18 Mart 2015 Çarşamba

DİNLER TARİHİ 9- 10. HAFTALAR ÖZET

DİNLER TARİHİ.9.HAFTA ÇALIŞMALARI*********************************

1-Sabiler kendilerini NE diye isimlendirmektedirler?
1-.Mandenler (bilenler, kutsal bilgiyi almıŞ olanlar)
2- Nasura ismini Sabiler kim için kullanırlar?
2-tanrılar için.
3-sabilik dininin gelen özellikleri nelerdir?
3- Sabilerin Kutsal Kitap ve ibadet dili Mandencedir. Mandence, Aramcanın lehçelerinden olup Sami dil grubunda yer alan bir dildir.
--Sabilik Sabilere ait evrensel karakterli milli bir dindir.
--Sabiliğin temel öğretisi yüce tanrıdan neşet etmiş Işık ve Karanlık düalizmidir
--Sabiliğin en belirgin öğretilerinden birisi gnostisizmdir, yani kutsal bilginin (manda) tanrı tarafından insana bahşedilmesi öğretisidir.
--Sabilikte gnostik öğretilerin temel özelliklerinden olan demiurg düşüncesi vardır. Demiurg (Ptahil) evrenin ve insanın karanlık, kötü, süfli olan maddi yönünün başlatıcısı olarak düşünülen güçtür. Zira, kötü ve kötülüğü temsil eden her ne varsa bunların müsebbibi Ptahil diye isimlendirilen güçtür, ancak her şeyin asıl yaratıcısı hayat/dirilik veren yüce tanrıdır.
-- --Sabilikte kurtuluş fikri, karanlığa hapsolmuş ışık zerrelerinin kurtulup aslına dönmesi anlamına gelmektedir. Kurtuluş insan için ancak kutsal bilgiyi hak etmek ve tanrının bu bilgiyi bahşetmesiyle mümkündür.
4-sabiler tarih boyunca hangi bölgelerde yaşamışlardrı?
4- Bu süreçlerin üç bölgede belirginleştiğini belirtmek gerekir. Bu bölgeler sırasıyla, Filistin-Ürdün bölgesi, Kuzey Mozopotamyada dağlık Medye bölgesi ve Güney Mezopotamyada bugünkü yaşam bölgeleridir.
5-sabiilerin kutsal metinleri nelerdir?                                                                                                                                                      5- Kutsal metinlerin dili Mandencedir. Sabilerin kutsal kitapları genelde iki ana grupta toplanmıştır. Bunlar yazılı metinler ve sır metinleri şeklindedir.
--Yazılı metinler=-Temel kitaplar:( Ginza, Draşia d Yahya ve Kolasta ) ginza=Sabilerin dini öğretilerinin temeli bu kitapta yer almaktadır. Ginza, Adem'in Kitabı diye de isimlendirilmektedir  Draşia d Yahya= isimli kitap „Yahya'nın Öğretileri anlamına gelmektedir. Bu kutsal kitabın içeriği Yahya, hayatı ve öğretilerini konu almaktadır. Kolasta= ise koleksiyon veya övgü anlamına gelmektedir. Dualar ve ilahiler vardır. Bunların konusu çoğunlukla vaftiz, ayin yemekleri ve ölümle ilgili dua ve uygulamalardır. -Gizli (esoterik) metinler; bu kutsal metinler sadece rahipler ve rahip adaylarının kullanmasına izin verilen kitaplar olduğu için gizli kitaplar şeklinde isimlendirilmektedir.
--Sır metinleri ise çeşitli dönemlerde hastalık, kara büyü, sihir, bela, afet ve benzeri kötülüklere karşı çanak, çömlek gibi eşyalar üzerine ya da metal veya papirüs sayfalara yazılan kısa muskalar ve sihir metinleridir.
6- Rahiplerin yıl sonunda genellikle bu kitabı okuyarak gelecek yıl için tahmin ve yorumlarda bulundukları eser nedir?
6- „Sfar Malvaşia (burçlar kitabı).
Bilgilen=Sabilerin tanrı fikrini tek ve yüce tanrı şeklinde ifade etmek mümkündür. Ancak, var olma ve diri olmayı birbirinden ayırmışlardır. Yüce tanrı yaratmıştır ve hayat vermeye devam etmektedir. Ancak iyilik ve kötülük arasındaki mücadelede yüce tanrı iyilik tarafında yer almaktadır. Kötülüğün nedeni değildir, çünkü kötülüğün hakimi bir kutsal/tanrısal varlık vardır. Bu Sabi düalizmini anlatır. Düalizmi, bunların oluşturduğu bütünlüğü, birbirlerinden ayrılığını her alanda ifade etmek mümkündür. Sabi düalizminde öncelikli olarak bir tarafta ışık alemi, diğer tarafta ise karanlık aleminin bulunduğunu söylemek gerekir.
Işık aleminin hakimi „Malka d Nhura (Işık Kralı)dır. Kutsal kitaplardan anlaşıldığına göre kuzeyde bulunan Işık alemi ve bu alemin varlıkları kötülükten uzak, iyi ve iyilik varlıklarıdır. Çünkü bu alemin düzen, varlık, dirilik ve verimliliği anlatan Hayat (Hiia) prensibinden oluştuğu kabul edilmektedir. Sabi düalizminin olumsuz ve kötü tarafını oluşturan unsur karanlık alemidir. Güneyde olduğuna inanılan karanlık alemin hakimi „Malka d Hşuka (Karanlık Kralı)dır.
7- yüce tanrının temel karakteri olan prensip Sabi teolojisinin de temel kurgusunu ve inançlarını oluşturan prensip nedir?
7- Hayat (Hiia).
8-sabilerde evren alem insan anlayışı nasıldrı?
8- başlangıçta iki alem vardı. Bunlar ışık alemi ile karanlık alemiydi ve birbirlerinden ayrı idiler. Aralarında bir perde vardı.Karanlık alemi, kaos ve düzensizlik halinde Kara Sudan oluşmuştu, hayat ve verimlilik özellikleri yoktu.ışık aleminin hakimi Işık Kralı ise durumdan haberdar olup onun planlarını engellemek için ışık elçisi „Manda d Hiiayı görevlendirmişti. Karanlık alemine gidip kutsal silahlarıyla Karanlık Kralını yakalamış ve zincirlemişti. Manda d Hiia, birinci hayat diye isimlendirilebilir. Sonra ışık aleminin bazı ışık varlıkları başka alemleri ve varlıkları merak etmeleri düşüşe giden yolun başlangıcı olmuştur. Bu merakla ışık alemiyle karanlık alemi arasındaki perdeleri aralayıp Kara Suya (karanlık alemine) bakmışlardır. Işık aleminin bu varlıkları hayatı/diriliği temsil eden varlıklardır. Bu varlıklar içerisinde evrenin yaratılışında etkin rol oynayan Yuşamin, Abatur ve Ptahilin düşüşleri önemlidir. Bu ışık varlıkları sırasıyla ikinci Hayat, Üçüncü Hayat ve Dördüncü Hayat şeklinde de isimlendirilmektedir. Hayat/dirilik kaynağı bu üç nurani varlığın görevi yaratılış sürecindeki karanlık aleme düşüşün üç aşamasını gerçekleştirmede aracı varlık olmalarıdır.ilk iki aşamada Yuşamin ve Abatur karanlık alemine düşerler ve karanlık aleminin sınırlarında kendilerine ait ayrı bir dünya kurmak isterler. Fakat bunda başarılı olamazlar. Abatur, kendi oluşturduğu alemin perdesini aralar ve Kara Suya bakar. Kara Suya kendi sureti yansır. Ptahil, yani Dördüncü Hayat Abuturun yansıyan suretinden oluşur. Bunun üzerine Ptahil, kendisinde bulunan ışık zerrecikleriyle Kara Suda bir ışık alemi oluşturmaya çalışır. Fakat bunda başarılı olamadığı gibi Karanlık Aleme sıkışıp kalmıştır ve bu, maddi evrenin ve insanının oluşumunun başlangıcı anlamına gelir. Hayat ve dirilik anlamı taşıyan ışık varlığı dişi figür Ruha ile Karanlık Kralı planları doğrultusunda birleşirler.Bu ikisinin birleşmelerinden kötü varlıklar olan 7 gezegenle 12 burç doğar. Sabilerin evren algısında dünyanın yaratılışında yüce Işık Tanrısının değil de düşmüş ışık varlığı olan demiurg Ptahil olduğu anlaşılmaktadır. Aslında bu yaratılışın dolaylı olarak Işık Kralı olduğunu gösterir. Ptahilin ise aracı olduğu anlamına gelir. Bu nedenle yaratıcı unsurun demiurg olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi yaratılışta tek ve yüce tanrının etken olduğu görüşünü ileri sürenler de olmuştur. Sabilerin insan algısı, evrenin yaratılışına ilişkin oluşumun devamı niteliğindedir. Buna göre oluşturduğu dünyanın kötü güçlerin eline geçmesi üzerine Ptahil, dünyada kendisine vekalet edecek bir varlığı, insanı yaratmaya karar verir. Ancak evrenin yaratılı-şındaki gelişmeler burada da işler. Kötü güçler onu tekrar kandırarak işbirliğine ikna ederler. Ptahil, insanın maddi yönünü temsil eden teni/cesedi yaratır. Fakat bu varlık, hayat/dirilik unsurundan yoksun olduğu için, yani canlı olmadığı için yaratma işi başarısız olur. Kötü güçler bu cansız tene can vermek ve onu diriltmek için bir çok yol denerler ancak başarısız olurlar. Bunun üzerine Ptahil, yine yüce Işık Tanrısına yalvararak yardım ister. Işık Kralı ise insan canlılık veren ruhu/ışığı/nuru ışık aleminden yeryüzüne gönderir. Ruh, bir ışık elçisi (Manda d Hiya) aracılığıyla bedene yerleştirilir ve böylece can ve nefs almış olan insan (Adem) ayağa kalkar ve konuşur.
Bilgilen= Sabilikte Adem inanan bir insandır. Hatta Yüce Tanrının vahyettiği bir peygamberdir. Bu nedenle Sabi kutsal metinlerinin Ademe vahyedildiğine inanırlar. Yüce Tanrı insanı kötü varlıkların eline bırakmamıştır. Hatta insanoğlunu eğitmesi için ışık elçisi Manda d Hiiayı görevlendirmiştir. Işık elçisini korumaları için de üç tanrısal koruyucu varlığı (Hibil, Sitil ve Anuş) ışık aleminden yeryüzüne indirmiştir. Sabi inancına göre ilk insan olan Ademin yüce Tanrının yolunda, koruma altında itaatkar bir varlıktır. Sabilikte insanın yaratılışındaki iki temel unsur madde ve ruhtur.
Bilgilen= Sabi düşüncesinde kurtuluş için gerekli olan şeyler vardır. Bedene hapsolmuş ruh, yani insan maddi alem ve nefsine karşı mücadele edip kurtuluşu gerçekleştirmesi gerekir. Sabi düşüncesinde kurtuluşun ilk örneğini ilk insan olan Adem ortaya koymuştur. O, inanan bir insan olmuş, kötü varlıklardan uzak durup Malka d Nhuraya yönelmiştir.
Bilgilen= Sabi düşüncesinde kıyamet fikrinin kurgulandığı yerde dünya zamanının yüz binlerce yıl olup dört zaman dilimine ayrılması bulunmaktadır. Buna göre ilk üç zaman diliminin sonunda bir çift kalmıştır. Üçüncüsü tufan ile son bulurken Nuh ve ailesi kurtulmuştur. Dördüncü zaman dilimi ise kıyamete kadar sekiz bin yıl sürecek olan zaman dilimidir. Bu dönem kötülük, zulüm, fitne ve savaşların gittikçe arttığı ahir zamanı temsil eder. Ahir zamanda Sabilere karşı zulüm ve takibat yoğunlaşmıştır. Altüst olan dengeler, kıtlık, kuraklık, doğal felaketler, salgın hastalıklar ve çeşitli belalar dünyayı ve insanı kuşatmıştır. Kıyametin küçük işaretleri olan bu durumu gökten bir yıldızın okyanusa düşmesi, yedi denizde kırmızı suların akması ve bundan içenlerin kısır kalması, son olarak büyük bir fırtınanın çıkması gibi büyük işaretleri takip edeceğine inanılmaktadır. Ancak bunların ardından ahir zaman kurtarıcısı Praşai Sıva (son savaşçı, son kral) ortaya çıkıp yeryüzüne hakim olacaktır. Onun yeryüzünde olduğu dönem, kurtuluş için uygun ve olumlu olup dünyanın sonuna kadar devam edecektir. Böylece maddi alemdeki bütün ışık unsurları kurtulmuş olacaktır.
Bilgilen= Sabi düşüncesinde hesap fikri de vardır. Ancak hesap genel olup yalnızca günahkar ruhlar için geçerlidir. Dünya hayatında kurtuluşu gerçekleştiren ruhlar ise ölüm sonrasında bedeni dünyada bırakarak ışık alemine, yani cennetine yükselir. Bu yolculukta ruhlar önce dünyayı çevreleyen yedi gezegenden sırasıyla geçer. Sonra Abaturun terazisine ulaşır ve oradan ışık alemine yükselirler. Bu ışık aleminden uzak ve sürgün hayatı anlamına gelen sürecin uzunluğu ve kısalığı ceza-mükafat anlamı taşımaktadır. Eğer inanan bir kimsenin ruhuysa şimşek hızıyla bu gözetim evlerini geçer ve ışık alemindeki cennete (Munai Kuşta) ulaşır. Fakat inanmayan, günahkar bir kimsenin ruhuysa kötü güçlerin hakim olduğu yedi gezegenin oluşturduğu gözetim evlerinde uzun süre takılır ve cezasını çeker. Bu ruhlar ve kıyamette ölenlerin ruhları genel hesapta Abaturun terazisinde tartılarak yargılanırlar.Günahları varsa, miktarınca cezalarını çekmek üzere Suf Denizine atılırlar.Günahları sona eren ruhlar ışık alemine yükselecektir. Sabi düşüncesinde ebedi ceza fikri de vardır. Buna göre Sabi olup kutsal bilgiyi alamayanlar ebediyen Suf Denizinde kalacaklardır.
9-Sabi ayin ve uygulamalarının başında ne gelir?
9-vaftizler yer almaktadır.Üç çeşit vaftiz vardır. Bunlar, masbuta, tamaşa ve rişama şeklinde üç çeşit vaftiz vardır. Masbuta, tam vaftiz şeklinde isimlendirilmektedir. Sabi vaftizinin en geniş uygulamasının yer aldığı vaftiz çeşididir. Her Sabinin haftada en az bir kere Pazar günü katılması gereken bir ayindir. Masbuta haftada en az bir defa yapılması uygun olan bir ayindir. başka dini günlerde, yıllık kutlamalarda, evlilik, doğum, ölüye dokunma, ciddi hastalıklar, yolculuktan dönüş gibi durumlarda ve kavga, yalan söyleme ve küfretme gibi günah sayılan fiillerden sonra arınma amaçlı olarak da uygulanabilir. Tamaşa isimli olan vaftiz ise dini kirlenmeler sonrasında yapılan bireysel uygulanan temizlenme ayinidir. Gusül anlamı taşımaktadır. Rişama vaftizi ise el-yüz yıkama biçimli dini bir işe başlarken küçük temizlenme usülünde bir yıkanmadır. Sabilerde vaftizin mutlaka bir akarsuda veya en azından akarsudan açılan kanallarda yapılması uygundur.
Bilgilen=Kapalı bir toplum olan Sabiler için en önemli ritüel anlam taşıyan uygulamalardan biri de ayin yemekleridir. Bu yemekler birlikte yenen tören sofralarıdır. Tören sofralarından en dikkat çeken ve önem verileni ölünün ardından yapılan masikta adı verilen törendir. Masikta, ölen bir kişinin ruhunun gözetim evlerini oluşturan yedi gezegenden ışık alemine yükselmesinin daha hızlı olmasını amaçlayarak yapılır.
Bilgilen=Sabilerde günlük ibadet duadır. Bu dualar ışık aleminin bulunduğuna inanıldığı yöne, yani kuzeye dönerek icra edilir. Kutsal kitaplarından Ginzaya göre bu bireysel ayin üç gündüz iki gece olmak üzere günde beş kez uygulanır. Duanın yönelimi yüce tanrı Işık Kralıdır. Sabilerde eli, dili, kalbi, kulağı ve diğer organları kötülükten uzak tutma önemlidir. Birey bu çeşit bir oruca davet edilir.
Bilgilen=Bayramlar arasında Panja (Parvania) dikkat çekmektedir. Bu bayram, Sabi takvimindeki iki yıl arasındaki artık günlerde, beş gündür, kutlanan bayramdır. Bunun dışında başka bayramlar da vardır. Bunlar Dihba Rabba, Dihba Hnina ve Dihba Daimana isimli olanları söylemek mümkündür.
Bilgilen=Sabiler için gizlilik prensipleri vardır ve bir Sabinin bunlara riayet etmesi çok önemlidir. Sabiliğin herhangi bir kuralı ya da bir öğretisinin Sabi olmayan birilerine iletilmesi büyük günah -hatta küfür- olarak görülür. Sabiler için önemli olan toplumsal uygulamalardan birisi beyaz kutsal elbisesini giyinmesidir. Bu elbiseyi giymek zorunludur ve bunsuz ölmek ölüm sonrası büyük cezalar anlamına gelmektedir.
Bilgilen=Sabilerde toplumun ileri gelenleri, bunlar içerisinde özellikle din adamları, özel bir yere yerleiştirilerek Nasuralar diye „kutsal öğretileri koruyup gözetenler anlamında kullanılırlar.
Bilgilen=Sabi rahipleri dört hiyerarşide yer alırlar. Bunlar rişama, ganzibra, tarmida ve aşganda şeklinde isimlendirilirler. Rişama rahiplikteki en üst makamı temsil eder. Bütün Sabi toplumunun tek lideri anlamına gelir. Bugün Sabilerin bir rişaması bulunmamaktadır. Ganzibralık ise yöresel baş rahiplik şeklinde ifade edilebilecek bir göreve tekabül etmektedir. Normal rahiplere tarmida, yardımcı rahiplere ise aşganda adı verilmektedir. Rahiplik işaretlerinden en dikkat çekeni ve önemli olanı sağ elin küçük parmağına takılan altın bir yüzük, zeytin dalından yapılan ve törenlerde sağ elle tutulan uzunca bir asa, ağzı ve burnu kapatacak şekilde başa sarılan sarık ve saçları bağlamak üzere başa bağlanan bir kurdeledir. Bu objelerden yüzükle asa rahibin ölümünde kendisiyle birlikte gömülür.
Özeti degerlendir=Sabilerin dini öğretileri bir yüce tanrı olan iyilik tanrısı Işık Kralı ile karanlık-kötülük tanrısı Karanlık Kralı’nda ifadesini bulan düalizm dikkat çekmektedir. Kurtuluş, kıyamet, yargı ve ahiret fikri vardır. Bunlar, ışığın ışık alemine karanlığın ise karanlık alemine tekrar çekilmesi anlamına gelir. Sabiler kapalı bir toplumdur. Ayin ve uygulamaların başında akarsuda yıkanma anlamındaki vaftiz ile ayin yemekleridir.


***************************DİNLER TARİHİ.10.HAFTA ÇALIŞMALARI*********************************

1-maniheizmin özellikleri nelerdri?
1---Maninin öğretisi gnostik düalizmdir. Işık ve karanlık düalizmi başlangıçtan (evrenin oluşumundan) sona (ebetteki yaşama) kadar hakimdir. --Maneheizm, herkesin bu dine girebileceği evrensel karakterli, yayılmacı bir dindir. --Maniheizm, devlet dini haline geldiği Uygurlar arasında „iki kök üç zaman dinişeklinde tanımlanmıştır.iki asıl düalizmi, üç zaman ise geçmiş (ezeli), şimdiki (evren ve insanın varlık zamanı veya maddeyle mananın birbirine karışık olduğu aktif mücadele zamanı) ve gelecek (ebedi) zamandır.
2-maniheizmin kutsal metinleri nelerdri?
2---Hayat incili, --Hayat Hazinesi, --Pragmateia, --şapuragan, --Sırlar Kitabı, --Mektuplar --ilahiler ve Dualar.
Önemli=Uygur Maniheist metinlerinde Maniheizm, „iki kök-üç zaman dini (eki ıltız üç ödki nom) şeklinde tanımlanırken Maninin öğretisini özetlemektedir.
3-ışık aleminin özellikleri nelerdir?
3-Işık aleminin yüce varlığın nitelikleriyle paralel beş özelliği vardır. Bunlar ise akıl, düşünce, idrak, bilgi ve temkindir. Işık aleminin başka özellikleri ise sevgi, iman, sadakat, iyilik ve hikmettir. Ayrıca ışık alemi yüce tanrı ile birlikte muhtemelen Hıristiyanlık bakış açısıyla „hayat ağacı şeklinde de tasvir edilmiştir.
4-karanlık aleminin özellikleri nelerdr?
4-Karanlık alemi ışık aleminin zıt özellikleri her noktada ihtiva eder. Karanlık aleminin başında „Karanlık prensi vardır. Karanlık Prensi kötü özellikleri havi şekilde tanımlanırken bazen yılan başlı, ejderha vücutlu, kuş kanatlı, balık kuyruklu ve yabani hayvan ayaklı bir canavar, yani ucube şeklinde tasvir edilmektedir. Karanlık prensinin etrafında kötü karanlık varlıkları ve beş karanlık alemi vardır. Bunlar duman, ateş, rüzgar, su ve karanlıktır. Bu karanlık alemlerin temel özellikleri karanlık prensinin de özellikleridir. Bu alemlerin her birinde ikamet eden kötü varlıklar ve bir kötü yönetici (arkon) vardır. Karanlık alemini kaplamış duman vardır ve „ölüm zehiri diye tanımlanır. Ayrıca karanlık aleminde bir de „ölüm ağacı vardır.
5-maniheizmde evren ve insan anlayışı nasıldrı?
5-Maniheizme göre ışık alemi hayat, düzen ve verimlilik niteliklerine sahiptir. Oysa karanlık alemi ölüm, kaos ve verimsizlik özelliklerini haizdir. Bu nedenle ilk hareket kaos ve düzensizlik anlamına gelir ve bu hareket karanlığın ışık alemi ve ışık varlıklarını ele geçirme arzusuyla ışık alemine saldırısıyla başlar. yüce Işık Kralı önce „Yüce Ruhu (hikmet) yaratır. Sonra ondan „Hayatın Anası ortaya çıkar. Hayatın Anasından ise karanlık güçlerine karşı mücadele edecek olan „ilk insanı yaratır.ilk insan, mücadelesindeki silahları olan şu beş unsura sahip şekilde yaratılmıştır: ateş, rüzgar, su, ışık ve hava.
6-Maniheist düşüncede insanın var olma müsebbibi nedri?
6-yüce tanrı değil, kötülük güçleridir.insan vücudu ifritlerden gelmektedir, dolayısıyla onların bedensel görünüşüdür.insanlardaki şehvet te ifritlerden insanlara geçen bir mirastır.
Bilgilen=Maniheistlere göre şit, Ademin gerçek oğlu ve kendilerinin atasıdır. Devamında Sindid, Havvayı Ademle birleşmesi konusunda tekrar kışkırtır ve yine Adem meyleder. Ademden türeyen insanlığın kurtuluşu için Muhteşem isa, bütün ışık elçilerinin babası olarak kabul edilen „Işık Zihnini (Manuhmed) görevlendirir.
7-manihestle deccale ne isism vermişlerdir?=
7-yalancı mithra.
8-Maniheistlerin dikkat etmesi gereken temel uygulamalar nelerdri?
8-„Beş Emir ve „Üç Mühür kuralı şeklinde ifadesini bulmuştur.
--Beş Emir şunlardır:
-Oruç, dua ve sadakaya devam etmek,
-Yalan söylememek, -Herhangi bir canlıyı öldürmemek ve et yememek,
-Temizlik ve saflığa dikkat etmek,
-Mala mülke önem vermeyip fakirliği gözetmek, alçakgönüllü ve mütevazi olmak.
--Üç Mühür ise eline, diline ve duygularına (ya da düşüncene veya beline) hakim olmak prensibidir.
Bilgilen=-Ağzın mührü ağızla yapılan kötü işlerden ve kötülüklerden uzak durmaktır. Buna göre kötü söz söylemek, et yemek ve içki içmek kötü eylemlerdendir. Maniheist düŞüncede ette karanlık unsurları daha yoğun olduğundan onunla beslenmek dünya tutsaklığını uzatmak anlamına gelir.
Bilgilen=-Elin mührü ise elle yapılan kötü işlerden ve kötülüklerden uzak durmaktır. Elin mührü kuralına uymak için hiç bir hayvanı öldürmemek, hiç bir bitkiye zarar vermemek, hatta bunlar için toprağı sürmemek ve hasat yapmamak gerekir.
Bilgilen=-Gönlün ya da belin mührü ise evlenmemeyi ve cinsellikten uzak durmayı gerektiren kuraldır. Bu nedenle en önemli yasaktır. Fakat, Maniheistlerin yok olmasının nedenlerinden birinin de evlilik yasağı olsa gerektir. Bununla birlikte bu katı kurallara uyma noktasında birbirinden ayrılan bir Maniheist cemaat yapılanması söz konusudur. Cemaat yapılanmasının iki toplumsal grubu seçkinler ve dinleyicilerdir.
Bilgilen=Seçkinler, beş emir ve üç mühür kuralına tam olarak uymak zorunda olan cemaatin elit kısmıdır. Bu kurallara riayet eden seçkinlerin öldüklerinde arınmış ve kurtulmuş olarak ışık alemine yükseleceklerine inanılır.
Önemli=Seçkinlerin görevleri arasında dini öğretilerin vaaz ve talimi, cemaati temsil etme, ayinleri idare etme gibi işlerdir. Bunlar arasında da bir hiyerarşik yapılanmadan söz edilmektedir. Bu hiyerarşik yapılanmanın Hıristiyanlıkla ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar sırasıyla şöyledir:
-Mani'nin vekili konumunda olup cemaati yöneten tek lider.
-Havarileri temsil eden 12 öğretici.
-72 piskopos.
-360 kişilik yaşlılar grubu.
Önemli=Dinleyiciler ise bu kuralların çoğuna (özellikle evlenmeme, toprağı ekip-biçmeme gibi kurallara) tam olarak riayet etmeyen cemaatin çoğunluğunu oluşturan kısımdır. Ayrıca dinleyiciler için özel kurallar da vardır. Bunlara „on kural denir ve şunlardır: „tek evlilik yapmak; „zina „yalan, „hırsızlık, „riyakarlık, „putperestlik, „sihir, „hayvanları öldürmek ve „din konusunda herhangi bir şüpheden uzak durmak ve son olarak „seçkinlere hizmet etmek.
Önemli=-Günlük dua ve uygulamalar: Maniheizmde seçkinler ve dinleyiciler için farklı günlük dua uygulamaları vardır. Seçkinlerin günde yedi vakit, dinleyicilerin ise yalnızca dört vakit kuzeye yönelerek dua etmeleri gerekir. Dua yüce Işık Kralına yönelik yapılır, onu yücelten sözler ve ilahiler okunur.
Önemli=-Oruç: yılın çeşitli zamanlarında zorunlu oruç günlerinden seçkinlerin yüz gün oruç tutmaları gerekir. Bunun otuz günü yılın son ayında Berna Bayramı öncesindeki otuz gündür. Pazar günleri tutulan haftalık oruçlar da bunlardandır.
Önemli=-Tövbe ve itiraf:
Önemli=Yıllık kutlamalar ve bayramlar: Maniheistlerin yıllık icra ettikleri çeşitli kutsal gün ve bayram kutlamaları da vardır. En önemlisi Bema bayramıdır. Bema, bir bayramdan çok yıllık kutlanan bir anma törenidir. Bu tören şubat veya Martta, yani bahar aylarında Maninin öldürülmesi, ölmesi ve ışık elçisinin ışık alemine (ayda kıyamete kadar beklediğine inanılır) yükselmesi hatırasına kutlanır.

Özeti degerlendir=Maniheizm ‘iki asıl üç zaman dini’ şeklinde tanımlanır. Buradaki iki asıl Işık-Karanlık düalizmini anlatırken üç zaman Işık-Karanlık ilişkisinin biçim farkına vurgu yapan devrelerini (geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman) ifade eder. Geçmiş zamanda (ezeli zaman) Işık ve Karanlık birbirlerinden ayrıydı, karanlığın hücumuyla birbirlerine karışmaları şimdiki zamanı başlattı ve aralarındaki mücadele (dolayısıyla şimdiki zaman süreci) kıyamette her şey aslına dönünceye kadar devam edecektir, gelecek zaman (ebedi zaman) iki zıt gücün tekrar geçmiş zamandaki pasif halinde var olmayı sürdürmesidir. Mani’nin dini öğretileri arasında bir yüce tanrı olan iyilik tanrısı Işık Kralı ile karanlık-kötülük tanrısı Karanlık Prensi’nde ifadesini bulan düalizm dikkat çekmektedir. Maniheizmde evren ve insan, dünya hayatı ve gelecek alem düalizm ile anlamını bulmaktadır. Işık parçacıklarının bu arada insan ruhunun karanlık alemindeki maddi dünyaya/bedene hapsolması söz konusudur. İnsanın amacı bu mahpushanedeki ışığı/ruhu kurtarmaktır. Maniheizmde insanın yaratılışı iki süreçlidir. Birincisinde maniheist olmayanların doğduğu Havva’nın ifrit vb varlıklarla birleşmesinden türeyen Kabil ve Habil çocuklarıdır. Havva’nın Adem’le birleşmesinden ise Şit evlatları Maniheistler türemiştir. Kurtuluş, kıyamet, yargı ve ahiret fikri vardır. Bunlar, ışığın ışık alemine karanlığın ise karanlık alemine tekrar çekilmesi anlamına gelir. Ölmüş insanların bedeni süfli alemde kalır. Ruhları ise ölmezler ve ışık alemlerine yolculuk ederler. En önemli kutlamaları Bema Bayramıdır. Bu bayramı Mani’nin işkenceleri, ölümü ve ışık alemine yükselişi hatırasına yapılan otuz günlük oruç ve kutlama günlerinden (yeni yıl ve bahar bayramı anlamı da vardır) ibarettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder