RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN
ADIYLA.SALAT(DUA) VE SELAM(ESENLİK) O ‘NUN ELÇİSİ MUHAMMED’E VE TÜM ELÇİLERİNE OLSUN…..
HADİS METİNLERİ-2 10.ÜNİTE
SAHİH-İ BUHARİDEN KİTABUL
İLM-1
s1. el-Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahih’i câmi’
türünde tasnif edilmiş eserlerin en meşhur olanıdır.bu esri telif etme sebebi nedir ve kac hadis iceirisinden
cıkarılmıştır.?
C1. hocası Ishak b. Rahaveyh’in, içerisinde
el-Buhârî’nin de bulunduğu bir ders halkası esnasında “Sahih hadisleri ihtiva
eden bir kitap te’lif etseniz,” tavsiyesi üzerine 600 bin hadis içerisinden
tahriç etmiş(çıkartmıştır)
S2. El-Buhârî
el-Câmiu’s-Sahih eserlerini telif ederken hangi usul ve planı
gözetmiştir.
C2. Kendi ifadesine göre orada ravileri adalet ve zabt
sahibi olup, senedi muttasıl olan yani, sadece sahih olan hadisleri
toplamıştır. Eserini telif ederken önce eserinin çatısını konularına göre
planlamış, sonra da elindeki hadis malzemesi içerisinden tespit ettiği şartlara
uygun olanlarını o plan içerisine yerleştirmiştir. Nitekim es-Sahîh’te
de öyle bablar vardır ki sadece ayetlerden oluşup altında ya hiç hadis
bulunmamaktadır ya da o konudaki ashab ve tabiûn görüşleri kaydedilmekle
yetinilmektedir.Yani el-Buhârî demek istemiştir ki böyle bir mesele vardır,
ancak bu meseleyi aydınlatacak sıhhatli hadis bulunamamıştır. Eğer sadece sahih
hadisleri kitabına almayı hedeflemiş olsaydı, bu neviden altında hadis
bulunmayan başlıkları hiç de koyma ihtiyacını hissetmezdi.
S3.Es-sahih’te toplam kaö hadis vardır ve alimlerin
geneline göre neden El-Buhari sahih hadisleri toplayan ilk kişi olarak
bilinir.??
C3. Sahih’deki hadis sayısı, muallak, mutâbî,
şâhid ve mevkûf dışında mükerrerlerle birlikte 7397’dir. Bunlar dahil edilirse
9.082’yi bulmaktadır.7 Bu rakam, toplamış olduğu 600bin hadise nisbetle çok az
miktara tekabul eder.Demek ki el-Buhârî bütün sahih hadisleri toplamayı gaye
edinmemiştir ve buna da lüzum görmemiştir.O, kitabını kendi nezdinde sıhhat
şartlarına uygun olan hadislerden oluşturmuştur. Zira el-Buhârî’nin şartı,
meşhur Sahabî raviye varıncaya kadar ravilerin güvenilirliği konusunda ittifak
edilmiş hadisi eserine alması ve isnadının muttasıl(bitişik) olmasıdır.Oysaki
el-Buhârî’den önceki müellifler sahih, hasen, zayıf, ma’ruf, garib,şazz, münker
ve maklub ayırımı yapmadan her hadisi kitaplarına almışlardır. Bundan dolayı
el-Buhârî sadece sahîh hadisleri toplayan ilk kişi olarak kabul edilmiştir.
S4. “Fıkhu’l-Buhârî fîterâcimihî.” Sözü neyi
ifade eder ve neden söylenmiştir.
C4. ‘’Buharî’nin fıkhı konu başlıklarındadır’’anlamına
gelir.Söylenme sebebi: El-Buhârî bazı fıkhi, itikadi görüşlerini bu baba
başlıklarında dile getirdiği gibi bazı görüşleri de eleştirmiştir. Bu sebeple
bab başlıklarında çok sayıda muallak hadise yer vermiş olan müellifimizn
buralarda çok sayıda sahabe ve sonraki dönemlerde yaşamış olan alimlerin
görüşlerini naklettiğini görüyoruz. Sahip olduğu bu özellikleri sebebiyle bir
çok müstakil çalışmaya konu olmuşmasıdır.
S5.Hadis hafızları El-buhari’nin kac kadisini tenkit
etmiştir.?
C5. Hadis hafızları, el-Buhârî’nin 110 hadisine illeti
(kusuru) açısından tenkit yöneltmişlerdir. Bunların 32’si Muslim’le ortak
rivayet ettikleri, 78’si ise yalnızca el- Buhârî’nin rivayet ettikleridir.
muhaddislerin ifade ettiği gibi bu hadislerin eleştirilmesi,aralarında illetli
(kusurlu) olanların bulunmasıdır
S6. Sahihayn ne demektir.El-Buhârî’nin Muslim’de
bulunmayan ravilerinin sayısı kaçtır?
C6. Sahihayn iki sahih manasınadır.El-Buhari’min ve
Müslim’in sahihleridir bunlar. El-Buhârî’nin Muslim’de bulunmayan ravilerinin
sayısı 430 küsurdur. Bunlardan 80’i hakkında zayıflatıcı eleştiriler
yapılmıştır. Bir de mecruh (eleştiriye uğramış) raviler vardır.
S7. Muslim’in, el-Buhârî de bulunmayan ravilerinin
sayısı kactır?
C7. 620’dir.Bunlardan 160’ının hakkında zayıflatıcı
eleştiriler yapılmıştır.Bu ikisine ait olup tenkide maruz kalan hadislerin
sayısı 210’a varmaktadır. Bu sayının 80’in altında kalan bir kısmı
el-Buhârî’de; kalanı ise Muslim’dedir
S8.Sahihayne yöeltilen ilk eleştri eseri eserinin adı
nedir? Müellifi kimdir? eser hakkında bilgi??
C8. ed-Dârakutnî’dir. ed-Darakutnî (ö.385/995), el-Buhârî ve Muslim’in
kendi şartlarını ihlal ederek bazı hadislerrivayet ettiği gerekçesiyle “el-İlzâmât
ve’t-Tetebbu’ adlı bir eser te’lif etmiş; el-İlzâmât’ında el-Buhârî
ve Muslim’in isnatları sahih ve râvîleri güvenilir olup her ikisinin de
şartlarına uyduğu halde Sahihayn’a almadıkları yetmiş kadar rivayeti
zikretmiş ve bu hadislerin alınması gerektiği hususunu konu edinmiştir. “et-Tetebbu’”da
ise 218 hadisi tenkide tabi
tutmuştur. Bu hadislerin 217’si Buhari ve Muslim’in
rivayet ettikleri hadislerdir. Tenkit ettiği son hadis ise Ebu Davud tarafından
rivayet edilmiştir.“ et-Tetebbu’” da tenkide tabi tutulmuş olan 217 Sahihan
hadisinden 31’i muttafakun aleyhtir. Sadece Buhârî tarafından rivayet edilmiş
olanların sayısı 73’dir. Geriye kalan 113 hadis ise Muslim’in Sahîh’inde
yeralmaktadır. “et-Tetebbu’”da tenkide tabi tutulmuş olan hadislerin
bazıları mükerrer olarakzikredilmişlerdir. Dolayısıyla mükerrerler çıkarılınca
Darakutnî’nin tenkit etmiş olduğu hadis
sayısı 213’e inmektedir. Buna göre Buhârî’nin tek
başına rivayet ettiği 71, Muslim’in de tek başına rivayet ettiği 111 hadis
tenkide uğramıştır. Ed-Dârakutnî’nin bu eserinde muallakrivayetleri konu
edinmediğini de belirtmekte yarar vardır.
S9.El-buhari’nin Camiu-ssahiji üzerine yazılan
şerhlerin başlıcalrı hangileridir.?
C9. Hadis
kaynaklarının en sahihi kabul edilen el-Camiu’s-Sahîh, tarihi süreç içerisinde başka
hiçbir kitaba nasip olmayan bir ilgi ve alakaya mazhar olmuştur. Bab
başlıkları, muallak rivayetleri, şartları, ricali, vb çok farklı yönleri
araştırma konusu yapılmış olan el-Camiu’s-Sahîh’in üzerine yüzlerce kitap
kaleme alınmıştır. Sadece yazılan şerhlerin sayısı bile yüzü aşmıştır. Bu
şerhler arasında en meşhurlarışu dördüdür:
1. el-Kirmânî, el-Kevakibu’d-Derârî,
2. İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî,
3. Bedruddin el-Aynî, Umdetu’l-Kârî,
4. el-Kastalânî, İrşâdu’s-Sârî.
1.İlmin Fazileti Babı:
"... Allah içinizde îmân etmiş olanlarla (bilhassa) kendilerine
ilim verilmiş bulunanların derecelerini yükseltir. Allah ne yaparsanız hakkıyle
haberdârdır" (el-Mucâdîle: 58/12); "Rabb'ım benim ilmimi
artır!" (Tâhâ: 20/114)
2.Bir sozle meskul olana soru sorulması:
2.Konuşmasıyle
Meşgul Bulunurken Kendisinden Bir İlim Sorulduğunda, KonuşmasınıTamamladıktan
Sonra Suâl Sorana Cevâb Veren Kimse Babı:
Bize Muhammed ibn Sinan tahdîs
edip şöyle dedi: Bize Fuleyh tahdîs etti. H ve keza bana İbrahim ibnu'l-Munzir tahdîs
edip şöyle dedi: Bize Muhammed ibn Fuleyh tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam
tahdîs edip şöyle dedi: Bana Hilâl ibn Aliyy, Ata ibn Yesâr 'dan, o da Ebû
Hureyre'den tahdîs etti. Ebû Hureyre şöyle demiştir:
Meclisin birinde Peygamber (S)
huzûrundakilere söz söylerken ansızın bir bedevi gelip: Kıyamet ne zamandır?
diye sordu. Rasûlullah konuşmasına devam etti. Oradakilerin kimi: Bedevî'nin ne
dediğini işitti, amma suâlinden hoşlanmadı dedi; kimi de: Belki işitmedi diye
hükmetti. Nihayet Rasûlullah sözünü bitirince: "O kıyameti soran
nerede?" diye, yânî bunun gibi bir lâfızla suâl etti. Bedevî:
- İşte ben yâ Rasûlallah,
dedi. Bunun üzerine Rasûlullah:
- Emânet zayi' edildiği vakit
kıyameti bekle, buyurdu. Yine bedevî:
- Emâneti zayi' etmek nasıl
olur? diye tekrar sorunca, Rasûlullah:
- İş, ehli olmayana yöneltilip
dayandırıldığı zaman kıyameti bekle, buyurdu
3.İlim öğretirken sesin yükseltilmesi
3.İlim öğretirken sesin yükseltilmesi babı:
Bize ebu numan-I
arim bin elfadl oda Ebû Avâne, Ebû Bişr 'den; o da Yûsuf ibn Mâhek 'den; o da
Abdullah ibn Amr'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Gittiğimiz yolculukların
birinde Peygamber (S) geride kalmıştı da sonra bize yetişmiş idi. O sırada
namaz vakti girmişti. Biz de abdest alıyorduk. Ayaklarımızı, mesh eder gibi, az
su ile yıkamağa başladık. Peygamber bu hâli görünce en yüksek sesiyle iki
yâhud üç kerre: "Cehennem'de yanacak ökçelere yazık!" diye
nida etti
4.Muhaddisin “Haddesena”, “Ahberena”,
“Enbeena”şeklindeki ifadeleri:
4. Muhaddisin
Haddesenâ Yâhud Ahbaranâ Ve Enbeenâ Sözleri Babı:
Bize Humeydî ,
Sufyân ibn Uyeyne(198)'nin nazarında Haddesenâ, Ahbaranâ, Enbeenâ ve Semi'tu
bir ma'nâya idi, dedi.İbn Mes'ûd da: Rasûlullah (S) sâdık ve masdûk olduğu
hâlde Haddesenâ( = Bize tahdîs etti) demiştir. Şakîk da Abdullah ibn Mes'ûd'dan
söyledi ki, kendisi: Ben Peygamber'den bir söz işittim, demiştir. Huzeyfe da:
Rasûlullah (S) bize iki hadîs tahdîs etti, demiştir. Ve Ebu'l-Âliye dedi ki:
İbn Abbâs'tan: o da Peygamber'den; O da Rabb'ından rivayet etmekte olduğu
hadîsde... Enes ibn Mâlik de: Peyamber(S)'den; O da azîz ve celîl olan
Rabb'ından rivayet ederek... dedi. Ebû Hureyre de: Peygamber'den; o da azîz ve
celîl olan Rabb'mızdan rivayet ederek... buyurdu, dedi.Kuteybe tahdîs etti. Bize İsmâîl ibn Ca'fer Abdullah
ibn Dînâr 'dan; o da İbn Umer 'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Rasûlullah
(S):
"Ağaçların içinden bir nevi' vardır
ki, yaprağı düşmez. O ağaç (kâmil) müslümânın benzeridir. Onun ne olduğunu bana
tahdîs edin (-söyleyin)" buyurdu. Orada bulunanlar vâdîlerdeki
ağaçlan saymağa daldılar. Abdullah ibn Umer dedi ki: Bunun hurma ağacı olduğu
hatırıma geldi, fakat (söylemeğe) utandım. Ondan sonra: Yâ Rasûlallah, onun ne
ağacı olduğunu bize tahdîs et (=söyle), dediler. Rasûlullah: ''Hurma
ağacıdır" cevâbını Verdi
6. Muhaddisin
Huzurunda Okumak Ve Ona Arz Etmenin Hükmünü Beyân Babı:
Hasen Basrî, Sufyân
es-Sevrî, İmâm Mâlik muhaddisin huzurunda okumayı (ondan nakletmenin sahîhliği
hususunda) caiz gördüler. Ve bâzıları âlimin huzurunda (kendisinden
nakledebilmek için) ona karşı okumanın caiz olduğuna, Dımâm ibn Salebe hadîsini
delîl olarak ileri sürdü: Dımâm, Peygamber(S)'e: "Namazları kılmamızı sana Allah mı
emretti?" diye sormuştu da, Peygamber de ona: "Evet" diye
ikrar etmişti. Bu hadîsi delîl getirenler: İşte bu. Peygamberdin huzurunda ona
karşı okumaktır. Müteakiben Dımâm, Peygamber'den sorup öğrendiklerini kendi
kavmine haber verdi, onlar da bunu caiz görüp, verdiği haberi kabul ettiler
7. Munâvele Hakkında
Zikrolunan Sözler İle İlim Ehlinin, İlmi Diğer Beldelere Yazıp Göndermeleri
Babı:
Enes: Usmân Mushafları
yazdırdı da müteakiben bunları diğer şehirlere gönderdi, dedi. Abdullah ibn
Umer ibn Âsim , Yahya ibn Saîd ve İmâm Mâlik, bu yazıp gönderme işini caiz
gördüler. Hicâzlılar'ın bâzısı da munâvelenin câizliği hususuna Peygamber'in şu
hadîsini delîl getirdiler: Peygamber, bir müfrezenin kumandanı için bir
emirname yazıp eline verdi ve: "Bu mektubu ancak şu, şu yere ulaştığın
vakit oku!" diye emretti. Kumandan o yere ulaşınca mektubu açıp
maiyyetindekilere karşı okudu da, böylece Peygamber'in yazılı emrini onlara
haber verdi.
5.Kendisine İlim Ulaştırılanların Bir Kısmı işitenden
Daha iyi Anlayabilir
9.Peygamber(S)'in: "Benden
kendisine tebliğ ulaştırılanların bâzısı bizzat işitenden daha iyi
belleyicidir" Kavli Babı:
.......Ebû Bekre (R) Peygamber'! zikrederken şöyle
demiştir:
Rasûlullah (veda haccında) devesi üzerinde oturdu.
Devenin
dizginini bir adam tutuyordu.
- Bu gün hangi gündür? dedi.
Biz sükût ettik; o derecede ki, başka bir isim ile
isimlendirecek zannettik;
- Kurbân günü değil mi? buyurdu.
- Evet, dedik.
Sonra:
- Bu ay hangi aydır? diye sordu.
Yine sükût ettik; o derecede ki isminden başka bir
isim ile isimlendirecek zannettik.
- Zu'l-hicce değil mi? buyurdu.
- Evet, dedik.
Bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Kanlarınız,
mallarınız, ırzlarınız bu belde içinde, bu ayda, bu günün harâmlığı kadar
birbirinize haramdır. Burada hâzır bulunanlarınız, burada bulunmayanlara (yânî
müstakbel nesillere) bunu tebliğ etsin. Olabilir ki, hâzır olan kimse, bunu
daha iyi anlar bir kimseye tebliğ etmiş olur’’
Ey Rabbimiz ümmetin
bütün hastalarına ve hastalıklarına şifalar ver ve kalbizime esenlik verecek
iyi insanlarla karşılaştır bizleri,hem dünya da hemde ahrette……….AMİN
Hazırlayan : MUSTAFA KALKAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder