19 Mart 2015 Perşembe

HADİS METİNLERİ-2 10.ÜNİTE SAHİH-İ BUHARİDEN KİTABUL İLM-1

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA.SALAT(DUA) VE SELAM(ESENLİK) O ‘NUN ELÇİSİ  MUHAMMED’E VE TÜM ELÇİLERİNE OLSUN…..

HADİS METİNLERİ-2  10.ÜNİTE
SAHİH-İ BUHARİDEN KİTABUL İLM-1

s1. el-Buhârî’nin el-Câmiu’s-Sahih’i câmi’ türünde tasnif edilmiş eserlerin en meşhur olanıdır.bu esri telif  etme sebebi nedir ve kac hadis iceirisinden cıkarılmıştır.?

C1. hocası Ishak b. Rahaveyh’in, içerisinde el-Buhârî’nin de bulunduğu bir ders halkası esnasında “Sahih hadisleri ihtiva eden bir kitap te’lif etseniz,” tavsiyesi üzerine 600 bin hadis içerisinden tahriç etmiş(çıkartmıştır)


S2. El-Buhârî  el-Câmiu’s-Sahih eserlerini telif ederken hangi usul ve planı gözetmiştir.

C2. Kendi ifadesine göre orada ravileri adalet ve zabt sahibi olup, senedi muttasıl olan yani, sadece sahih olan hadisleri toplamıştır. Eserini telif ederken önce eserinin çatısını konularına göre planlamış, sonra da elindeki hadis malzemesi içerisinden tespit ettiği şartlara uygun olanlarını o plan içerisine yerleştirmiştir. Nitekim es-Sahîh’te de öyle bablar vardır ki sadece ayetlerden oluşup altında ya hiç hadis bulunmamaktadır ya da o konudaki ashab ve tabiûn görüşleri kaydedilmekle yetinilmektedir.Yani el-Buhârî demek istemiştir ki böyle bir mesele vardır, ancak bu meseleyi aydınlatacak sıhhatli hadis bulunamamıştır. Eğer sadece sahih hadisleri kitabına almayı hedeflemiş olsaydı, bu neviden altında hadis bulunmayan başlıkları hiç de koyma ihtiyacını hissetmezdi.


S3.Es-sahih’te toplam kaö hadis vardır ve alimlerin geneline göre neden El-Buhari sahih hadisleri toplayan ilk kişi olarak bilinir.??

C3. Sahih’deki hadis sayısı, muallak, mutâbî, şâhid ve mevkûf dışında mükerrerlerle birlikte 7397’dir. Bunlar dahil edilirse 9.082’yi bulmaktadır.7 Bu rakam, toplamış olduğu 600bin hadise nisbetle çok az miktara tekabul eder.Demek ki el-Buhârî bütün sahih hadisleri toplamayı gaye edinmemiştir ve buna da lüzum görmemiştir.O, kitabını kendi nezdinde sıhhat şartlarına uygun olan hadislerden oluşturmuştur. Zira el-Buhârî’nin şartı, meşhur Sahabî raviye varıncaya kadar ravilerin güvenilirliği konusunda ittifak edilmiş hadisi eserine alması ve isnadının muttasıl(bitişik) olmasıdır.Oysaki el-Buhârî’den önceki müellifler sahih, hasen, zayıf, ma’ruf, garib,şazz, münker ve maklub ayırımı yapmadan her hadisi kitaplarına almışlardır. Bundan dolayı el-Buhârî sadece sahîh hadisleri toplayan ilk kişi olarak kabul edilmiştir.

S4. “Fıkhu’l-Buhârî fîterâcimihî.” Sözü neyi ifade eder ve neden söylenmiştir.
C4. ‘’Buharî’nin fıkhı konu başlıklarındadır’’anlamına gelir.Söylenme sebebi: El-Buhârî bazı fıkhi, itikadi görüşlerini bu baba başlıklarında dile getirdiği gibi bazı görüşleri de eleştirmiştir. Bu sebeple bab başlıklarında çok sayıda muallak hadise yer vermiş olan müellifimizn buralarda çok sayıda sahabe ve sonraki dönemlerde yaşamış olan alimlerin görüşlerini naklettiğini görüyoruz. Sahip olduğu bu özellikleri sebebiyle bir çok müstakil çalışmaya konu olmuşmasıdır.

S5.Hadis hafızları El-buhari’nin kac kadisini tenkit etmiştir.?

C5. Hadis hafızları, el-Buhârî’nin 110 hadisine illeti (kusuru) açısından tenkit yöneltmişlerdir. Bunların 32’si Muslim’le ortak rivayet ettikleri, 78’si ise yalnızca el- Buhârî’nin rivayet ettikleridir. muhaddislerin ifade ettiği gibi bu hadislerin eleştirilmesi,aralarında illetli (kusurlu) olanların bulunmasıdır


S6. Sahihayn ne demektir.El-Buhârî’nin Muslim’de bulunmayan ravilerinin sayısı kaçtır?

C6. Sahihayn iki sahih manasınadır.El-Buhari’min ve Müslim’in sahihleridir bunlar. El-Buhârî’nin Muslim’de bulunmayan ravilerinin sayısı 430 küsurdur. Bunlardan 80’i hakkında zayıflatıcı eleştiriler yapılmıştır. Bir de mecruh (eleştiriye uğramış) raviler vardır.


S7. Muslim’in, el-Buhârî de bulunmayan ravilerinin sayısı kactır?

C7. 620’dir.Bunlardan 160’ının hakkında zayıflatıcı eleştiriler yapılmıştır.Bu ikisine ait olup tenkide maruz kalan hadislerin sayısı 210’a varmaktadır. Bu sayının 80’in altında kalan bir kısmı el-Buhârî’de; kalanı ise Muslim’dedir

S8.Sahihayne yöeltilen ilk eleştri eseri eserinin adı nedir? Müellifi kimdir? eser hakkında bilgi??

C8. ed-Dârakutnî’dir. ed-Darakutnî (ö.385/995), el-Buhârî ve Muslim’in kendi şartlarını ihlal ederek bazı hadislerrivayet ettiği gerekçesiyle “el-İlzâmât ve’t-Tetebbu’ adlı bir eser te’lif etmiş; el-İlzâmât’ında el-Buhârî ve Muslim’in isnatları sahih ve râvîleri güvenilir olup her ikisinin de şartlarına uyduğu halde Sahihayn’a almadıkları yetmiş kadar rivayeti zikretmiş ve bu hadislerin alınması gerektiği hususunu konu edinmiştir. “et-Tetebbu’”da ise 218 hadisi tenkide tabi
tutmuştur. Bu hadislerin 217’si Buhari ve Muslim’in rivayet ettikleri hadislerdir. Tenkit ettiği son hadis ise Ebu Davud tarafından rivayet edilmiştir.“ et-Tetebbu’” da tenkide tabi tutulmuş olan 217 Sahihan hadisinden 31’i muttafakun aleyhtir. Sadece Buhârî tarafından rivayet edilmiş olanların sayısı 73’dir. Geriye kalan 113 hadis ise Muslim’in Sahîh’inde yeralmaktadır. “et-Tetebbu’”da tenkide tabi tutulmuş olan hadislerin bazıları mükerrer olarakzikredilmişlerdir. Dolayısıyla mükerrerler çıkarılınca Darakutnî’nin tenkit etmiş olduğu hadis
sayısı 213’e inmektedir. Buna göre Buhârî’nin tek başına rivayet ettiği 71, Muslim’in de tek başına rivayet ettiği 111 hadis tenkide uğramıştır. Ed-Dârakutnî’nin bu eserinde muallakrivayetleri konu edinmediğini de belirtmekte yarar vardır.


S9.El-buhari’nin Camiu-ssahiji üzerine yazılan şerhlerin başlıcalrı hangileridir.?

C9. Hadis kaynaklarının en sahihi kabul edilen el-Camiu’s-Sahîh, tarihi süreç içerisinde başka hiçbir kitaba nasip olmayan bir ilgi ve alakaya mazhar olmuştur. Bab başlıkları, muallak rivayetleri, şartları, ricali, vb çok farklı yönleri araştırma konusu yapılmış olan el-Camiu’s-Sahîh’in üzerine yüzlerce kitap kaleme alınmıştır. Sadece yazılan şerhlerin sayısı bile yüzü aşmıştır. Bu şerhler arasında en meşhurlarışu dördüdür:
1. el-Kirmânî, el-Kevakibu’d-Derârî,
2. İbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî,
3. Bedruddin el-Aynî, Umdetu’l-Kârî,
4. el-Kastalânî, İrşâdu’s-Sârî.


1.İlmin Fazileti Babı:


2.Bir sozle meskul olana soru sorulması:

2.Konuşmasıyle Meşgul Bulunurken Kendisinden Bir İlim Sorulduğunda, KonuşmasınıTamamladıktan Sonra Suâl Sorana Cevâb Veren Kimse Babı:

Bize Muhammed ibn Sinan tahdîs edip şöyle dedi: Bize Fuleyh tahdîs etti. H ve keza bana İbrahim ibnu'l-Munzir tahdîs edip şöyle dedi: Bize Muhammed ibn Fuleyh tahdîs edip şöyle dedi: Bana babam tahdîs edip şöyle dedi: Bana Hilâl ibn Aliyy, Ata ibn Yesâr 'dan, o da Ebû Hureyre'den tahdîs etti. Ebû Hureyre şöyle demiştir:
Meclisin birinde Peygamber (S) huzûrundakilere söz söylerken ansızın bir bedevi gelip: Kıyamet ne zamandır? diye sordu. Rasûlullah konuşmasına devam etti. Oradakilerin kimi: Bedevî'nin ne dedi­ğini işitti, amma suâlinden hoşlanmadı dedi; kimi de: Belki işitmedi diye hükmetti. Nihayet Rasûlullah sözünü bitirince: "O kıyameti so­ran nerede?" diye, yânî bunun gibi bir lâfızla suâl etti. Bedevî:
- İşte ben yâ Rasûlallah, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah:
- Emânet zayi' edildiği vakit kıyameti bekle, buyurdu. Yine bedevî:
- Emâneti zayi' etmek nasıl olur? diye tekrar sorunca, Rasû­lullah:
- İş, ehli olmayana yöneltilip dayandırıldığı zaman kıyameti bek­le, buyurdu


3.İlim öğretirken sesin yükseltilmesi

3.İlim öğretirken sesin yükseltilmesi babı:
Bize ebu numan-I arim bin elfadl oda Ebû Avâne, Ebû Bişr 'den; o da Yûsuf ibn Mâhek 'den; o da Abdullah ibn Amr'dan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Gittiğimiz yolculukların birinde Peygamber (S) geride kal­mıştı da sonra bize yetişmiş idi. O sırada namaz vakti girmişti. Biz de abdest alıyorduk. Ayaklarımızı, mesh eder gibi, az su ile yıkama­ğa başladık. Peygamber bu hâli görünce en yüksek sesiyle iki yâhud üç kerre: "Cehennem'de yanacak ökçelere yazık!" diye nida etti


4.Muhaddisin “Haddesena”, “Ahberena”, “Enbeena”şeklindeki ifadeleri:

4. Muhaddisin Haddesenâ Yâhud Ahbaranâ Ve Enbeenâ Sözleri Babı:

Bize Humeydî , Sufyân ibn Uyeyne(198)'nin nazarında Haddesenâ, Ahbaranâ, Enbeenâ ve Semi'tu bir ma'nâya idi, dedi.İbn Mes'ûd da: Rasûlullah (S) sâdık ve masdûk olduğu hâlde Haddesenâ( = Bize tahdîs etti) demiştir. Şakîk da Abdullah ibn Mes'ûd'dan söyledi ki, kendisi: Ben Peygamber'den bir söz işittim, demiştir. Huzeyfe da: Rasûlullah (S) bize iki hadîs tahdîs etti, demiştir. Ve Ebu'l-Âliye dedi ki: İbn Abbâs'tan: o da Peygamber'den; O da Rabb'ından rivayet etmekte olduğu hadîsde... Enes ibn Mâlik de: Peyamber(S)'den; O da azîz ve celîl olan Rabb'ından rivayet ederek... dedi. Ebû Hureyre de: Peygamber'den; o da azîz ve celîl olan Rabb'mızdan rivayet ederek... buyurdu, dedi.Kuteybe  tahdîs etti. Bize İsmâîl ibn Ca'fer Abdullah ibn Dînâr 'dan; o da İbn Umer 'den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Rasûlullah (S):

 "Ağaçların içinden bir nevi' vardır ki, yaprağı düşmez. O ağaç (kâmil) müslümânın benzeridir. Onun ne olduğunu bana tahdîs edin (-söyleyin)" buyurdu. Orada bulunan­lar vâdîlerdeki ağaçlan saymağa daldılar. Abdullah ibn Umer dedi ki: Bunun hurma ağacı olduğu hatırıma geldi, fakat (söylemeğe) utan­dım. Ondan sonra: Yâ Rasûlallah, onun ne ağacı olduğunu bize tah­dîs et (=söyle), dediler. Rasûlullah: ''Hurma ağacıdır" cevâbını Verdi

6. Muhaddisin Huzurunda Okumak Ve Ona Arz Etmenin Hükmünü Beyân Babı:

Hasen Basrî, Sufyân es-Sevrî, İmâm Mâlik muhaddisin huzurunda okumayı (ondan nakletmenin sahîhliği hususunda) caiz gördüler. Ve bâzıları âlimin huzurunda (kendisinden nakledebilmek için) ona karşı okumanın caiz olduğuna, Dımâm ibn Salebe hadîsini delîl olarak ileri sürdü: Dımâm, Peygamber(S)'e: "Namazları kılmamızı sana Allah mı emretti?" diye sormuştu da, Peygamber de ona: "Evet" diye ikrar etmişti. Bu hadîsi delîl getirenler: İşte bu. Peygamberdin huzurunda ona karşı okumaktır. Müteakiben Dımâm, Peygamber'den sorup öğrendiklerini kendi kavmine haber verdi, onlar da bunu caiz görüp, verdiği haberi kabul ettiler


7. Munâvele Hakkında Zikrolunan Sözler İle İlim Ehlinin, İlmi Diğer Beldelere Yazıp Göndermeleri Babı:

Enes: Usmân Mushafları yazdırdı da müteakiben bunları diğer şehirlere gönderdi, dedi. Abdullah ibn Umer ibn Âsim , Yahya ibn Saîd ve İmâm Mâlik, bu yazıp gönderme işini caiz gördüler. Hicâzlılar'ın bâzısı da munâvelenin câizliği hususuna Peygamber'in şu hadîsini delîl getirdiler: Peygamber, bir müfrezenin kumandanı için bir emirname yazıp eline verdi ve: "Bu mektubu ancak şu, şu yere ulaştığın vakit oku!" diye emretti. Kumandan o yere ulaşınca mektubu açıp maiyyetindekilere karşı okudu da, böylece Peygamber'in yazılı emrini onlara haber verdi.


5.Kendisine İlim Ulaştırılanların Bir Kısmı işitenden Daha iyi Anlayabilir

9.Peygamber(S)'in: "Benden kendisine tebliğ ulaştırılanların bâzısı bizzat işitenden daha iyi belleyicidir" Kavli Babı:

.......Ebû Bekre (R) Peygamber'! zikrederken şöyle demiştir:
Rasûlullah (veda haccında) devesi üzerinde oturdu. Devenin dizgini­ni bir adam tutuyordu.
- Bu gün hangi gündür? dedi.
Biz sükût ettik; o derecede ki, başka bir isim ile isimlendirecek zannettik;
- Kurbân günü değil mi? buyurdu.
- Evet, dedik.
Sonra:
- Bu ay hangi aydır? diye sordu.
Yine sükût ettik; o derecede ki isminden başka bir isim ile isim­lendirecek zannettik.
- Zu'l-hicce değil mi? buyurdu.
- Evet, dedik.
Bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Kanlarınız, mallarınız, ırzlarınız bu belde içinde, bu ayda, bu günün harâmlığı kadar birbirinize haramdır. Burada hâzır bulu­nanlarınız, burada bulunmayanlara (yânî müstakbel nesillere) bunu tebliğ etsin. Olabilir ki, hâzır olan kimse, bunu daha iyi anlar bir kim­seye tebliğ etmiş olur’’





Ey Rabbimiz ümmetin bütün hastalarına ve hastalıklarına şifalar ver ve kalbizime esenlik verecek iyi insanlarla karşılaştır bizleri,hem dünya da hemde ahrette……….AMİN



                                              Hazırlayan :  MUSTAFA KALKAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder