp muhayyerliğinde
malı iadeye engel teşkil eden durumlar nelerdir?
9-(1).HABERDAR OLDUKTAN
SONRA AYIBA RAZI OLMA.(2).MUHAYYERLİK HAKKININ DOLAYLI YADA DOGRUDAN
DÜŞÜRÜLMESİ.(3).AKİD KONUSUNUN HELAK OLMASI.(4).MÜLKİYETİ ALAN TAFRAFIN ELİNDE
MALDI AYIP OLUŞMASI.(5).AKİD KONUSUNDA ARTIŞ VEYA EKSİLME OLMASI.(6).MÜLKİYETİ
ALAN TARAF AYIBI FARKETMEDEN HİBE YA DA ÜZERİNDE AMLIN BİR TASADDUKTA
BULUNMASI.
10-akidler borcu ödemeden
geriye dönük olarak kaç şekilde hükümsüz hale getirilebilri?
10-2 şekilde hükümsüz hale
getirilir.(1).FESİH=AKDİN İRDİ OLARAK ORTADAN KALDIRILMASI.(2).İNFİSAH=YÜRÜLÜĞE
KONMASIİMKANSIZ HALE GELMESİYLE AKDİN KENDİLİĞİNDEN SONA ERMESİ.
11-muhayyerlikler
çeşitlerine göre akdin hukuki sonucuna nasıl engel olurlar?
11-(a).ŞART MUHAYYERLİĞİ
=AKDİN HUKUKİ SONUCUNUN DOGMASINA EGEL OLUR.(b).GÖRME MUHAYYERLİĞİ=DOGAN HUKUKİ
SONUCUN TAMAMLANMASINA ENGEL OLUR.(c).AYIP MUHAYYERLİĞİ=İŞLERLİK KZANMIŞ NAFİZ
AKDİN BAGLAYICILIGINA ENGEL OLUR.
12-MECLİS MUHAYYERLİĞİ
NEDİR?
12-meclis muhayyerliği
alıcı ve satıcının alışverişi tamamlayıp bitirdikten sonra yani icap ve kabulde
bulunduktan sonra tarafların daha birbirlerinden ayrılmadan önce yapmış
oldukları akitten vazgeçip geçmeme hürrüyetidir.
13-meclis muhayyerliğinde
mezheplerin görüşleri ne doğrultudadır?
13-HANEFİ VE MALİKİLERE
GÖRE İCAP VE KABUL GERÇEKLEŞTİKTEN SONRA AKİD TAMAM OLUR(bunlara göre meclis
muhayyerliği yoktur icap ve kabulde ,rucu ve kabul muhayyerliği
vardır).DİĞERLERİNE GÖRE İSE AKİD MECLİSİ DAGILANA KADAR TARAFLAR
MUHAYYERLERDİRLER.
14-akdin in’ıkadı için hem
icap hemde kabulun aynı mecliste olması şartına ne denir?
14-İTTİHADİ MECLİS DENİR.
15-meclisi sona erdiren
haller nelerdir?
15-=tatarfların
bedenen ayrılmaları=konuşmalarda akdin söz konusu olmaktan çıkması=tarafların
akdi reddettiklerini gözteren bir tavır almaları=mun’akıd olmasına mani bir
halin zuhur etmesi=akdin mun’akıd olması.
16-alıcı ve satıcının
karşılıklı anlaşarak alış-veriş akdini ve akdin sonuçlarını bozmalarına ne
denir?
16-ikale denir.
17-ikalenin mezheplere
göre hükmü nedir?
17-CUMHURA
GÖRE=İKALE HER İKİ TARAF İÇİNDE FESİHTİR,YENİ BİR BEY’ DEĞİLDİR…..HANEFİYE GÖRE
İKALE TARAFLAR İÇİN FESİHTİR ÜÇÜNCÜ ŞAHISLAR İÇİN YENİ BİR BEY’ DİR…..MALİKİ VE
EBU YUSUFA GÖRE İSE İKALE HER İKİ TARAF İÇİNDE YENİ BİR BEY’ DİR.
18-ikalenin şartları
nelerdir?
18-(1).KARŞILIKLI
RIZA.(2).MECLİS BİRLİĞİ.(3).FESHE MUSAİT OLMASI.(4).MEBİNİN MEVCUT
OLMASI.(5).SARF AKDİ İSE İKALE AYNI ANDA KABZ EDİLME ŞARTI VARDIR.aksi takdırde
riba olur.
*****************************İSLAM
HUKUKU 3.HAFTA SORULAR********************************
1-öezellikleri belirlenen
bir malın peşin para karşılıgında veresiye atılmasına ne denir?
1-SELEM DENİR.(bir tüccara
1000 lira verip 1 ay sonra teslim almak şartıyla 1 ton ekmeklik bugday almak.
2-mezheplerden selem akdi
için vade şartı koyan ve koymayan mezhepler hangileridir?
2-HANEFİLER SELEM AKDİNDE
VADE ŞARTI KOYARLAR-AKSI TAKDIRDE SELEM OLMAZ,ŞAFİLER İSE SELAM AKDİNDE
VADE OLABİLECEĞİ GİBİ PEŞİNDE OLABİLİR
DERLER.
3-mezhepler selemin
meşruiyeti hakkında neler düşünmüşlerdir?
3-HANEFİLER GENEL KURULA
AYKIRI OLARAK SELEM AKDİNE İSTIHSAN DERLER,DİĞER MEZHEPLER İSE İHTİYACA BİNANEN
YADA RUHSAT OLARAK İZİN VERİLMİŞTİR.
4-hangi mezhebe göre
menfaatler mal sayılmamaktadır?
4-hanefilere göre
menfaatler mal sayılmaz.cumhura göre mal sayılır.
5-selem akdında ra’sul
malın şartları nelerdri?
5-RA’SUL MAL SELEMDE
VERİLEN PEŞİN PARADIR.=MALÜM OLMASI GEREKİR.=KİT MECLİSİNDE PEŞİN VERİLMESİ
GEREKİR.
6-selem akdinde ra’sul
malın 2-3 gün bekletilebilecegini ve paşin olmasına gerek yoktur diyen mezhep
hangisiidr?
6-MALİKİLER.
***cumhura göre selemin
ikalesi caizdir.*****
7-belli bir bedel
karşılıgında bir kimsenin sanat erbabıyla bir eşya yaptırmak için anlaşmasına
ne denir?
7-İSTISNA DENİR.
8-istısnanın şartları
nelerdir?
8-(1).ısmarlanan şeyin
cinsinin ve miktarının belli olması.(2).halk arasında ısmarlanamsı bilinen bir
şey olması.(3).süre kesinleştirilmemesi.(YOKSA SELEM OLMUŞ OLUR).
9-selem ve istısna
arasındaki farklar nelerdir?
9-HER İKİSİ DE SİPARİŞ
AKDİDİR.SELEM AKDİNDE SÜE ŞARTI VARDRI,İSTISNA DA YOTUR.SELEMDE RA’SUL MAL
PEŞİN VERİLİR,İSTISNADA PEŞİN YADA VERESİYE ÖDENEBİLİR.SELEM NAS İLE
SABİTTİR,İSTISNA İSE İSTİHSAN YOLUYLA MEŞRU GÖRÜLMÜŞTÜR.
10-tarampada(mukayada)
özel şartlar nelerdir?
10-=HER İKİ BEDELDE PARA
OLMAMALIDR(YOKSA YA SARF OLUR YADA BİRİSDE MAL OLURSA MUTLAK BEY OLMUŞ
OUR)=BEDELLERİN HER BİRİ BİR AYN VE YA BİR NESNE OLMALIDIR.=BEDELLERİN AYNI
ANDA KABZEDİLMELERİ GEREKİR.=KARŞILIKLI DEĞİŞTİRİLEN MALLARIN FAZLALIGI FAİZ
OLUŞTURACAK MİSLİ MALLA OLMAMALARI GEREKİR.
11-sarfın meşru olması ve
haram olan ribadan selim olabilmesi için hangi şartlar gerekir?
11-her İki bedelinde aynı
mecliste kabzedilmesi gerekir=sarftaki kabz da vekalet sahıhtir=sarf akdinin
bölünmesi durumunda elde edilen kısımda caizdir.=sarf ta şart muhayyerliği olmaz.=sarf
ta vade şartı caiz değldir.=aynı cinslerin sarfında eşitlik şarttır.
*********************************İSLAM
HUKUKU.4.HAFTA SORULAR*********************************
1-ödünç işlemlerde ve
alışverişte karşılıgı bulunmayan hakiki veya hükmi fazlalıga nedenir?
1-FAİZ (RİBA)DENİR.
2-HANEFİ VE ŞAFİLERİN
İTTİFAKIYLA KABUL EDİLEN FAİZ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
2-=RİBAL FADL VE RİBAN
NESİE .ŞAFİLER AYRIYETEN BUNLARA RİBAN YED ADINDAKI FAİZ ÇEŞİTİNİ DE EKLERLER.
3-altın gümüş gibi tartı
ile alınıp satılan (veznı)olan şeyler ile bugday arpa hurma gibi ölçü ile
alınıp satılan (keyli)cinsinden eşyanın kendi cinsinden bir eşya karşılıgında
peşin olarak ve diğerinden fazla olacak şekilde satılması halinde meydana gelen
faiz çeşitine ne denir.?
3-RİBAL FADL(fazlalık
faiz)denir.
4-lendisinde faiz cereyan
eden şeyleri yani tartılan ve ölçülen şeyleri birbiri mukabilinde veresiye
olarak değiştirmeye ne denir?
4-RİBEN-NESİE (VADE
FAİZİ)DENİR.
5-kendilerinde faiz
cereyan eden iki malın akit esnasında süre belirtilmeden takas edilip mallardan
birinin veya her ikisinin meclisten ayrıldıktan sonra karşı tarafa teslim
edilmesi şeklinde olan faiz çeşitine ne denir?
5-RİBEL-YED(teslimat
faizi)denir.
6-kendilerinde faiz cereyan eden malları hangi şartlara
uymak kaydıyla takas etmek veya satmak caizdir.?
6-(1).her iki mal
birbirine eşit miktarda olmalıdır.(2).her iki mal hazırda olmalıdır.(3).her iki
malın teslim ve tesellümü taraflarca aynı anda yapılmalıdır.
7-bir kişinin belli
miktarda malı ödeme vakti geldiğinde fazlası ile ödemek üzere borç
almasıdır(islamın kesinlikle yasakladıgı bu faiz çeşitine nedenir?
7-RİBEL
KARZ/RİBEDD-DEYN(borç faizi)denir.
8-kendisinde faiz cereyan
eden mallar mezheplere göre hangileridir?
8-=NASLARIN ZAHİRİYLE AMEL
EDEN VE KIYASI KABUL ETMEYEN ZAHİRİLERE GÖRE =KENDİSİNDE FAİZ CEREYAN EDEN
MALLAR HADİSTE GEÇENLERDİR=(altın,gümüş g,b, tartılan
(veznı)olanlarla,bugday,arpa, hurma,üzüm,tuz, gibi ölçülen mallarda (keyli)…….hanefi ve Hanbelilere göre
ise:ribanın haramlıgına esas olan illetin vezin ve keyl oldugunu
görüşündedirler.buna göre bütün keyli ve veznı mallar ribevi
mallardandır.,………şafi ve Malikilere göre :yalnız altın-gümüş ile yiyecek
cinsinden olan maddelerde
geçerlidir.yani bu iki mezhep ribanın haramlıgının illeti için =cins ve nakit=
ve =cins ve gıda= maddesi oldugunu söylemişlerdir.yani nakitler ve bütün
yiyacek maddeleri ribevi mallardır.
9-birbiri ile değiştirilen
iki madde ile ilgili hüküm,taşıdıkları illete göre değişmektedirler.bu illet
şekilleri nelerdir?
9-(1).İLLETLERİN HER
İKİSİNDE BİRLEŞEN MALLAR.(2).İLLETLERİN SADECE BİRİNDE BİRLEŞEN
MALLAR.(3).İLLETLERİN HİÇBİRİNDE BİRLEŞMEYEN MALLAR.
10-hanefi imamlardan imam
serahsi mebsutunda riba yiyenler için
hangi cezalardan sözetmiştir? 10-(a).ŞEYTAN ÇARPMASI GİBİ OLMA.(
b)YOKLUĞA DÜŞME.(c).HARP.(d).küfür.(e).CEHENNEMDE EBEDİYYEN KALMA.
11-faizin haram kılınışı
hangi süre ve kaçıncı ayetler ile olmuştur?
11-BAKARA SÜRESİ .278-279.
12-darul harpte kafirden
faiz alınıp alınmaması husunda mezheplerin görüşleri nelerdir?
12-hanefi ve ebu Yusuf faiz alınır derler.diğerleri ise ne
darul İslam da ne de darul harpte faiz alınmayacagı görüşündedirler.
*****************************İSLAM
HUKUKU .5.HAFTA*********************************
1-borçlu olan bir insanın
bir ayn/nesneyi vadeli olarak yüksek bir fiyata alıp borcunu ödeyebilmek için
peşin olarak düşük bir fiayata hemen satmasına ne denir?
1-BEY’UL İNE DENİR.CUMHURA
GÖRE BEY’UL İNE CAİZ DEĞİLDİR.BİR TEK ŞAFİYE GÖRE CAİZDİR.
2-bey’ul ine hakkında
=kalbim öyle diyorki bu satış dağlar kadar büyük bir günahtır,bunu faiz
yiyenler icat ettiler.ine satışı ribaya yol açmaktadır.bu sebeple Seddi zerai
kabilinden yasaklanmalıdır diyen İslam alımı fıkıhçı kimdir?
2-İMAMI MUHAMMED.
3-salt iyilik olsun8sadece
ayrdım olsun ) diye ve geri almak üzere birisine verilen karşılıksız borç a
nedenir?
3-KARZ DENİR.
4-alışverişlerde doğan
borca ne denir?
4-DEYN DENİR.
5-alacaklının başka bir
şehirde tahsil etme şartıyla borç vermesine ne denir?
5-süftece denir.HANEFİLERE
GÖRE MEKRUH,CUMHURA GÖRE İSE SÜFTECE BATILDIR.
6-karzın hükmü nedir?
6-1-EĞER BORÇ İSTEYEN ZOR
DURUMDA İSE İMKAN VARSA VERMEK VACİPTİR.2-BORÇ VEREN ,ALANIN BU PARAYLA HARAM
İŞLEYCEĞİNİ BİLİYORSA VERMESİ HARAMDIR.3-BORCU İSTEYENİN DURUMU İYİ,FAKAT
TİCARETİNİ BÜYÜTMEK İÇİN BORÇ İSTEMŞSE VERMEK MUBAHTIR.AMA DARDA KALMIŞSA
İSTEMESİ VACİPTİR.4-BORÇ VERENİN ALANIN ÖDEME İMKANININ OLMAYACAGINI BİLE BİLE
BORÇ VERMESİ HARAM DEĞİLDİR.ÇÜNKÜ RIZAYLA KENDİ HAKKINI ISKAT ETMİŞTİR.
7-hükmi karzdan
bahsedenler kimdir ve hükmi karz nedemektir.?
7-ŞAFİLER HÜKMÜ KARZ DAN
SÖZEDERLER.HÜKMİ KARZ=ALACAKLISI BORÇLUYU SIKIŞTIRMIŞ İKEN BİR BAŞKASI ONA HİÇ
SORMADAN BORCUNU ÖDEYİP ONU KURTARSA ODA HİÇ SES ÇIKARTMASA BURDA HÜKMEN BİR KARZ MEYDANA GELMİŞ OLUR.
8-bu şekil borç ta
enflasyon farkını mukrizin(borç verenin)hakkıdır ve onu talep
edebilri.hangisidir?
8-KARZ.
9-bir malı karşılıksız
olarak anında başkasına temlik edilmesine ne denir?
9-HİBE DENİR.
10-hibe ile ilgili
hükümler nelerdir?
10-A-HİBE EDEN KİŞİ
AKIL,BALIĞ VE REŞİT OLMALI.B-HİBE EDİLEN KİŞİDE AKIL BALIĞ OLMALI.C-BABA
ÇOCUKLARINDAN BİRİNE BAĞIŞTA BULUNABİLR.D-HİBE MÜSLÜMAN VE G.MÜSLİM ARASINDA DA
OLABİLİR.D-HİBE EDİLEN ŞEY CAİZ OLAN BİR ŞEY OLMALIDIR.
11-cumhura muhalif olarak
=cenine =bile hibe yapılabileceğini savunan mezhep hangisidir?
11-İMAMI MALİK.
12-sarhoşun hibesi caizdir
görüşü kimelere aittir?
12-hanefilerde caizdir.
13-hibeden dönemnin tahrimen
mekruh olmakla beraber dönülebileceğini görüşü kime aittir?
13-HANEFİLERE
AİTTİR.(CUMHURA GÖRE HİBEDEn DÖNÜLMEZ_hibeden dönen kusmuguna döner.hadis.
14-hanefilere göre hibeden
cayılmasına mani haller nelerdir?
14-=hibenin telef
olması=hibenin elden çıkması=hibede tasarrufla birlikte değişiklik meydana
gelmesi=hibenin karşılıklı –ivazlı-olması durumunda=hibe mahrem olacak derece
yakınlara verildiyse=taraflardan birinin vefatı halinde.
15-kişinin herhangi bir
malını ömrü boyunca kullanması şartıyla birisine vermesine ne denir?
15-umra denir.
16-şu evimi hayatın
boyunca sana veriyorum,eğer sen benden önce ölürsen evim benim olur.yok ben
senden önce ölürsem ev senin yada varislerinindir.şeklinde ki yapılan sözleşmeye
ne denir?
16-rukba denir.
***************************İSLAM
HUKUKU .6.HAFTA SORULAR********************************
1-malın menfaatinin
satışına ne denir?
1-İCARE DENİR.
2- icare ile menfaatler
arasında bir ayırım yaparlar ve insanın menfaatinin iş gücünün satılması için
İCARE,araba,ev,hayvan menfaatinin satılması içinde KİRA ,Kavramlarını kullanan
mezhep hangisidir?
2-MALİKİLER.
3-icare akdinin rükünleri
nelerdir?
3-HANEFİLERE GÖRE
İCAP-KABUL,DÜR….DİĞERLERİNE GÖRE İSE:İCAP-KABUL—AKDİN TARAFLARI---AKDİN
KONUSU—ÜCRET.
4-SEN BANA BİR GÜN
ÇALIŞ,BEN SANA BİR GÜN ÇALIŞAYIM DİYEREK YAPILAN İCARE AKDİNİN HÜKMÜ NEDRİ?
4-HANEFİLERDE MENFAATLER
MAL SAYILAMDIGINDAN BÖYLE BİR AKİD OLMAZ.CUMHURA GÖRE BÖYLE BİR AKİD CAİZDİR.
5-icare akdinde hangi
muhayyerlikler geçerlidir?
5-icap-kabulde bahsi geçen
rucu ve kabul muhayyerliği ve meclis muhayyerliği icare de geçerlidir.=şart
muhayyerliği,ayıp muhayyerliği,vasıf muhayyerliği ,icarede geçerlidir.
6-icare akdinin tek
taraflı olarak mazeret sebebiyle bozulabileceğini söyleyen mezhep hangisidir?
6-HANEFİ MEZHEBİ.
7-icare akdi ne zaman sona
erer?
7-=SÖZLEŞME SÜRESİ
BİTTİĞİNDE=İKALE İLE SONA ERER=AKİD KONUSUNUN HELAK OLMASI=AKDİN MÜKTEZASINA
(gayesi),maniBİR ÖZÜR MEYDANA GELMESİ0MUHAYYERLİK HAKKINA SAHİP OLAN KİŞİNİN
AKDİ FESHETMESİ=TARAFLARDAN BİRİNİN ÖLMESİ SONUCUNDA.
8-müste’cirin veya mucirin
ölümüyle icare akdi son bulmaz diyenler ne açıklamada bulunmuşlardır?
8-diğer 3 MEZHEBE GÖRE
İCARE SON BULMAZ VARİSLER KENDİLERİNİN YERİNE GEÇER VE İCARE DEVAM EDER.
9-malın menfaatinin
karşılıksız temlikine ne denir?
9-İARE DENİR.herhangi bir
eşyayı belli bir süre kullanması için komşusuna yada arkadaşına verilmesine
ariyet denir.
10-hangi mezhebe göre
iare(ariyet)baglayıcı bir askiddir?
10-HANBELİLERE GÖRE
BAGLAYICI BİR AKİDDİR.
11-ariye şekilleri
nelerdir?
11-..1-ariyenin zaman ve
intifa hususunda mutlak olması( kullanma zamanı belirlemese=başkasını hayvana
bindirebilir.elbiseyi başkasına giydirebilir.)2-ariyenin zaman ve intifa
hususunda mukayyed olması(bineği ve elbiseyi 1 günlüğüne kullanmak için alırsa
başkasına veremez ve giydiremez).3-ariyenin zaman hususunda mutlak,intifa
hususunda mukayyed olması(zaman kaydı olmaksızın buğday taşımak için bineği
ödünç alsa dilediği zaman o binekle yük taşır.).4-ariyenin zaman hususunda
mukayyed,intifa hususunda mutlak olması(bineğin üzerine tük yükleyaceğini
belirlemeksizin bir günlüğüne bineği alsa,bir gün yük yükler.diğer günler yük
taşıyamaz aksi halde tazminat öder.)
12-iare akdini sona
erdiren durumlar nelerdir?
12-=belirlenen sürenin
dolması=muirrin(ariyeti veren)cayması=taraflardan birinin ölmesi.=ariyetin
helak olması=ariyetin başkasına ait oldugunun ortaya çıkması.
13-bir malın korunması
için bir başkasına bırakılmasına ne denir?
13-VEDİA
DENİR.(EMANET).KENDİSİNE EMANET BIRAKILAN KİŞİYE MÜSTEVDA DENİR.MAL İSE MUDA
DIR.
14-vedianın hükmü nedir?
14-vedia Hanefilere göre
bir akiddir.diğerlerine göre ise:özel hükümleri olan bir vekaletir.
***************************İSLAM
HUKUKU 7.HAFTA SORULAR*************************************
1-fiyatın belirlenmesi
açısından akid çeşitleri nelrdir?
1-müsaveme,müzayede,emanet
satışları(murabaha,tevliye,vadia).
2-bayi ile müşteri
arasında satılan şey ve semeni konusundaki
çekişmeye veya pazarlıga ne
denir?
2-MUSAVEME DENİR.
3-müşteri olmadıgı halde
müşteri gibi görünüp pazarlıgı kızıştırıp,fiyatları yükseltme işine ne denir?
3-NEÇEŞ DENİR.
4-MUSAVEMENİN HÜKÜMLERİ
NELERDir?
4-=MUSAVEME ŞUF’A HAKKINI
DÜŞÜRÜR=MUSAVEME DAVAYI DÜŞÜRÜR.=MUSAVEME SIRASINDA VE AKİD DAHA YAPILMADAN
KABZEDİLEN MAL,FUKAHANIN ÇOGUNA GÖRE TAZMİN KONUSUDUR.
5-satılacak bir şeyin
fiyatını artırmak maksadıyla,daha çok veren yokmu? Diyerek mala yüksek bir
fiyat arama şeklindeki satış (akid)ne tür bir akiddir.?
5-müzayede şeklinde
akiddir.fakir alışverişi de denir.beyu men yezid,beyud delale,beyul munadat
isimleridir.
6-süren bir pazarlıga
mudahale etmeye ne denir?
6-el-beyul ala bey’il ğayr
denir.
7-müzayede sırasında
tellalın sözü kimelre göre icap tır?
7-cumhura göre icap tır.
8-tellal pazarlıgı ilan
ettikten sonra müşterilerden gelen
teklifi icap,bayiin(tellalın)bu teklifini onaylamasına da kabul diyen görüş
kimlere aittir.?
8-HANEFİLERE AİTTİR.
9-itimat esasına göre
yapılan alışverişlere ne denir?
9-emanet satışı denir.
10-emanet satışının
türleri nelerdir?
10-beyul vefa,,telcie
satışı,,vadia,,tevliye,,beyul müstersil,,piyasa fiyatına satış.
11-mebinin alındıgı fiyata
bakılmaksızın piyasa fiyatı neyse o fiyata satılamasına ne denir?
11-bey’ul müstersil.
Denir.
12-bayii semeni iade
ettiğinde müşterininde mebii iade etmesi şeklindeki satışa ne denir?
12-bey’ul vefa denir.
13-halkın kendilerine bir
yönetici seçmeleri de aynı zmanda ne anlama gelir?
13-TEVLİYE BU ANLMA DA
GELİR.
14-CUMHURA GÖRE TEVLİYE
SATIŞINDA MÜŞTERİNİN BİLMESİ GEREKEN ŞART NEDİR?
14-TEVLİYE SATIŞINDA
MÜŞTERİNİN ÖNCEKİ FİYATI BİLMESİ ŞARTTIR.
***********************İSLAM
HUKUKU .8.HAFTA SORULAR*******************************
1-VEKALET KDİ LUGATTE KAÇ ANLAMI VARDIR?
1-korumak ve muhafaza
etmek….vekalet-tefviz….el-vekil=(Bir insanın isteği üzeri veya emriyle bir isin
görülmesi. O isi gören kimse “vekil” dir. Ҫünkü ona o
isi veren “müvekkil” dir ve onun hesabına o işi ifa etmektedir.
2-vekaleti Hanefi ve
şafiler nasıl tarıf etmişlerdir?
2-hanefiler
vekaleti=insanın belli bir tasarrufta, baska kimseyi kendi yerine koyması ve
tasarruflarını belirlemesine vekalet denir.şafiler ise=Bir insanın hayattayken
yapması kaydıyla, bir isi yapmak üzere baska bir sahsı naib (tayin
etmesidir),demislerdir.
3-vekalet akdinin temel
unsurları nelerdir?
3-müvekkil….vekil….tasarruf….kullanım
yetkisinin caiz olması….tasarrufun belirlenmesi,bilinmesi.
4-Vekalet kelimesiyle
benzer anlamı tasıyan lafızlar nelerdir?
4-Bunlar, niyabe, vilaye ,
isaa’u , kavame , gibi kelimelerdir.Vekalet ve velaye, her iki kelime her
nekadar niyabeyle benzerlik arzetse de vekalet, niyabe karsılıklı anlasmayla sağlanırken,
velaye ise ser’i veya zorunlu olmaktadır.isaa-i ve vekalet arasındaki benzerlik
şöyle açıklanır= Birisine, ölümünden sonra yerine getirilmek üzere verilen
tasarruf hakkıdır. Vekalet ve isaa’ arasındaki benzerlik; her ikiside biri
adına iş yapmak,vekillik etmektir. Fakat, vekalet kişi hayattayken anlasma
yürürlükte olur. Fakat isaa’ ise, kişinin ölümünden sonra yürürlüğe girer.
5-vekalet akdinin şeri
dayanağı nedir?
5-kitap,sünnet,icma ve
akla dayanarak.
6-vekalet akdinin hükmü
nedir?
6-vekalet akdi
bazen,vacip,mendup(fakirlere sadaka veya yardım için vekil olma durumunda
mendup olur),mekruh.mubah ve haram olur.
7-vekalet akdinin
rükünleri nelerdir?
7-hanefilere göre =icab ve
kabul yeterlidir.cumhura göre=1) Müvekkil: Baskasına kendi adına yetki ve
tasarruf hakkı veren, vekil tayin edendir.2) Vekil: Vekalet akdi mucibince baskası adına tasarrufta bulunan, vekil tayin
edilendir.3) Müvekkilu fih – mahal vekale-: Vekaletin söz konusu olduğu alım,
satım, kiralama ve benzeri seyler.4)Tevkil sigası: Siga kelimesinden anlasılan,
iki taraf arasında anlasmaya varılan, karsılıklı rızaya dayalı ifade biçimidir.
8-Fakihler vekalet
(akdinin) sözlesmesi için tasarrufta bulunmanın şartlarına ne demişlerdir?
8-ilk şartı akıl, temyiz
kudretine sahip olunması gerektiğini belirttikten sonra, müvekkil için bazı
sartlar öngörmüslerdir.a)Fakihler, mümeyyiz olmayan çocuk, deli, uyuyan ve
baygın birinin vekil tayin
etmesini caiz olmadığı
konusunda ittifak halindedirler. b) Hanefiler mümeyyiz olan çocuğun, talak,
hibe ve sadaka (zekat) gibi bazı konularda tasarruf hakkına sahip olmadığı,
ancak nafile olan sadaka ve hibe gibi hayırlı islerde velisinin izni olmadan da
tasarrufta bulunursa vekaleti sahih olduğunu söylemislerdir.şafi’iler mümmeyiz
olsunolmasın, mutlak anlamda çocuğun vekil tayin edilemeyeceği
görüsündeler.c)Hanefiler, deli olanın bazen akıl sağlığına kavusması durumunda,
akıl sağlığı yerindeyken yapmıs olduğu vekalet akdini geçerli
saymıslardır.d)Mürtedin vekaleti hususunda üç farklı görüs
bulunmaktadır:Birincisi; bütün alimler, (Ebu Hanife, Maliki, Safii ve
Hanbeliler) onun tekrar müslüman olmasının bekleneceğini, dinine tekrar dönmesi
durumunda vekaletinin geçerli olacağını, aksi durumda vekaletinin geçerli
olmayacağını söylemislerdir. Ayrıca, daru’lharbe gitmesi, ölmesi veya
öldürülmesi durumunda, imam Ebu Hanife’ye göre bu durumda yine vekaleti
geçersizdir.ikincisi; Ebu Yusuf ve Safiilerin bir görüsüne göre, mürted birinin
baskasına vekaleti sahih ve geçerlidir.Üçüncüsü; Safii’ mezhebinin görüsüne
göre, mürtedin vekalette bulunması geçerli olmayıp batıldır.f)Hanefi mezhebine
göre, kisi kendi basına mutlak anlamda nikah akdinde bulunabileceği gibi
baskasını da vekil tayin edebilir. Onlara göre ihramlı biri nikah akdi için
vekalette bulunabilir. Safiilere göre kadın, nikah akdinde ne müvekkil ve ne de
vekil sıfatıyla taraf olabilir. ihramlı birinin de yapacağı akit tasarrufunu
caiz görmezler. Ayrıca müslüman olan birinin, müslüman bir bayanın nikah akdi
için kafir birini müvekkil kılınamayacağı görüsündeler.g)şafiiler istisnai
durumlar dısında, göremediğinden dolayı alıs-veris ve buna benzer seyler için,
kör birinin vekil tayin etmesinin caiz olmadığı görüsündeler.h)Hanbeliler,
vekilin müvekkilini tanımaması durumunda vakaletin caiz olmayacağını,fakat
geçici vekaletin caiz olduğu görüsündeler.i)Keza Hanefi mezhebi görüsüne gore,
yetim olanın vasisi (muvekkili), kendisi icin caiz olup yapabileceği herseyi
yetim için de yapabilir, vekil tayininde bulunabilir.k)Safiiler, sayet sulh
için vekalet vermisse, bu durumda sulhun satma amacını
güttüğü takdirde, yapılan
sulhun caiz olacağını ifade etmislerdir.i)Ayrıca cumhur ulema, mal ihracı
dısında olduğu gibi zekat, hac vb. ibadetler dısında da vekaletin caiz olmadığını
söylemislerdir.
Okunmalı=Vekalet
akdinde müvekkil için konulan sartlar vekil için de konulmustur.Fakihler,
yapması haram olan bir is için vekil olunamayacağını belirttikten sonra,
vekilin vekalet alacağı seylerde tasarruf edebilir olması için:a)Mezhepler,
mükellef olmadıkları için, temyiz kudretine sahip olmayan çocuk,
deli, uykuda olan ve
sürekli baygınlık geçirenin vekilliğinin sahih (caiz) olmadığı hususunda
ittifak etmislerdir. Fakat, temyiz kudretine sahip olup, büluğ çağına eren
çocuk konusunda ihtilaf ettikleri görülmektedir.-Hanefi ve Hanbeli’ler temyiz
kudretine sahip büluğ çağına eren çocukların vekalette (vekil) bulunmasının
caiz olduğu görüsündeler.-Ancak her ne kadar Hanbeliler temyiz kudretine sahip,
büluğ çağına eren çocukların yapacakları tasarrufa cevaz vermislerse de, bunu
velinin iznine bağlı
k ılmıslardır.-Hanefiler
ise çocuk vekil için, eğer parayla kazanma ve aldatmanın ne olduğunu idrak
etmisse, alıs-veris akdinden ne kastedildiğini kavramıssa yapacağı akidi sahih
bulmuslardır. Bu görüse sahip olanların delili Hz. Peygamberin, Üm Seleme ile
evlilik meselesine dair rivayet edilen bir hadise dayanmaktadır. Hadiste
Peygamber Üm Seleme’nin oğlu Amra:”Kalk ve anneni benimle evlendir”, dediği
rivayet edilmektedir.Oysa ki Üm Seleme’nin oğlu Amr çocuk yastaydı.Ayrıca
Hanefiler, vekilin akıl baliğ
olması durumunda akdin doğuracağı
hukuki neticelerinin ona ait olacağını, temyiz kudretine sahip çocuk olması
durumunda ise, hukuki neticelerinin ona vekaleti verene ait olduğunu
söylemislerdir.- Safiilerin görüsüne göre, çocuğun vekaleti caiz değildir.
Fakat temyiz kudretine sahip olan çocuğun kendisi için zekat dağıtmak, kurban
kesmek ve nafile hac gibi tasarruflar caiz olduğundan dolayı, ancak bu
hususlardan vekillikte bulunabileceğini belirtmislerdir.Ayrıca Safiiler gözü
görmeyen ve sefih (ahmak) olanların da mali islerde vekillik yapamayacağı
görüsündeler. Çünkü yapılacak akitte sakaya yer olmadığı, vekilin ciddi olması
gerekir.b) Hanefilere göre, mürtedin yapacağı vekilliğin, islam beldesinde
kaldığı müddet
içerisinde sahih olacağını.
Fakat islam beldesini terkedip daru’l-harbe iltihak ettiğinde vekilliğinin
düseceğini söylemislerdir.c)Hanbelilerde caiz olmasıyla birlikte, Hanefiler
vekilin meçhul değil bilinen
olmasını, neye vekillik
yapacağını bilmesini, vekaletin sıhhati sartlarından saymıslardır.Ayrıca
vekalet konusunun mübhem, belirsiz bir sey olmamaması da gerekmektedir. Eğer
müvekkil:ikinizden birini evimi satmak için vekil tayin ettim veya kim evimi
satarsa onu vekil tayin ettim derse, vekalet sahih olmaz. Müvekkil, vekile
sifahi (sözlü) veya haber göndererek, onu vekalette bulunacağı sey hakkında
bilgilendirmesi gerekir.d)Her ne kadar bazı fakihler nikah akdi gibi bazı
akitlerde vekilin adaletli olmasını sart kosmuslarsa da, genel olarak vekilin
adaletli olması sartı aranmamaktadır.e) Bazı fakihler nikah akdi gibi akitlerde
vekilin erkek olma sartını koyarken,genel olarak vekillikte erkek olma sartı
aranmamaktadır.
9-Safii alimleri vekalet
akdinin gerçeklesmesi için üç sart ileri sürmüslerdir: 1) vekalet konusu olan
sey, tasarrufta bulunacağı vakit en az bazı yönlerden belirli (malum) olması
gerekir. 2) Vekaleti veren müvekkilin, vekalet verileceği esnada vekalet vereceği
seyin tamamen mülkü, tasarruf hakkına sahip olması gerekir. 3). Niyabeti kabul
etmeyen islerde vekalet sahih olmadığından, vekalet konusu seyin, niyabetle
(vekillikle) yerine getirilebilir nitelikte olması gerekir.
**Cumhur/alimlerin çoğuna
gore, hem mali, hem de bedenen yapılan ibadetlerde (zekat, sadaka, kafare,
nüzur, kurban kesmek) ihtiyaç görüldüğü takdirde vekil tutulabilir. Bundaki
amaç malın hak sahiplerine ulastırılmasıdır. Gerçi Maliki mezhebi nefis
terbiyesi için hac ibadetinde vekilliği caiz görmese de cumhura göre caizdir.
***Siga:Vekalet akdinde ve
diğer akitlerde olduğu gibi siga karsılıklı rızaya dayalı, ister sarih veya
kinaye yoluyla, ifade edilen icap ve kabulden ibarettir. Safii mezhebinde icap ve
kabul için iki sartı ileri sürmüslerdir:a) Müvekkilin, rızasıyla vekaleti verdiğine
dair sarih veya kinaye bir lafız kullanması gerekir. Zira mükellef olan sahsın
rızası olmadan onun adına tasarrufta bulunması yasaklanmıstır.
Sarih lafız: ”Seni evimi
satman için vekil kıldım” veya “evimin satıs isinde sana yetki verdim”.
Kinaye lafız: ”Seni evimin
satısında kendi yerime kaim kıldım veya naib kıldım”. Ayrıca vekalet isleminde
mektup ve yazılı kağıt lafız yerine geçmektedir. Vekilin, vekaleti kabul ettiğini
belirtmesi, (isaret etmesi)
yeterlidir. Burada lafız
sart değildir, fiil (davranıs) dahi yeterlidir.b) En sahih görüse göre
vekaletin bir sarta bağlanmamasıdır. Örneğin,” Zeyd seferden (tatilden), gittiği
yerden dönünce, sen su konuda benim vekilimsin”, demesi veya “ramazan ayına
geldiğinde, su konuda benim vekilimsin”, seklinde vekaleti sarta
bağlarsa, belirsizlik,
bilgisizlik olacağından vekalet doğru olmaz. Ancak bu durumda,vekilin sarta bağlı
yapacağı herhangi bir tasarrufta geçerli kabul edilir. Çünkü tasarrufu hususunda
izin verilmistir. Ayrıca, vekaleti zamanla sınırlamada beis yoktur. Belirlenen zamandan
sonra ise vekil tasarruf yetkisine sahip değildir. Örneğin: “Bir ay müddetince sen
benim vekilimsin”, gibi.
**Maliki mezhebine göre
sigada icap, ancak alısıla gelen ifadelerle yapılabilir.Vekalet akdine isaret
etse dahi, alısıla gelen ifade seklinde olmazsa buna itibar edilmez.
10-vekalet akdinde vekilin
tasarrufuyla ilgili hükümler nelerdir?
10-VEKİLLE İLGİLİ
HÜKÜMLER==a) Eğer müvekkil, vekilini vekalet akdi esnasında belli bazı
sartlarla sınırlamıssa,alimlerin ittifakiyla bu sözlesmelere bağlı kalması
gerekmektedir.
b) Vekil, müvekkilin izin
verdiği kadarıyla, hukuk veya örfün sağladığı kosullar dahilinde vekalet akdini
icra edebilir.
c) ibn Haceri’in ifade
ettiği üzere, vekil müvekkile vefalı kalarak, vekaletle ilgili önem arz eden
bilgiler varsa onu bilgilendirmelidir.
**Alimlerin ittifakıyla
vekalet akdi, ücretli veya ücretsiz olabilir. Nitekim daha-önce de değindiğimiz
gibi Peygamber (s.a.v)”, Urve ve Cabir b. Abdillah’la ilgili rivayetlerde ücret
vermisti.
**Vekil vekalet konusu
olan seyi gerçeklestirdikten sonra Elbiseyi teslim anında veya hac farizasını
yerine getirdikten sonra, ittifakla müvekkilden ücretini tahsil etmesi
sahihtir.
11-VEKALET ÇEŞİTLERİ
NELREDİR?
11-Siga Cihetinde
çesitleri,,, Tasarruf cihetinde çesitleri,,, Mutlak ve Mukayyet Vekalet:
12-SİGA CİHETİNDE OLAN
VEKALET ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
12-Vekalet akdinde
vekaletin hemen yapılmasıBirinin: “Seni arazimi hemen satman için vekil
kıldım”, demesi gibi). vekaletin sarta bağlanması(Vekaletin tasarrufu sart
edatlarından birine bağlı olarak gerçeklesen durumdur, ( إن ، وإذا ) gibi. Sahsın: Eger falan sahıs gelirse, sen benim
mallarımın idaresinde vekilimsin” gibi., vekaletin izafesi(vekil belirlenen
vakit gelmedikçe tasarruf hakkına sahip değildir. Bir sahsın: “Gelecek ayın
sonunda seni kitap alman için vekil tayin ettim”, demesi gibi., vekaletin sart
edatına bağlanması ve vekale devriye(Bu tür vekalette sart edatı görülmektedir
(mehma=küllema)gibi : “Seni her ne zaman azl ettimse, (tekrar) vekil kıldım”
demesi gibi.Maliki mezhebi vekalet süresi devam etmezse, 6 ayı asarsa vekalet
hakkı düser. Safiilerin bir görüsüne göre bu tür vekalet batıldır. Fakat
Hanefi, Hanbeli ve Safiilerin tercih ettikleri görüse göre vekale devriye
sahihtir. seklinde çesitli vekalet sigasi (icap/kabul) sekilleri bulunmaktadır.
13-vekalet akdinin
Tasarruf cihetinde çesitleri nelerdir?
13-Tasarruf cihetinde
vekale amme (umumi), vekale has (özel) diye ikiye ayrılmaktadır.
a-Vekale amme (umumi): Bu
çeşit vekalet örneğinde, müvekkil vekile bütün is ve haklarında tam tasarrufta
bulunma yetkisi vermektedir. Diğer bir ifadeyle, vekalet belli bir alanla
sınırlı olmayıp, bütün yönleriyle (bütün hukuki alanlarda, alısveris, hibe,
talak vs.) genel olması gerekmektedir. Hanefi ve Malikilere göre bu çesit
vekaletle müvekkilin sıkıntıları giderileceği için caizdir. Safii ve Hanbeliler
ise, bu akit anlasmalarında büyük oranda belirsizlik olduğundan dolayı caiz
görmemislerdir.
b-Vekale has
(özel):Müvekkilin, belli bir konuda vekile tasarruf hakkı vermesidir.
Müvekkilin vekile: “Seni bu arabamı satman için vekıl kıldım” veya “bu evi
alman hususunda seni vekil tayin ettim”, demesi gibi.cumhura göre caizdir.
14-Mutlak ve Mukayyet
Vekalet nedir?
14-a)
Mutlak vekalet: Müvekkilin vekili tasarruf, zaman veya para mikdarıyla
sınırlamadığı vekalet çesididir. Müvekkilin vekile: “Bu evi sat”, demesi gibi.
b) Mukayyet vekalet:
Müvekkilin vekili belli bir tasarruf, zaman veya para mikdarıyla
sınırlamasıdır. Müvekkilin vekile: “Seni bu arabayı süresi bir yıla kadar
olacak sekilde taksitle satman hususunda vekil tayin ettim”, demesi gibi.
*(ÖNEMLİ):
Alimler vekaletin caiz olup olmadığı konuları ikiye ayırmıslardır: Allah hakkı
ve kul hakkı olan konular. Birincisi: Yüce Allah’ın Hakları: namaz ve oruç gibi
ibadetler sadece bedeni ibadet olarak değerlendirildigi için Yüce Allah’ın
hakları kapsamı dahilinde yer aldığından bunlarda vekalet caiz degildir.Had
cezası da Allah Teala’nın haklarındandır. Vekalet vermek iki çesittir.Birincisi
ispat için, diğeri istifa (uygulanması) içindir.
a)
Hadlarin ispatı için vekalet vermek: Hanefilere göre davaya ihtiyacı olmayan
zina ve içki içmek gibi bir had çesidiyse, bunun ispatı için vekil tayin
edilmez. Çünkü böyle bir had, zaten hakimin huzurunda beyyine (delil) veya
ikrar ile sabit olduğundan hak sahibi tarafından ayrıca dava açılmasına gerek
yoktur.
Sayet hırsızlık ve kazf
haddi gibi bir had olursa, Ebu Hanife ve Muhammed’egöre ispatı için vekil tayin
etmek caizdir. Ebu Yusuf’a göre hadlerde ispat caiz değildir.Ancak müvekkilin
onayıyla delil kabul olunur. Ayrıca bu görüs ihtilafı kısasın ispatında da
bulunmaktadır. Ebu Yusuf ve diğer müctehidlerin çoğuna (cumhura) göre yüce
Allah’ın hadlerinin ispatı için vekalet vermenin caiz olmadığını söylemistir.*
b) Hadlarin istifası konusunda vekalet: Kısas ve hadlerin uygulanması hususunda
dört mezhepte, hakimin (yönetici) vekalet vermesinin caiz olduğu konusunda
ittifak etmislerdir. Tazirde vekil tayin etmek:
İkincisi: Kul haklarında
vekalet: Kulların haklarında olan vekalet ikiye ayrılmaktadır: a) Süphe durumu:
Süphenin bulunmasıyla birlikte istifa edilmesi caiz olan durumlardır. Bu
durumda Ebu Hanife ve öğrencisi Muhammed’e göre vekalet vermek sahihtir. Fakat
bir kısım durum var ki süphe kaim olursa istifa etmeleri caiz değildir. b) Hak
sahibinden af ve bağıslama süphesine rağmen, vekilin bunları teslim alması. Bu
tür hakların hükmü; ispatı ve istifa edilmelerinin sahih olduğu konusunda
alimler arasında görüs birliği vardır.
**Yemin eden ve nezirde bulunan
sahsın durumu, tıpkı namaz ve oruç gibi bedeni ibadet ve hadlere benzediğinden
dolayı,yemin, nezir, kasame ve lian gibi hususlarda da vekalet vermek sahih değildir.
**Kötü ve hos görülmeyen
bir söz olduğu için, zıhar için de vekalet verilmez. Haram olduğundan, cinayetler ve gasp içinde vekalet
verilmez. Haram olan ve haram görülen her hususta vekalet verilmez”.
ÖNEMLİ=Fakihlerin
ittifakıyla, vekalet akdi gayri lazım akitlerden olduğu için, her iki tarafın
da akdi sonlandırmasının caiz olduğu görüsündeler. Müvekkil, vekilini azletme
imkanına sahip olduğu gibi, vekilin kendisi de kendisini azlederek
tasarruflarını sonlandırabilir. Ancak mezhepler müvekkilin vekili azletmesi
için bazı sartlar ileri sürmüslerdir:
- Hanefiler, vekil
azledildiğinden haberdar olmadıkça vekilliğinin devam edeceğini, öğreninceye
kadar tasarrufta bulunmasının caiz olacağı görüsündeler.
- Maliki, Safii ve
Hanbeliler, vekilin azlinden bilgi sahibi olmasının sart olmadığını, azlinden
sonra yapacağı tasarufların ise batıl olacağını söylemislerdir.
- Hanefiler vekilin
azledilmesi hazır bulunurken yapılır, sayet uzaktaysa mektup veya elçi
göndererek azledebilir.
- Safiilere göre, çocuk ve
fasık olmayan, adalet sahibi birinin haberiyle vekil azledilir.
Vefat: Taraflardan birinin vefatı durumuda vekalet
akdi ittifakla sona erer.
Cinnet/ Delilik hali: Hanefi ve bazı Hanbelilere göre
taraflardan birinin deliliği halinde vekalet iptal olur.
Bayılma hali: Cumhura göre bayılmayla vekalet akdi
sonlanmıyor.Safii mezhebine göre, müvekkil veya vekilden birinin bayılması
halinde tasaruf ehliyetini kaybedeceğinden dolayı vekalet hükmünün batıl olacağı
yönündedir.
Riddet hali: Hanefiler, vekil veya müvekkilin mürted
olması halinde, daru’lharbe gitmesi durumunda vekaleti batıl olur.
Daru’l-harpten dönmesi durumunda, imam Muhammed vekaletinin iade edileceğini,
imam Yusuf ise vekaletinin dönmeyeceği görüsündeler.İmam Ebu Hanife, mürtedin
daru’lharbe
gitmeden önceki durumu
için, vekaletin mevkuf olacağını, tekrar müslüman olması durumunda vekaletinin
iade edileceğini, müslüman olmadan ölür veya daru’l-harbe giderse vekaletin
geçersiz olacağı görüsündedir. Safiiler vekilin riddetinin azledilmesi için bir
neden olmadığını, riddet halindeyken yapacağı tasarrufların da geçerli olacağı
görüsündeler. Hanbelilere göre, vekil veya müvekkilin irtidatı durumunda
vekalet batıl olur.
Fasıklık: Safiiler, müvekkilin fıskı durumunda
vekaletin batıl olacağı görüsündeler.
Sarhosluk: Hanefi ve Hanbelilere göre, sarhosluk
vekalet akdini batıl kılmaz.
İ nkar: Hanefi ve Safiilere göre müvekkil veya
vekilin inkarı ile vekalet akdi son bulur.
Ayrılık hali: Vekil veya müvekkilin ayrılması
durumunda, Hanefiler, vekilin bilgisi dısında dahi olsa azlolunacaını söylemislerdir.
**********************İSLAM
HUKUKU 9.HAFTA SORULAR***********************************
1-MEZHEPLERE GÖRE ÖLÜ
ARAZİNİN TARİFLERİ NASILDIR?
1-hanefilere göre=
sulamayla, dikmekle/ekmek ve bina etmekle hayatın devam etmesinin yolları veya
Mecelle’nin tabiriyle: "Ӧlü arazi, hiç kimsenin
mülkiyet ve tasarrufu altında olmayan, mera, bataklık ve harman yeri gibi, bir
bölge halkının ortak yararına tahsis edilmis yerlerin ve yerlesim bölgelerinin
dısında kalan topraklardır".şafiiler, “ hiç kimsenin istifade etmediği ve
kimseye ait olmayan yerin imar edilmesi diye tanımlamışlardır.Hanbeliler, hiç
kimsenin mülkü altında olmayan ve imar edildiğine dair bir
emarenin olmadığı yerler,
diye ifade etmislerdir.
2-Ӧlü
(mevat) arazi kelimesiyle benzer anlamı tasıyan bazı lafızlar nelerdir?
2- a) Tahcir veya ihticar:
Belirgin bir isaret koyarak veya dört bir tarafını taslarla çevirerek
baskalarının artaziyi ihlal etmesine engel olmak.
b) Havz, hiyaze:
Birlestirmek, toplamak anlamına gelir. Istılahi anlamı: Elini bir seyin üstüne
koymak, mülk edinme sahip olamaktır.cumhura göre el koymakla mülk
olunmaz/edinilmez.
c)irtifak: Yararlanmak,
istifade etmek gibi anlamlar ihtiva etmektedir.
d) ihtisas: Bir sahıstan
baskasına ait olmayan, sahis mali.
h) ikta: Bir kisinin
mülkiyetinde olmayıp devlete ait olan toprak gelirlerinin asker veya sivile
hizmet karsılığı verilmesidir.
** Alimler,Peygamber ve
sahabilerin uygulamalarına binaen, ölü arazilerin ihyası hususunda cevaz
verilmiş.
** Hz. Ömer (r.a) ölü
arazilerin ihya edilmesini belirli hüküm ve sartlara bağlayarak, bir yeri üç
yıl içrsisnde bos bırakır ve ihya etmezse baskasına verileceğini belirtmistir.
** -imam Yusuf, Muhammed,
Safii ve Hanbelilere göre ölü arazilerin ihyasında imamın izninin aranmadığını,
bu gibi yerleri izinsiz dahi olsa kim ihya ederse onun olacağını
söylemislerdir.
- imam Ebu Hanife’ye göre,
ölü arazinin ihyası için uzak veya yakın olması fark etmeksizin imamın izni
sarttır. Malikiler, ölü arazinin yerlesim yerine yakın olması halinde imamın
izninin sart olduğu görüsündeler. Fakat uzak olması halinde izleyecekleri iki
yol vardır:
I) ibn Rüsd ve Đbn Yunus’a
göre imamın iznine lüzum yoktur.II) Maliki alimlerdinden Abdülmelik göre, her
halukarda mutlak anlamda imamın iznine ihtayaç vardır.
*** - Cumhurun delili,
Peygamberden rivayet edilen:” Her kim ölü bir araziyi ihya ederse onundur”,
hadisin umumi lafız olmasıdır.
3-ihyası Caiz Olmayan
Yerler nerelerdir?
3-şehir içindeki boş
yerler,Arafat,mina,müzdelife gibi yerler ölü arazi hükmünde değildir.
insanların faydalandığı otlak, su kuyuları, nehir yatakları ve imar edilen
yerler ihya edilecek yerler değildir.
4-ihyası Caiz Olan Yerler
nerelerdir?
4- alimlerin ittafakıyla
yerlesim yerlerinin dısında, hiç kimsenin mülkü veya tasarrufu altında olmayan
arazilerdir. Safiiler ister uzak ister yakın olsun, ihya edilecek arazinin daha
önce hiç ihya edilmemis olması gerektiğini söylemislerdir.-Geçmis kavimlerden
kalan yerlerin ihyası, alimlerin ittifakıyla caizdir. Safiilerin
bir görüsüne göre bu gibi
yerler mevat olmadığından dolayı ihya ile malik olunmaz.
5-islam Diyarında Mevat
Araziyi ihya Edende Aranan Sartlar nelerdir?
5- Alimlerin ittifakıyla
akıl sahibi, hür olan herkes islam diyarındaki ölü araziyi ihya etme hakkına
sahip olabilir. Fakat bir zimminin tıpkı bir müslüman gibi ölü araziyi ihya etme
hakkına sahip olup olmadığı hususunda ihtilaf vardır= - Cumhura göre, zimmi
birinin bir müslüman gibi islam diyarında ölü araziyi ihya haklarına
sahiptir.yalnız,malikiler arap yarımadasında imamdam izin alınması gerekir
der.hanefide İslam diyarında imamın iznine bağlamaktadır.
6-islam Diyarı Dısında
Mevat Araziyi ihya Edende Aranan Sartlar nelerdir?
6- Hanefi, Hanbeli ve bazı
Malikiler, fethedilen arazi ister anveten (zorla) ister sulh yoluyla olmus
olsun, müslümanlar buradaki ölü arazileri ihya edebilir.- Safiiler müslüman ve
zımmi birinin islam diyarı dısındaki ölü yerleri ihya etmesini caiz
görmüslerdir.
7-ihyanın Keyfiyet Yolları
mezhep görüşleri nelerdir?
7-ihyanın keyfiyeti
hususunda Hanefi ve Malikilerin neredeyse ittafak halinde oldukları
görülmektedir. - Hanefiler ihyanın ölü araziyi imar etmek, ağaç dikmek, ekin
ekmek maksadıyla sürmek veya sulamakla gerçeklesebileceğini
söylemislerdir.-Malikilerinden ibn Kasım ve Esheb’e göre ölü arazinin ihyası,
kuyu veya su yolu açmak, ağaç dikmek, bina yapmak, ekin ekme amacıyla toprağı
sürmek veya bunlara benzer birsey yapmakla gerçeklesir. Kadı Đyad ise, ancak bu
yedi isten birini yapmakla ihyanın gerçekleseceğini belirtmistir:
1) Su pınarını çıkartmak
2) imar/ bina etmekle 3) Ağaç dikmekle 4) Araziyi sürmekle 5) Yere çukur
açmakla 6) Oradaki ağaçları kesmek suretiyle 7) Taslarını kırmak suretiyle,
çukur yerler doldurularak arazinin tesviye edilmesiyle
- Safiiler ise, arazinin
ihyası insanın maksadına göre değisebileceğini belirtmisler.Örneğin ev insa
etme maksadıyla ihya etmisse, o yörenin adetine uygun olarak bölgenin kerpiç
veya sazlık ile çevirmesi sartı aranır. Hanbelilere göre,ya o arazinin etrafı
duvarla örülür yada Arazinin ihyasında örfe müracaat gerekir.
**ihya Edilen Yerin ihmal
Edilmesi:Ölü arazinin ihmal veya terkedilmesi durumunda, baska biri gelip orayı
eker veya imar ederse ihya kime kalır? Gibi bir durum söz konusu olursa:-
Cumhura göre ihya birinci sahsa kalır. Zira mülkün sahibi vardır ve biliniyor.
** -ihyanın azami üç yıl
içerisinde olması gerekir. Zira devlet ve kamu yararını gözönüne alan Hz.Ömer,
ihya edilen arazinin üç yıl içerisinde ıslah, imar veya kullanılması gerektiğini
söylemistir. Bu konuda Hz.Ömer’den nakledilen bir rivayette:“Tahcir yapan
kimsenin üç seneden sonra hakkı yoktur”, demistir.
** ölü arazinin ihyası
konusunda bir sahsın baskasına vekalet vermesi alimlerin ittifakıyla caizdir.
- Hanefilere göre: Eğer
ihya edilen arazi ösri arazidense ösür, harici arazi kapsamındaysa haraç
vermesi gerekir.
** Ölü Arazilerde Bulunan
Madenlerin Hükmü= Bilindiği gibi madenler zahir ve batın olmak üzere ikiye
ayrılır: Zahir ve batın.a) Zahiri Madenler: Kükürt, yakut ve petrol gibi bir
karıs miktarında kazıldıktan sonra kendisine kolayca ulasılan madendir.
- Hanefi ve Hanbelilere göre, bu gibi yerlere ihya ile sahip olunamayacağı
gibi, herhangi bir insana ıkta usulü ile verilmesi de caiz değildir.
- Safiilere göre:ihya etmeden önce eğer
bilgisi dahilinde değilse, ihya edebilir. Malikilere göre: Malikilerin meshur
görüsüne göre bu gibi yerler imam/ devlete aittir.
b)
Batıni Madenler: Altın, gümüs, demir, bakır ve kursun gibi madenlerdir.
-Hanefi, Safii ve Hanbelilerin bir görüsüne göre, bu gibi madenleri kim çıkarırsa
onun olur. Malikilere göre, batıni madenler de tıpkı zahiri madenler gibi
yetkisi devlete aittir.
8-MEZHEPLERE GÖRE VEDİA
NASIL YARIF EDİLMİŞTİR?
8-Hanefiler vediayı: “
Hıfz/koruma amacıyla bir kimseye bırakılan maldır, diye tarif etmislerdir.
Malikilere göre: Koruma
amacıyla birine tevdi (vekil tayin) edilen maldır.
Safiilere göre: Mülk
altındaki bir seyin veya özel muhterem (malin) muhafaza edilmesi amacıyla
baskasını vekil tayin etmektir.
Hanbelilere göre: Malı
koruma amacıyla baskasının yanına bırakmaktır. Ayrıca tarife ücretsiz olma
sartını da ekledikleri görülmektedir.
**Hanefi alimleri müslüman
için mal sayılmayan, gayri müslim için mal kabul edilen sarap ve domuz gibi
seylerin, vedia akdine konu olabileceğine isaret etmislerdir.Safiiler ise kendi
fıkıh anlayıslarına göre mal sayılmayan eğitilmis köpek ve benzeri seylerin de
vedia akdine konu olabileceğini belirtmislerdir.Muhterem hususi: Temellük
edilmesi ser’an sahih olmayan, fakat mülkiyet hakkı göz önünde bulundurulan eğitilmis
köpeğin idası sahihtir. Muhterem olmasının manası: Telef/itlaf edilmesiyle
görevlendirilmeyen. Genelde
vediayı alan kisinin emin
olması vedia akdinin temel prensiplerindendir.
9-Vedia ile Benzer Anlam Đfade
Eden Lafızlar NELERDİR?
9-Emanet,İARE,gasb,lukata.
10-vedia ile ariye
arasındaki fark nedir?
10-Vedia ve ariye
arasındaki en önemli iki fark ise;
a) vedia alana malı
kullanma hakkının verilmemesidir.
b) Vedia alan yaptığı
muhafaza karsılığı ücret talep edebilir olmasıdır.
11-lukata ne demektir?
11-Sahibi kim olduğu bilinmeyen
ve baskası tarafından bulunan maldır.
12-gasb nedemektir?
12-Baskasına ait bir malı
sahibinin izni olmadan zor kullanarak elinden almak,
el koymak demektir. Mal,
gasp edilenin yanında emanet hükmündedir.
13-mezheplere göre
vedianın hükmü nedir?
13-Hanefilere göre:
Vedia’nın kabulü müstehaptır. Malikilere göre: Vediayı alan ve veren açısından
bakılınca her ikisi hakkında da
mübah olduğu
anlasılmaktadır. Sayet çalınan veya gasp edilen mal ise haramdır. Safiilere
göre: Eğer sahıs, vediayı korumayı ve verilen emaneti yerine getireceğine
inanıyorsa, yardımlasma
açısından bakılınca müstehaptır. Fakat emanet ve koruma görevini
yerine getireceğine kanaat
getirmezse, acziyet duyuyorsa bu durumda haramdır. Hanbelilere göre: Kendine
güvenerek malı koruma güvencesini taahhüt ediyorsa,
vediayı kabul etmek
müstehap olur.
14-vedia akdinin
özellikleri nelerdir?
14-1-Đki taraf için caiz
olan bir akittir. Ayrıca her iki taraf için de gayrı
lazım/gerekmeyen ve dilediği
zaman feshedebilir. Fakihler vedia akdini diğer akitlerden ayıran özelliğin,
herhangi bir menfaat karsılığı olmaksızın vediayı korumaya dayalı olduğuna
dikkat çekmislerdir.2-Emanet akit olması. Cumhur, vedia akdini tasnif
ettiklerinde emanet akitlerden saymıslardır. Vediayı, vedinin koruması gerektiğini
söylemislerdir.
3) Teberruat
akitlerindendir. Fakihler arasında vedia akdinin teberruat akitlerden olduğuna
dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Hanefi ve Safiiler vedin vediayı koruması
karsılığında bir ücret talebinde bulunmasını sahih ve caiz görmüslerdir.
Malikiler eğer mudi akit esnasında ücret talep etmemisse, ona ücret verilmeyeceğini
veya örf ve adete göre hareket edileceğini söylemislerdir. Hanbeliler, malı
koruması karsılığında ücret talebinde bulunamaz, ücret talep edemez.
15-Cumhura göre ise vedianın
rükünleri nelerd,ir?
15-1) Siga. Đcap ve
kabuldür.
2) Akit yapan iki kisi.
3) Mahal veya vedianın
kendisi.
**Fakihler müvediin(akit
yapan iki kişi) tasarruflarının caiz olması gerektiği hususunda ittifak
etmislerdir.
Hanefiler akıl ve mümeyyiz
olmayı yeterli görürken, cumhur ergen, akıl ve resit olmayı ön görmüslerdir. -
Çocuk ve mümeyyizler için İDAIN şafi ve malikiler geçersiz sayarlar,HANEFİ VE
HANBELİLER VELİSİNİN İZNİ İLE GEÇERLİDİR DERLER.MÜSTAVDİDE DE HANEFİLER İZİN
VERİLMİŞSE MÜMEYYİZ ÇOCUK TİCARET YAPABİLİR DEMİŞLERDİR.DİĞERLERİ SAHIH
DEĞİLDİR DEMİŞLER. 1) Hanefi ve Malikiler vedianın mal olması gerektiğini sart
kosmuslardır. 2) Safii ve Hanbeliler akdin sıhhati hususunda, vedianın sadece
mal değil, herhangi bir nesne de olabileceğini belirterek fark
gözetmemislerdir.
*Cumhura (Hanefi, Safii ve
Maliki) göre tasınır olması sartını koymamıslar, akarında olabileceğini ileri
sürmüsler.
**Hanefi ve Malikiler
tazmin yükümlülüğün doğması için iki sart bulunması gerektiğini savunmuslardır:
Birincisi: Teaddi veya
kusur bulunan davranısın olması.
İkincisi: Vedianın telef
olması veya zarar görmesi. Safiiler, Hanbeliler ve imam Züfer’e göre mûda,
vedia akdini muhafaza etmez, zarar verirse tazmin sorumluluğuna girmis olur.
16-Vedianin Tazmin
Sebepleri NELERDİR?
16-Vedianın izinsiz
kullanılması.. Vedianın baska bir malla karıstırılması.. Vedianın sefere
birlikte götürülmesi…Vedianın kullanılması…Mûda’in vediayı inkarı…Vedia ile
ticaret yapılması…Korumada ihmal edilmesi…Gerekli bakımın yapılmaması…Vedianın
sahibine iade edilmemesi…Mûda’nın ölmesi…Mûda’nın belirlenen sartlara uymaması
17-Vedi’în Birden Fazla
Olması DURUMUNDA NE OLUR?
17-Vedi’în birden fazla
olması: Hanefilere göre, vediayı birden fazla sahsın yanına koymak mümkündür.
18-Vedia Hususunda
Anlasmazlık Çıkması DURUMUNDA NE OLUR<?
18-Eğer biri diğerinin
yanına vedia bırakmıssa, daha sonra anlasmazlık çıkarsa, mûda’: Sen bana
vediadan infak etmemi veya sadakada bulunmamı veya falan sahsa vermemi söylemistin
derse, mûdi te inkar ederse, bu hususta fakihler ihtilaf etmislerdir:
Birinci görüse göre:
Hanefiler, Malikiler ve Safiiler malın sahibinin (mûdi)söyleyeceği söz-delil ve
mûda’nın da yeminine bakılır. Çünkü iddia edenin delil, inkar edenin de yeminde
bulunması gerekir.
ikinci görüse göre: Hanbeli ve Đbn Ebi Leyla’ya göre, vediin sözüne bakılır, sadece yemin
ettirilir, herhangi bir karsılık gerekmez. Vedianın mülkiyetinde anlasmazlık
DURUMUNDA=HANEFİLERDE=Birinci görüs: Ya ikisi bin dirhem hususunda kendi
aralarında anlasırlar veya her biri paranın kendisine ait olduğunu iddia ederek
diğerine vermez. Đkinci görüs: Eğer anlasamazlarsa ve her biri paranın
kendisine ait olduğunu iddia ederlerse, vedi’ ikisine de bir sey vermez, yemin
ettirir. Yeminle çözemez ise delil sunmaları
gerekir. Safiilere göre:
Vedia hususunda iki kisi tartısırsa, her biri vedianın kendisine ait olduğunu
iddia ederlerse, vedi’ birinin doğru sözüne inanırsa, diğerine yemin etmek
düser. Yemin ederse diğerinin davası düser. Veya ikisi anlasıncaya kadar vedia
olduğu gibi kalır.
19-VEDİA AKDİ HANGİ
DURUMLARDA SONA ERER?
19-Taraflardan birinin
vefatı: Hanefi, Safii, Hanbeli ve Malikilerin tercihi, vedianın sahibi vefat
ederse vedi’in vediayı varislerine iade etmesi gerekir. Đade etmemesi durumunda
tazminle yükümlü duruma düser. Ölüm haberinin karsı tarafa ulasmıs olmasının
gerekip gerekmediği hususunda fakihlerin bazı görüsleri bulunmaktadır:
Hanefiler, talep olmadan iade edilmez görüsündeler. Safiilere göre, vedi’in,
malı beklemeden hemen varislere vermesi gerekir. Hanbelilere göre, vedi’, varisleri
tarafından talep beklemeden ve zaman geçirmeden teslim edilmesi gerekir.
Vedi’in vefat etmesi durumunda ise Hanefi, Safii ve Hanbelilere göre vedia varislerine
emanet olarak intikal eder. Taraflardan birinin akit ehliyetini kaybetmesi:
Vedi’in kendini azletmesi.. Mülkiyetin intikali.. Vedi’in baskasına ikrar
edilmesi.. Vedi’in emanette kusur islemesi..
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder