18 Mart 2015 Çarşamba

İlmihal Dhbt

KAYNAK: İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998 .Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.yay.
S.1-Hak Dinin Tarifi Nedir?
C.1- Din akıl sahibi insanları kendi tercihleriyle bizzat hayırlı olan şeylere götüren ilâhî bir kanundur.(İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.4)


S.2-Dinin Kurucusu Kimdir?
C.2-Dinin kurucusu Allahtır. Allahtan başka kimsenin din kurma yetkisi yoktur.( İlmihal I, s.9)

S.3-Dinin Muhatabı Kimdir?
C.3-Dinin muhatabı akıl sahipleridir. Yani dinin hükümleriyle ancak akıl sahibi kimseler mükelleftir. (İlmihal I s.9)


S.4-Dinin Gayesi Nedir?
C.4-Dinin gayesi; İnsanları dünya ve ahrette mutlu kılmaktır.(a.g.e. s.9)


S.5-İslam Dininin Özellikleri Nelerdir?
C.5-1) İslam Dini son dindir.
2)İslam Dininin itikat, ibadet ve ahlakla ilgili değişmeyen esasları vardır.
3)İslam evrensel bir dindir. (a.g.e, s.13-15)


S.6-Mezhep Nedir?
C.6-Sözlükte mezhep gidilen yol demektir. Terim olarak; bir dinin, bilginleri arasındaki yorum farklarından meydana gelen görüşleri demektir. (a.g.e, s.16)


S.7-İslam’da mezhepler kaça ayrılır?
C.7-İslam’daki mezhepler itikadi ve ameli olmak üzere ikiye ayrılır. .(a.g.e, s.16)


S.8-Ehl-i Sünnetin itikaddaki mezhepleri hangileridir?
C.8- Ehl-i Sünnetin itikaddaki mezhepleri şunlardır: Selefiyye, Matüridiyye ve Eş’ariyye. (a.g.e, s.17)


S.9-Dini hükümlerin kaynakları (edille-i şer’iyye) nelerdir?
C.9- Dini hükümlerin dayandığı kaynaklar; kitap, sünnet, icma ve kıyas olmak üzere dörttür. (a.g.e, s.20)


S.10-Sünnet nedir? 
C.10-Sünnet sözlükte yol ve adet demektir. Terim olarak ise; Peygamberimizin Kur’an’dan başka söz ve davranışlarıdır. (a.g.e, s.21)


S.11-Sünnet Kaç kısımdır?
C.11-Sünnet üç kısımdır. Bunlar:
1-Kavli Sünnet: Peygamberimizin sözleri demektir.
2-Fiili Sünnet: Peygamberimizin davranışları demektir.
3-Takriri Sünnet: Peygamberimizin, bir müslümanın yapmış olduğu bir iş veya söylemiş olduğu bir sözden haberdar olduğu halde buna karşı çıkmaması ve onu sükûtla karşılamasıdır. (a.g.e, s.21)


S.12-Fıkıh âlimleri sünneti hüküm itibariyle kaça ayırmışlardır?
C.12- Fıkıh âlimleri sünneti hüküm itibariyle ikiye ayırmışlardır:
a)Sünen-i Hüda (Sünnet-i Hüda) b)Sünen-i Zevaid(Sünnet-i Zavaid .(a.g.e. s.22-23)


S.13-İcma ne demektir?
C.13-İcma sözlükte birleştirmek, bir konuda fikir birliği etmek anlamına gelir. Dindeki anlamı ise, İslam âlimlerinin peygamberimizden sonraki bir dönemde dini bir meselenin hükmü üzerinde ittifak (fikir birliği)etmeleridir. (a.g.e, s.23)


S.14-Kıyas ne demektir?
C14-Kıyas sözlükte, bir şeyi başka bir şeyle ölçmek ve iki şey arasındaki benzerlikleri belirlemektir. Dindeki anlamı ise; Kitap, sünnet veya icmada hükmü bulunmayan herhangi bir meseleye, aralarındaki illet birliği sebebiyle bu kaynaklardan birinde yer alan konunun hükmünü vermek demektir. (a.g.e, s.23-24)


S.15-İman kaç kısma ayrılır?
C.15-İman icmali ve tafsili olmak üzere iki kısma ayrılır. (a.g.e, s.25)


S.16-İcmali imanı tarif ediniz?
C.16-İcmali iman İnanılacak şeylere kısaca ve toptan inanmak demektir. İmanın en özlü ve en kısa şekli olan icmâlî iman, tevhid ve şehadet kelimelerinde özetlenmiştir.


S.17-Tafsili imanı tarif ediniz?
C.17- İnanılacak şeylerin her birine, açık ve geniş şekilde, ayrıntılı olarak inan¬maya tafsîlî iman denilir.


S.18-Taklidi imanı tarif ediniz? 
C.18- Delillere dayalı olmaksızın sadece çevrenin telkini ile meydana gelen ve âdeta kişinin İslâm toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu olarak gözüken imana taklîdî iman denilir. Ehl-i sünnet bilginlerinin çoğuna göre bu tür iman geçerli olmakla beraber, kişi imanı aklî ve dinî delillerle güçlendirmediğinden dolayı sorumludur.


S.19-Tahkiki imanı tarif ediniz?
C.19- Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya dayalı imana ise tahkîkî iman denir. Aslolan her müslümanın tahkîkî imana sahip olması, neye, niçin ve nasıl inandığının bilincini taşımasıdır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.71)


S.20-İman artar veya eksilir mi?
C.20- İman, inanılması gereken hususlar (iman esasları) açısından artmaz ve eksilmez.
İman, güçlü veya zayıf olma açısından farklılık gösterir. Kiminin imanı kuvvetli kiminin zayıftır. Kiminin imanı tam anlamıyla içine sinmiş, kimininki yüzeysel kalmıştır. Kur'ân-ı Kerîm'deki“Müminler ancak onlardır ki, Allah anıldığı zaman yürekleri titrer. Allah'ın âyetleri kendilerine okunduğu zaman bu onların imanını artırır.” anlamındaki âyetler ile bu konudaki hadisler, imanın kuvvet, kalbin derinliklerine nüfuz yönüyle farklı seviyelerde olabileceğini göstermektedir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.73)


S.21- İnsanlar tasdik ve inkâr açısından kaç gruba ayrılır? 
C.21- İnsanlar tasdik ve inkâr açısından üç grupta incelenebilirler:1-Mümin 2- Kafir 3-Münafık (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.77)


S.22-Sıfatı Nefsiyye Nedir?
C.22-Vücud sıfatı sfat-ı nefsiyyedir.


S.23-Vücud ne demektir?
C.23- Vücûd. “Var olmak” demektir. Vücûdun zıddı olan yokluk Allah hakkında düşünülemez.


S.24-Sıfat-ı selbiyye nedir?
C.24-Sıfat-ı Selbiyye: "Vahdaniyet, Bekâ, Kıyam bi nefsihi, Kıdem ve Muhalefetü'n li'l havadis" olmak üzere beştir.


S.25-Kıdem ne demektir?
C.25- Kıdem. “Ezelî olmak, başlangıcı olmamak” demektir.


S.26-Beka ne demektir?
C.26- Beka. “Varlığının sonu olmamak, ebedî olmak” demektir.


S.27-Vahdaniyet ne demektir?
C.27-Vahdâniyyet. “Allah Teâlâ'nın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde bir ve tek olması, eşi,benzeri ve ortağının bulunmaması” demektir.


S.28- Muhalefettin li'l-havâdis ne demektir?
C.28- Muhalefettin li'l-havâdis. “Sonradan olan şeylere benzememek” demektir.


S.29-Kıyam bi-nefsihî ne demektir?
C.29-Kıyam bi-nefsihî. “Varlığı kendiliğinden olmak, var olmak için bir başka varlığa ihtiyaç duymamak” demektir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.88)


S.30-Hayat ne demektir?
C.30- Hayat. “Diri ve canlı olmak” demektir.


S.31- İlim ne demektir?
C.31-İlim. “Bilmek” demektir. Allah her şeyi bilendir.



S.32-Semi ne demektir? 
C.33-Semi'. “İşitmek” demektir. Allah işiticidir.



S.34-Basar ne demektir?
C.34-Basar. “Görmek” demektir. Yüce Allah her şeyi görücüdür.


S.35-İrade ne demektir?
C.35-İrade. “Dilemek” demektir. Allah dileyicidir.


S.36-Kudret ne demektir?
C.36-Kudret. “Gücü yetmek” demektir. Allah sonsuz bir güç ve kudret sahibidir.


S.37-Kelam ne demektir?
C.37-Kelâm. “Söylemek ve konuşmak” demektir. Allah konuşan varlıktır.


S.38-Tekvin ne demektir?
C.38-Tekvin. “Yaratmak, yok olanı yokluktan varlığa çıkarmak” demektir. (İlmihal I,T.D.V
yay.,İst.1998, s.89-91)


S.39-Melek ne demektir?
C.39- Sözlükte “haberci, elçi, güç ve kuvvet” anlamlarına gelen melek, Allah'ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren, gözle görülmeyen nûrânî ve ruhanî varlıktır. . (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.92)


S.40- Meleklerin Mahiyeti hakkında bilgi veriniz?
C.40-Melekler duyu organlarıyla algılanamayan, gözle görülmeyen, sürekli Allah'a kulluk eden, asla günah işlemeyen, nûrânî ve ruhanî varlıklardır^Bu sebeple onlar hakkındaki tek bilgi kaynağı âyetler ve sahih hadislerdir. Onun ötesinde bir şey söylemek mümkün değildir(İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.92)


S.41-Suhuf nedir hangi peygambere kaç sahife gönderilmiştir?
C.41- Sahife kelimesinin çoğulu olan suhuf, dar bir çevrede, küçük topluluklara, ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde indirilen birkaç sayfadan oluşmuş küçük kitap ve risalelere denilir. Sayfaların sayısı 100 olup şu peygamberlere indirilmiştir; Hz. Âdem'e 10 sayfa, Hz. Şît'e 50 sayfa, Hz. İdrîs'e 30 sayfa, Hz. İbrahim'e 10 sayfa. Bugün bu sayfalardan elimizde hiçbir şey yoktur. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.101-102)


S.42-Tevrat ne anlama gelir ve hangi Peygambere gelmiştir?
C.42-Tevrat İbrânîce bir kelime olup “kanun, şeriat ve öğreti” anlamlarına gelir. Hz. Musa'ya indirilmiştir.


S.43- Zebur ne anlama gelir ve hangi Peygambere gelmiştir?
C.43-Zebur: Kelime olarak “yazılı şey ve kitap” anlamına gelir. Hz. Davud'a indirilmiş olan ilâhî kitabın adıdır.


S.44-İncil ne anlama gelir ve hangi Peygambere gelmiştir?
C.44- İncil kelime olarak “müjde, tâlim ve öğretici” anlamına gelir. Hz. İsa’ya indirilmiştir.


S.45-Hz. İsa hangi kavme peygamber olarak gönderilmiştir?
C.45- Hz. İsa İsrâiloğulları'na peygamber olarak gönderilmiştir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.101-102)


S.46-Kuran’ın anlamı nedir?
C.46-Kur’an: Sözlükte “toplamak, okumak, bir araya getirmek” anlamına gelen Kur'an terim olarak şöyle tarif edilir:“Hz. Peygamber'e indirilen, Mushaflarda yazılı, Peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş, okunmasıyla ibadet edilen, insanlığın benzerini getirmekten âciz kaldığı ilâhî kelâmdır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.101-102)


S.47-Resül ne demektir?
C.47- Terim olarak resul , yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla insanlara gönderilen peygambere denilir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.106)


S.48-Sıdk ne demektir?
C.48-Sıdk. “Doğru olmak” demektir. Her peygamber doğru sözlü ve dürüst bir insandır.


S.49-Emanet ne demektir?
C.49-Emanet. “Güvenilir olmak” dernektir. Peygamberlerin hepsi emin ve güvenilir kişilerdir.


S.50-İsmet ne demektir?
C.50-İsmet. “Günah işlememek, günahtan korunmuş olmak” demektir. Peygamberler hayatlarının hiçbir döneminde şirk ve küfür sayılan bir günahı işlemedikleri gibi özellikle peygamberlikten sonra kasten günah işlememişlerdir.


S.51-Fetanet ne demektir?
C.51-Fetânet. “Peygamberlerin akıllı, zeki ve uyanık olmaları” demektir.


S.52-Tebliği ne demektir?
C.52-Tebliğ. “Peygamberlerin Allah'tan aldıkları buyrukları ve yasaklan ümmetlerine eksiksiz iletmeleri” demektir. . (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.109)


S.53- Kur'an'da adı geçen peygamberleri sayınız?
C.53- Kur'an'da adı geçen peygamberler şunlardır: Âdem, İdrîs, Nûh, Hûd, Salih, Lût, İbrahim, İsmail, İshâk, Ya'kub, Yûsuf, Şuayb, Hârûn, Mûsâ, Dâvûd, Süleyman, Eyyûb, Zülkifl, Yûnus, İlyâs, Elyesa', Zekeriyyâ, Yahya, İsâ, Muhammed. Bunlardan başka Kur'an'da üç isim daha zikredilmiştir. Fakat onların peygamber mi, velî mi oldukları konusunda fikir ayrılığı vardır. Bunlar Üzeyir, Lokman ve Zülkarneyn'dir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.110)


S.54- Mucize nedir?
C.54-Sözlükte “insanı âciz bırakan, karşı konulmaz, olağan üstü, garip ve tuhaf şey” anlamlarına gelen mucize, terim olarak “yüce Allah'ın, peygamberlik iddiasında bulunan peygamberini doğrulamak ve desteklemek için yarattığı, insanların benzerini getirmekten âciz kaldığı ve olağan üstü olay” diye tanımlanır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.113)


S.55-İrhas nedir?
C.55- İrhâs. Peygamber olacak şahsın, henüz peygamber olmadan önce gösterdiği olağan üstü durumlardır. Hz. İsâ'nın beşikte iken konuşması gibi. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.115)


S.56-Keramet nedir?
C.56- Keramet. Peygamberine gönülden bağlı olan ve ona titizlikle uyan velî kulların gösterdikleri olağan üstün hallerdir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.115)


S.57-Meunet nedir?
C.57- Meûnet. Yüce Allah'ın velî olmayan bir müslüman kulunu, darda kaldığı veya sıkıntıya düştüğü zaman, olağan üstü bir şekilde bu darlık ve sıkıntıdan kurtarmasıdır. Meûnet. Yüce Allah'ın velî olmayan bir müslüman kulunu, darda kaldığı veya sıkıntıya düştüğü zaman, olağan üstü bir şekilde bu darlık ve sıkıntıdan kurtarmasıdır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.115)


S.58-İstidrac nedir?
C.58- İstidrac. Kâfir ve günahkâr kişilerden arzu ve isteklerine uygun olarak meydana gelen olağan üstü olaydır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.115)


S.59-Olağanüstü bir durum olan İhanet ne demektir?
C.59- İhanet. Kâfir ve günahkâr kişilerden, arzu ve isteklerine aykırı olarak meydana gelen olaydır. Meselâ, peygamberlik taslayan inkarcılardan Müseylime, tek gözü kör olan bir adama, iyi olsun diye dua etmiş, bunun üzerine adamın öbür gözü de kör olmuştur. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.115)


S.60-Peygamberimizin en büyük mucizesi nedir?
C.60-Peygamberimizin en büyük mucizesi Kur’an’dır. Kur'an her çağdaki akıl sahibi insana hitap eden, akıllara durgunluk verecek derecede büyük ve ebedî bir mucizedir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.115)


S.61-Peygamberimizin hissi mucizelerinden üç tanesini sayınız?
C.-61
a) Bir gecenin çok kısa bir anında Mescid-i Harâm'dan, Mescid-i Aksâ'ya gitmesi ile başlayan İsrâ ve mi'rac mucizesi.
b) Ayın iki parçaya ayrılması.
c) Taşın Hz. Peygamberle konuşması. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.116)


S.62-Ahiret ne demektir?
C.62- Âhiret, sözlükte “son, sonra olan ve son gün” anlamlarına gelir.
Terim olarak âhiret, İsrafil'in (a.s.) Allah'ın emriyle, kıyametin kopması için sûra ilk defa üflemesiyle başlayacak olan ebedî hayata denilir. İsrafil (a.s.) sûra ikinci defa üfleyince insanlar diriltilip hesaba çekilecek, sonra dünyadaki iman ve amellerine göre ceza ve mükâfat görecek, cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girecek ve orada kalacaklardır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.117)



S.63-Kıyamet alametleri kaça ayrılır?
C.63- Kıyamet alâmetleri, insan iradesine bağlı olması veya olmaması, kıyametin kopuşuna çok yakın bulunup bulunmaması durumu göz önünde tutularak iki başlık altında incelenir: Küçük alâmetler, büyük alâmetler. Alâmetlerin büyük veya küçük diye nitelenmeleri önemlerinden dolayı değil, açıklanan sebepten dolayıdır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.123)

S.64-Kıyametin küçük alametlerinden bazılarını sayınız?
C.64- Küçük Alâmetler. Dinî emirlerin ihmal edilmesi ve ahlâkın bozulması gibi insan iradesine bağlı olarak meydana gelecek olan olaylardır. Bazı küçük alametler şunlardır: Peygamberimiz’in gönderilmesi ve onunla peygamberliğin sona ermesi, ilmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması, şarap içme ve zinanın açıkça yapılır olması, ehliyetsiz insanların söz sahibi olması, adam öldürme olaylarının artması, dünya malının bollaşması, zekât verecek fakirin bulunmaması gibi olaylar kıyametin küçük alâmetlerinin bazılarıdır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.123)


S.65-Kıyametin büyük alametlerini sayınız?
C.65-Duman, Deccal, Dâbbetü'1-arz, Güneşin batıdan doğması, Ye'cûc ve Me'cûc'ün Çıkması, Hz. İsâ'nın Gökten İnmesi, Yer Çöküntüsü, Ateş Çıkması.


S.66-Kıyametin büyük alametlerinden Duman nedir?
C.66- Duman. Müminleri nezleye tutulmuş gibi bir duruma getiren ve kâfirleri sarhoş eden bir dumanın çıkışı ve bütün yeryüzünü kaplaması.


S.67-Kıyametin büyük alametlerinden Deccal nedir?
C.67- Deccâl. isminde bir şahıs çıkacak ve Tanrılık iddiasında bulunacak, istidrâc denilen bazı olağan üstülükler gösterecek ve Hz. İsâ tarafından öldürülecektir.



S.68- Kıyametin büyük alametlerinden Dâbbetü'1-arz nedir?
C.68- Dâbbetü'1-arz. Bu isimde bir canlı çıkacak, yanında Hz. Musa'nın asâsı ve Hz. Süleyman'ın mührü bulunacak, asâ ile müminin yüzünü aydınlatacak, mühür ile kâfirin burnunu kıracak, böylelikle müminlerin ve kâfirlerin tanınmaları sağlanacaktır.


S.69- Kıyametin büyük alametlerinden Güneşin Batıdan Doğması nedir?
C.69-Güneşin Batıdan Doğması. Evrenin tek hâkimi Allah'ın emriyle güneş batıdan doğacak, bu olaydan sonra iman edenlerin imanı, kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir.


S.70- Kıyametin büyük alametlerinden Ye'cûc ve Me'cûc'ün Çıkması nedir?
C.70-Ye'cûc ve Me'cûc'ün Çıkması. Bu isimde iki topluluğun yeryüzüne dağılarak bir süre bozgunculuk yapmaları da kıyametin bir başka büyük alâmetidir.



S.71- Kıyametin büyük alametlerinden Hz. İsâ'nın Gökten İnmesi nedir?
C.71-Hz. İsâ kıyametin kopmasına yakın gökten inecek, insanlar arasında adaletle hükmedecek, Hz. Peygamber'in dini üzere amel edecek, deccâli öldürecek, sonra da ölecektir.


S.72- Kıyametin büyük alametlerinden Yer Çöküntüsü nedir?
C.72- Biri doğuda, biri batıda, biri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsü meydana gelecektir.


S.73- Kıyametin büyük alametlerinden Ateş Çıkması nedir?
C.73- Hicaz taraflarında büyük bir ateş çıkacak ve her tarafı aydınlatacaktır.
(İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.123-124)


S.74-Ba’s ne demektir?
C.74-“Öldükten sonra tekrar dirilmek” anlamına gelen ba's, âhiret hayatının en önemli devrelerinden biridir. Kıyametin kopmasından sonra İsrafil (a.s.) sûra ikinci defa üfürecek ve bütün canlı yaratıklar tekrar diriltileceklerdir. Ehl-i sünnet inancına göre tekrar diriliş, hem beden hem de ruh ile olacaktır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.125)


S.75- Haşir ve mahşer ne demektir?
C.75-Sözlükte “toplanmak, bir araya gelmek” demek olan haşir, terim olarak yüce Allah'ın insanları hesaba çekmek üzere tekrar dirilişten sonra bir araya toplamasıdır. İnsanların toplandıkları yere mahşer veya arasât denir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.126)


S.76- Mîzan ne demektir?
C.76- Sözlükte “terazi” anlamına gelen mîzan, âhirette hesaptan sonra herkesin amellerinin tartıldığı ilâhî adalet ölçüsüdür. İç yüzü bizce bilinemeyen mîzan, dünyadaki ölçü aletlerinin hiçbirine benzemez. Tartıda iyilikleri kötülüklerinden ağır gelenler kurtuluşa erecek, hafif gelenler ise cehenneme gideceklerdir. Cehenneme gidenlerden mümin olanlar, işlediği suçun karşılığı olan cezayı çektikten sonra oradan çıkarılıp cennete girdirileceklerdir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.128)


S.77- Sırat ne demektir?
C.77- Sırat cehennemin üzerine uzatılmış bir yoldur. Herkes buradan geçecektir. Müminler yaptıkları amellerine göre kimi süratli, kimi daha yavaş olarak bu yoldan geçecek, kâfirler ve günahkârlar ise ayakları sürçerek cehenneme düşeceklerdir. Sıratın nasıl bir şey olduğuna dair sahih hadislere rastlamak mümkün değildir. Peygamberimiz bir hadislerinde, cehennemin üzerine kurulacak sırattan ilk geçenin kendisi ve ümmeti olacağını, insanların iyi amelleri sayesinde oradan süratle geçeceklerini bildirmiştir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.128)


S.78- Şefaat ne demektir?
C.78- Âhirette bütün peygamberlerin Allah'ın izniyle şefaat etmeleri haktır ve gerçektir. Şefaat demek, günahı olan müminlerin günahlarının bağışlanması, olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için peygamberlerin ve Allah katındaki dereceleri yüksek olanların Allah'a yalvarmaları ve dua etmeleri demektir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.128)


S.79- A'râf ne demektir?
C.79-“Dağ ve tepenin yüksek kısımları” anlamına gelen a'râf, cennetle cehennemin arasında bulunan sûrun ve yüksek kısmın adıdır. Bilginler, a'râf ve a'râflıkların kimler olacağı konusunda farklı iki görüşe sahip olmuşlardır:
1. Herhangi bir peygamberin tebliğini duymamış olarak ölen insanlarla, küçükken ölen müşrik çocukları a'râfta kalacaklardır.
2. A'râflıklar, iyi ve kötü amelleri eşit olan müminlerdir. Bunlar cennete girmeden önce cennetle cehennem arasında bir süre bekletilecekler, sonra Allah'ın lutfuyla cennete gireceklerdir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.128)


S.80-Kaza ve Kader ne anlama gelir?
C.80- Kader sözlükte “ölçü, miktar, bir şeyi belirli ölçüye göre yapmak ve belirlemek” anlamlarına gelir. Terim olarak “yüce Allah'ın, ezelden ebede kadar olacak bütün şeylerin zaman ve yerini, özellik ve niteliklerini, ezelî ilmiyle bilip sınırlaması ve takdir etmesi” demektir. Sözlükte “emir, hüküm, bitirme ve yaratma” anlamlarına gelen kaza, Cenâb-ı Hakk'ın ezelde irade ettiği ve takdir buyurduğu şeylerin zamanı gelince, her birisini ezeli ilim, irade ve takdirine uygun biçimde meydana getirmesi ve yaratmasıdır. Kaza Allah'ın tekvîn sıfatı ile ilgili bir kavramdır. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.133)


S.81-Tevekkül ne demektir?
C.81-Sözlükte “güvenmek, dayanmak, işi başkasına havale etmek” anlamlarına gelen tevekkül terim olarak, hedefe ulaşmak için gerekli olan maddî ve manevî sebeplerin hepsine başvurduktan ve yapacak başka bir şey kalmadıktan sonra Allah'a dayanıp güvenmek ve ondan ötesini Allah'a bırakmak demektir. (İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998, s.137)

S.82-Haberî sıfatlar nelerdir?
C82-.Haberî sıfatlar; Allah'ın eli, yüzü, gözü, gelmesi, inmesi ve yakın olması gibi âyet ve hadislerde geçen sıfatlardır. Allah yaratıklarından hiç birine benzemez. Dolayısıyla Allah'ın elini, yüzünü, gözünü ve gelmesini insanların eli, yüzü, gözü ve gelmesi gibi düşünemeyiz.

Bir kısım İslâm âlimleri, Kur'ân'da Allah'ın elinden, yüzünden, gözünden ve gelmesinden söz etmektedir. Biz, bunların mahiyetini, nasıl olduklarını bilemeyiz, çünkü Allah bize bildirmemiştir. Biz sadece bu sıfatlarını kabul ederiz. Allah'ın eli, yüzü, gözü gibi sıfatları vardır. Fakat bunlar; bizim elimiz, yüzümüz, gözümüz gibi değildir. Bu sıfatların keyfiyetlerinden, nasıl olduklarından bahsetmeyiz şeklinde görüş beyan etmişlerdir.

Bir kısım İslâm âlimleri ise Allah'ın el, yüz, göz, arşa istiva ve gelmesi gibi niteliklerini yorumlamış ve tevil etmişlerdir. Bu âlimlerin yorumlarına göre, Allah'ın elinden maksat, gücü, kudreti ve nimetidir. Allah'ın yüzünden maksat O'nun zatı ve rızasıdır. Allah'ın gözünden maksat, ilmi, yardımı, himayesi, gözetimi ve denetimidir. Allah'ın gelmesinden maksat emrinin gelmesidir. Allah'ın arşı istivasından maksat; arşı istila etmesi ve arşa hâkim olmasıdır. Allah'ın inmesinde masat, nimet ve rahmetinin inmesidir. Allah'ın yakın olmasından maksat, af, merhamet ve yardımının yakın olmasıdır. Allah'ın beraber olmasından maksat, O'nun kullarının her halini görmesi, bilmesi, murakabesi, ve onlara yardım etmesidir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.83-Habîr ne demektir?
C.83-Allah'ın sıfatı olarak habîr; her şeyden haberdar olan, gizli ve açık hiçbir şey kendisinden gizli olmayan, bütün sırları, işlerin iç yüzünü bilen, haber veren demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.84-Hablullah ne demektir?
C. 84-Hablullah ile kasıt, hak din İslâm'dır. Yani Hablullah Kur’ân ve Sünneti, Allah ve Peygambere itaati ifade eder. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.85-Hakka'l-yakîn ne demektir?
C.85-Yaşayarak elde edilen bilgidir. Kalp ile sezilip bizzat duyulan ve basiretle müşahade olunarak yaşanmak suretiyle hasıl olan bilgi mertebesidir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.86-Hamele-i arş ne demektir?
C.86-Sözlükte "arşın taşıyıcıları" anlamına gelen "hamele-i arş", Allah'ın arşını taşıyan meleklerin adıdır. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.87-Havkale ne demektir?
C.87-Lâ havle ve lâ kuvvete illa bi'l-ilâhî'l-alîyyi'l-azîm = (güç ve kuvvet ancak Yüce ve büyük olan Allah ile vardır) cümlesini söylemeye denir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.88-Havzı- kevser ne demektir?
C.88-Kıyamet gününde Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.)'e verilecek olan havuzun adıdır. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)

S.89-Hayiy ne demektir?
C.89-Allah'ın sıfatı olarak hayiy çirkinlikleri bulunmayan; bağış, nimet ve ihsanı terk etmeyen demektir. İnsanlardaki utanma anlamında değildir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)

S.90-Hayru'l-fâsılîn ne demektir?
C.90-Hakkı batıldan, suçsuzu suçludan, haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden ayıranların en hayırlısı anlamına gelen bu tâbir, Allah'ı tanıtan vasıflardan biridir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.91-Hayru'l-ğâfirîn ne demektir?
C.91-Allâh'ın sıfatlarından biri olup, bağışlayanların en hayırlısı demektir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.92-Hayru'l-hâkimin ne demektir?
C.92-Allâh'ın sıfatlarından biri olup, hâkimlerin en hayırlısı demektir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.93-Hayru'l-mâkirîn ne demektir?
C.93"tuzak kuranların en hayırlısı" anlamındadır.
Allah'ın mâkîr vasfı, O'nun hile ile aldattığı anlamında değil, hile ile kötülük yapanları, bilemeyecekleri ve anlayamayacakları cihetten daha şiddetli cezalandırması demektir. Allah'ın hile ve tuzak kurmaya ihtiyacı yoktur. Onun her şeye gücü yeter.Allah'ın bu sıfatı, sadece hile ve tuzak ile kötülük yapanlara yöneliktir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.94-Hayru'n-nâsırîn ne demektir?
C.94-Allâh'ın sıfatlarından biri olup, yardım edenlerin en hayırlısı demektir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.95-Hulûl inancı ne demektir?
C.95-Başta Hinduizm olmak üzere, çeşitli beşerî nitelikli dinlerde, Allah'ın veya O'nun kudretinin bazı insanlara ve varlıklara geçtiğini, o varlıklarda da bu tür güçlerin ve özelliklerin mevcut olduğunu benimseyen inanç biçimidir.
Temeli beşerî kaynaklı dinlere ve bâtıl itikatlara dayanan bu sistem, İslâm tarihinde bazı bâtıl inanışlara da geçmiştir. Akaidle ilgili eserlerde bu tür inanışlar reddedilmiştir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)

S.96-Husun ve Kubuh ne demektir?
C.96-Sözlükte "güzel ve çirkin, iyi ve kötü" anlamlarına gelen, husun ve kubuh tabiri, dünyada övgü ve yergiyi, âhirette de mükafaat ve cezayı gerektiren şey demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.97-İlhad ne demektir?
C.97-Çukur anlamındaki "lahd" kökünden gelen ilhâd, sözlükte haktan ayrılmak ve sapmak demektir. Dinî literatürde ise ilhad, Allah'ın varlığını ve birliğini inkâr etmek, hakikatten sapmak, inançsızlık ve dinsizlik gibi anlamlara gelmektedir. İslâm'ın ilk yıllarında dine ters düşen davranışlara ilhad denirken çağımızda ortaya çıkan bu tür hareketlere kelâm ve felsefe açısından ateizm denmektedir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)



S.98-İlham ne demektir?
C.98-Sözlükte "yutturmak" anlamına gelen ilhâm, terim olarak, Allah'ın doğrudan veya melek aracılığıyla iyilik telkin eden bilgileri insanın kalbine ulaştırması, feyz yoluyla kalbe gelen özel bir anlam ve bilgi, kalbe konulan iyilik hissi, hayır duygusu demektir. İlhamın kaynağı Allah veya melektir. Veliler, ilhamı Peygamberlere vahiy getiren meleğin aldığı kaynaktan alırlar. İlham, bilgi kaynaklarını kullanmadan insanın zihninde (kalbinde) âniden ortaya çıkar. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)



S.99-İstitâat ne demektir?
C.99-Sözlükte "güç, kudret, gücü yetmek ve yapabilmek" anlamlarına gelen istitâat, bir kelâm terimi olarak, kulun irâdî fiillerini gerçekleştirmesini sağlayan yetenek ve güç anlamında kullanılır. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.100-Levh-i mahfuz ne demektir?
C.100-levh-i mahfuz yüce Allah'ın olmuş ve olacak her şeyi tesbit ettiği bir kitap ya da bilgi hazinesidir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)

S.101-Livâ-i hamd ne demektir?
C.101-Livâ-i hamd Hz. Peygamberin bayrağı ve sancağı anlamındadır. Livâü'l-hamd, şefaati kübra makamıdır. Zira Hz. Peygamber'e inanan ve onun sünnetini eksiksiz yerine getirenler, kıyamet gününde bu bayrağın altında toplanacaklardır. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.102-Melâike-i hazene ne demektir?
C.102-Cennetin kapılarında müminleri karşılayan, onlara iltifat eden melekler ile cehennemin kapılarında kâfirleri karşılayıp onları horlayan bekçi meleklere denir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.103-Melâike-i keribiyyûn ne demektir?
C.103-Keribiyyûn, şiddet ve hüzün anlamına gelen kerb kökünden türeyen kerûbî kelimesinin çoğuludur. Arşın etrafında bulunan meleklere verilen bir isimdir. (Mümin, 40/7, 9) Allah'tan çok korktukları için bu isim verilmiştir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.104-Melaike-i Mukarrabûn ne demektir?
C.104-Yaklaştırılmış, yakınlaştırılmış melekler demektir. Mukarreb melekler, şerefi, değeri ve fazileti itibariyle Allah'a yakın olan meleklerdir. Allah’ın arşını taşıyan ve arşın etrafında bulunan melekler, Cebrail, Mikail ve İsrafil mukarreb meleklerdir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)



S.105-Mutaffif ne demektir?
C.105-Eksik ölçmek, eksik ölçek ile vermek anlamındaki "tatfîf" kelimesinden türeyen bir isim olup, eksik ölçen, eksik tartan kimse demektir.(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.105-Anid nedir?
C.105-Bile bile hakkı reddeden, azgın, doğru yoldan sapan, Allah'a itaat etmeyen, haddi aşan ve zorbalık yapan kimse demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.106-Araf nedir?
C.106-cennetle cehennem arasındaki perdenin (sûr/duvar) yüksek yerleri demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.107-Arasat ne demektir?
C.107-kıyâmetin kopmasından sonra diriltilecek olan insanların, dünyadaki inanç, söz, fiil ve davranışlarından sorguya çekilmek üzere sevk edilecekleri yerin adına denir. Bu mekâna mahşer ve mevkif de denir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.108-Arş ne demektir?
C. 108-Gerçek içeriğini sadece Yüce Allah'ın bildiği, bütün âlemleri; yeri, gökleri, cenneti, cehennemi, sidreyi, kürsiyi kaplayan ilâhî taht ve hükümranlık demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.109-Cahim ne demktir?
C. 109-"Cahîm" Kur'ân'da zikri geçen yedi cehennemden biridir. Çok şiddetli ve sürekli yanan kızgın ateş, çok sıcak yer demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.110-Ashabı Cahim nedir?
C. 110-Ashâb-ı cahîm tabiri, cehennem halkı, cehenneme atılacak kimseler anlamına gelir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.111-Azazil nedir?
C. 111-İslâmî literatürde şeytan veya iblisin bir diğer adı olarak kullanılan azâzil kelimesi Kur'ân'da ve hadislerde geçmez. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.112-Bais ne demektir?
C.112- kıyamet kopunca ölüleri dirilten, kabirlerinden kaldırıp mahşer yerine sevkeden, uyarıcı ve müjdeci olarak insanlara peygamberler gönderen, kıyamette şahitler getiren demektir. Allah'ın bâ'is sıfatı vardır. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.113-Bari ne demektir?
C.113- Allah’ın bir ismidir. Yaratan, örneği olmadan varlıkları îcad eden demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.114-Barr ne demektir?
C.114- Allah’ın bir ismidir. kullarına iyilik yapan, çok lütufkâr (latîf), çok merhametli (rahim), çok şefkatli (raûf) demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.115-Basıt ne demektir?
C.115- Allah’ın bir ismidir. bâsıt, dilediğine rızkı bol veren demektir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.116-Berzah nedir?
C.116- ölümden sonra başlayan ve mahşerdeki dirilişe kadar devam edecek olan kabir hayatıdır. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S. 117-BEYNE'L-HAVFİ VE'R-RECA ne demektir?
C.117- İnsanın korku ile ümit arasında olmasını ifade eden bir deyimdir. Kur'ân'da insanın Allah'ın azabından korkması (Nûr, 24/52) ve rahmetinden de ümitvar olması (Bakara, 2/218) istenmiştir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.117- BEYTÜ'L-MA'MÛR ne demektir?
C.Sözlükte "îmâr edilmiş ev" anlamına gelen el-beytü'l-ma'mûr; yedinci semada melekler için inşa edilmiş, bir geleni bir daha gelmemek üzere her gün yetmiş bin meleğin ziyaret edip ibâdet ettiği bir mabeddir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.118- BURHAN-I İNNÎ ne demektir?
C.118-Eserden müessire ya da hadiselerden kanuna doğru götüren delildir. (Tüme varım) Mümkün olan bu âlemin Yaratıcısına; dumanın ise ateşe delil olması gibi. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.119-BURHAN-I LİMMÎ ne demektir?
C.119-Müessirden esere ya da kanunlardan hadiselere götüren delildir. (Tümden gelim) Ateşin dumana delil olması gibi. Zira ateş olunca dumanın çıkması beklenir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)


S.120-BURHAN-I TEMÂNU' ne demektir?
C. Kelam ilminde, Yüce Allâh'ın birliğini ispat vasıtalarından biri olan burhan-ı temânu', kâinatta birden fazla yaratıcı olması halinde nizamın bozulacağı esasına dayanan bir delildir. .(Dini Kavramlar Sözlüğü,D.İ.B.,yay.)

MÜFTÜLÜK HABER VE DİYANETHABERLER.COM
2012 yeterlilik sınavına hazırlık soruları 2 " Diyanet İlmihali 1. Cilt"
Diyanet İlmihali 1. Cilt (200’den 300’e) KADAR OLAN SAYFALARIN SORU CEVAP ŞEKLİNDE ÖZETİ
S1- Abdesti bozan durumlardan üç tanesini yazınız. 
C1- a) İdrar ve dışkı yollarından idrar,dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin, herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
b)Ağız dolusu kusmak. Kusulan şey ister yemek, ister safra veya kan olsun.
c) Namazda yakında-daki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.


S2- Mazeret sahibi kimlere denir.
C2- Devamlı burun kanaması , idrarı tutamama, devamlı kusma, yaranın devamlı kanaması, kadınların akıntısı gibi abdesti bozan ve kısmen süreklilik taşıyan bedeni rahatsızlığı olan kimselere özürlü mazaret sahibi denir.


S3-Özürlünün abdest süresi ne kadardır.
C3- Özürlü kimse vakit girdiğinde abdest alır. Abdesti bozan başka bir durum meydana gelmedikçe, o vaktin sonu-na kadar abdestli sayılır. Dilediği kadar farz, vacip, sünnet,kaza namazı, Cuma ve bayram namazı kılabilir, Kabeyi ta-vaf edebilir ve mushafı tutabilir.


S4- Mestte aranan özelliklerden dört tanesini yazınız.
C4- 
a) Ayakları topuklarla birlikte örtecek.
b) İçine su geçirmeyecek.
c) Yere konduğunda kendi kendine dik durabilmeli.
d) Mest ile yaklaşık altı kilometre yürünebilmeli.


S5- Mesti bozan durumlardan üç tanesini yazınız.
C5-
a)Abdesti bozan durumlar mest üzerine meshide bozar.
b) Üzerine meshedilen mestin ayaktan çıkması veya çı-karılması.
c) Mesh süresinin sona ermesi

S6- Hades-i asgar ve hades-i ekber nedir açıklayınız.
C6-Abdest almayı gerktiren hallere küçük kirlilik (hades-i asgar), guslü gerektiren hallere de büyük kirlilik (hades-i ekber) denir.


S7-Guslü gerektiren temel sebepler nelerdir.
C7- 
a) cünüplük,
b) hayız,
c) nifas.

S8-Hangi durumlarda gusletmek sünnettir.
C8- Cuma ve bayram namazları öncesinde,hac veya umre niyetiyle ihrama girerken ve Arafat’ta vakfe için guslet- mek sünnettir.


S9- Mezheplere göre guslün farzı kaç tanedir.
C9- Hanefi mezhebine göre; ağza su almak, burna su çekmek ve bütün vücudu yıkamak. Hanbelilere göre; bunlara- ilaveten niyet. Şafilere göre; niyet ve bütün vücudu yıkamak. Malikilere göre; niyet, bütün vücudu yıkamak, vücudu o-valamak ve gusül işlemlerinin arasını açmamaktır.

S10- Hangi durumlarda teyemmüm yapılır.
C10- a) Abdest veya gusle yetecek miktarda suyun bulunmaması, b) Suyu kullanmayı engelleyen fiili bir durumun veya suyu kullanmamak için dinen geçerli bir mazeretin/engelin bulunması.


S11-Teyemmümün farzı kaç tane ve nelerdir.
C11-Teyemmümün farzı ikidir: niyyet ve yüzü ve kolları sıvazlamak üzere, ellerle iki vuruş. Buna kısaca "iki darp bir niyyet" denir.


S12-Hayız halinin başlama ve bitiş yaşları ile en az ve en çok süresi kaç gündür.
C12- Hayız hali ortalama 11-13 yaşlarında başlar, 45-50 yaşlarında sona erer. Hanefi mezhebine göre hayızın en- az süresi 3,en uzun süresi 10 gündür.


S13- Hayızlı olan kadınların hangi ibadetleri yapamayacağını ve hangilerini yapabileceklerini açıklayınız.
C13- Namaz kılamazlar sonrada kaza etmezler. Oruç tutamazlar ama temizlenince kaza ederler,ve Kabeyi tavaf e-demezler. Maliki mezhebine göre Kuran-ı Kerim okuyabilirler.


S14- Nifas nedir? Nifasın azami süresi ne kadardır.
C14- Nifas/loğusa/nüfesa;doğumdan sonra kadının cinsel organından gelen kan veya bu şekilde kan gelmesinin se-bep olduğu hükmi kirlilik(hades) halinin adıdır. Hanefi ve Hanbeliler nifasın en uzun süresi 40, Maliki veŞafiler ise 60-gün olduğu görüşündedirler.


S15-İstihaze nedir? İstihazeli olan kadın nasıl hareket eder.
C15- Rahim içi damarlardan hayız ve nifas hali dışında ve bir hastalık veya yapısal bozukluk sebebiyle gelen ka-na özür/istihaze denir. Bu durumda olan kadınlar özür sahibi olanlar gibi hareket ederler.


S16-Mezhepler göre namaz çeşitlerini yazınız.
C16-Hanefiler; farz, vacip ve nafile olarak ayırırlar.Diğerleri ise; farz ve nafile olarak değerlendirirler.


S17-Vacip namazlar kendi arasında kaça ayrılır.
C17-Vacip oluşu kulun fiiline bağlı olmayan (li aynihi vacip) ve vacip oluşu kulun fiiline bağlı olan vacip (li- gay-rihi vacip) olmak üzere iki kısımdır.


S18- Nafile namazlar kaça ayrılır, çeşitlerine örnek veriniz.
C18- Sünen-i revatip ve sünen-i regaip olmak üzere ikiye ayrılır.Revatip, belli bir düzen ve tertip içinde ,beş vakit-farz namazlarla birlikte ve belli bir devamlılık içinde kılınan sünnetlerdir. Revatip sünnetler dışındaki nafile namazlar-ise regaip sünnetlerdir.


S19- Tadili erkan ne demektir, mezheplere göre hükmü nedir.
C19- Namazın rukünlerinin düzgün bir şekilde yapılmasına tadili erkan denir. Hanefilerin dışındaki üç mezhebe gö-re rükun kabül edilmiştir. Hanefilere göre vacip kabül edilmiştir.


S20- İsfar,taglis,tumanine ve kavme terimlerini açıklayınız.
C20- Sabah namazının ortalık aydınlandıktan sonra kılınmasına isfar, Sabah namazını, ikinci fecir doğar doğmaz, ortalık henüz karanlıkça iken kılınmasına taglis, rukuda sırt ve baş düz bir satıh oluşturacak biçimde eğilerek bir müd-det beklemeye tuma’ni-ne, rukudan sonra secdeye varmadan biraz beklemeye kavme denir.


S21- İkindi namazının vaktini açıklayınız.
C21-Ebu hanifeye göre her şeyin gölge uzunluğu, kendi uzunluğunun iki katına çıktığı andan itibaren başlar, diğer- lerine göre ise bir katına çıktığı andan itibaren başlar. Güneşin batmasına kadar devam eder.


S22-Nafile namaz kılmanın mekruh olduğu vakitlerden dört tanesini yazınız.
C22-
a) Sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar,
b) Akşam namazının farzından önce,
c) Farz nama-zın vaktinin daralması durumunda,
d) Arafat ve müzdelife cem’leri arasında


S23-Namazda kıraat yapılırken, Kur’an-ın meali lafzının yerine okunurmu, mezheplere göre açıklayınız.
C23 Ebu Hanifeden başka bütün müctehidlere göre Arapça ezberleyip okuyabilen kimselerin namazda Kur’an-ı a-sıl dilinden Kur’an’dan okumaları farzdır. Hanefi mezhebine göre Arapça’ya dili dönmeyen veya ezberleyemeyen kim-seler öğreninceye kadar namazda Kur’an-ı (anlamını, mealini) kendi dillerinde okuyabilirler.


S24- Namazda kıraatı gizli ve açık okumanın ölçüsü nedir, fakihlerin görüşü nedir.
C24- Açıktan okumanın alt sınırı, bir başkasının işitebileceği derecede yüksek sesle okumak, gizli okumanın üst sı-nırı ise en fazla kendi işiteceği şekilde okumaktır. Fakihler kıratın namazda dili kıpırdatmaksızın ve ses çıkartmaksızın zihinden tekrarlanmasını okuma saymamışlardır.


S25- Secde hangi azalar ile yapılır mezheplere göre açıklayınız.
C25- Hanefi mezhebinde farz olan, alnın ve ayakların hiç değilse bir ayağın yere dayanmasıdır. Burnun konması vacip, ellerin ve dizlerin konması ise sünnettir. Hanefilerden Züfer ile Şafii ve Hanbeli mezheplerinde , yedi uzvun (el-ler, ayaklar, dizler ve yüz) her birinin bir kısmının yer değdirilmesi farzdır.


S26- Namazın vaciplerinden dört tanesini yazınız.
C26-
a) Farz olan kıratı ilk iki rekatta yerine getirmek,
b) Secdede alın ile birlikte burnu yere koymak,
c) Üç ve dört rekatlı namazlarda ikinci rekatın sonunda oturmak,
d) Namazların gerek ilk, gerekse son oturuşlarında teşehhütte bulumak yani Tahiyyat’ı okumak


S27- Evsat-ı mufassal nedir, hangi sureleri kapsar.
C27- Orta uzunlukluktaki surelere denir.Büruc suresi ile beyyine suresi arasındaki sureler bu gurupta yer alır.


S28-Namazın mekruhlarından dört tanesini yazınız.
C28- a) Kıyam, rüku ve secde aralarındaki tekbir ve zikirleri kendi yerlerinden sonraya bırakmak, b) Namaza ilişkin filleri özürsüz yere, namazın sünnet ve adabına uymaksızın yerine getirmek, c) Abdesti sıkışık olduğu halde namaz kılmak, d) Başkasına ait bir yerde veya başkasına ait bir elbise içinde sahibinin izni olmadan namaz kılmak.


S29- Namazı bozan durumlardan dört tanesini yazın.
C29-
a) Namazda konuşmak,
b)Yönü kıbleden çevirmek,
c) Bir şey yiyip içmek,
d) Özürsüz olarak boğaz hırıldat-mak (tenahnuh etmek)


S30- Ezan ve kametin hükmü nedir, kimler ezan okuyabilir.
C30- Ezan ve kametin hükmü sünnettir, vaktin değil namazın sünnetidir. Erkek, akıllı ve takva sahibi olanlar okur.


S31- Cemaatla namaz kılmanın, mezheplere göre hükmü nedir.
C31- Hanbelilere göre cemaatla namaz kılmak, erkekler için farzı ayn, Şafiler için farzı kifaye. Hanefi ve Malikile-lere göre Cuma namazı hariç diğer namazlar gücü yeten erkeklere müekked sünnettir.


S32-Cemaate gitmemek için mazeret sayılan özürlerden dört tanesini yazınız.
C32- a) Hastalık, b) Korku, c) Olumsuz hava şartları, d) Bedeni arızalar


S33- İmamlığın şartlarını yazınız.
C33- İmamın ergin, akıl, mülüman,erkek ve namaz sahih olacak kadar Kur’an ezbere okumak, özürlü olmamak, setr-i avret ve necasetten taharet şartlarını taşıması gerekir.


S34- Müfteriz, müteneffil, iktida ve muktedi nedir.
C34- Farz namaz kılana müfteriz, nafile namaz kılana müteneffil, namaz kılarken imama uymaya iktida, imama uyan kimseye muktedi denir.

S35- İmama uymanın kaç hali vardır nelerdir.
C35- 
a) Müdrik; Namazı tamamen imamla birlikte kılan kimse,
b Lahik;Namaza imamla birlikte başlamasına rağmen başına gelen bir durum sebebiyle ara vermek zorunda kalan kimse,
c) Mesbuk; İmama namazın başında değil bi-rinci rekatın rükuundan sonra uyan kimseye denir.


S36- Cuma namazı ilk defa ne zaman farz kılındı.
C36- Bu konuda iki görüş vardır, birinci rivayete göre Mekke’de farz kılınmış olmasına rağmen müşriklerin bas- kıları yüzünden orada kılınamamış. İkinci rivayet ise hicret esnasında farz kılınmıştır.

S37-Cuma namazının vücup olmasının şartlarından olan mazaretsiz olmak maddesini açıklayınız.
C37- Bazı mazeretler Cuma namazına gitmemeyi mübah kılar ve bu kişilere Cuma farz olmaz bu mazeretler,has- talık, körlük ve kötürümlük, uygun olmayan hava ve yol şartları, korku durumlarında gidilmez

S38-Mezheplere göre hutbenin rükünleri nelerdir.
C38- Ebu hanifeye göre rüknü yani temel unsur Allah’ı zikretmektir. İmam malike göre müminlere hitaben müj-deli veya sakındırıcı ifade taşımasıdır. İmam şafiye göre;Her iki hutbede Allah’ı zikretmek, Peygamberimize salavat getirmek, takvayı tavsiye etmek, hutbelerin birinde ayet okumak, ikinci hutbede müminlere dua etmek. Hanbelilere göre sonuncu hariç Şafiler’deki ile aynı.

S39- Hutbenin geçerli olmasının Malikilere göre şartlarını açıklayınız.
C39- 
a) Hatibin ayakta olması
b) Her iki hutbenin de öğle vakti girdikten sonra irad edilmesi
c) Her iki hutbenin-de hutbe olarak nitelendirilebilecek içerikte olması
d) Mescidin içinde irad edilmesi
e) Namazdan önce olması
f) En az on iki kişilik bir cemaatın huzurunda olması
g) Açıktan okunması
h) Arapça olması
ı) Hutbelerin arasına ve hutbe ile namaz arasına başka bir meşguliyetin sokulmaması.


S40- Hutbenin sünnetlerinden dört tanesini yazınız.
C40-a) Ezanın,hatibin huzurunda okunması,
b) Hutbe okurken hatibin yüzünün cemaata dönük olması,
c) Hutbeyi kısa tutması,
d) Cuma namazını hutbe okuyan kişinin kıldırması




MÜFTÜLÜK HABER VE DİYANETHABERLER.COM sitesinden alınıp düzenleme yapılmıştır.
2012 yeterlilik sınavına hazırlık soruları 3 " Diyanet İlmihali 1. Cilt"
İslam İlmihali I. Cilt 1-100. Ssyfalar Arası
Din Nedir?
Din akıl sahibi insanları kendi tercihleriyle bizzat hayırlı olan şeylere götüren ilâhî bir kanundur.


Dinleri Nasıl Tasnif Edebiliriz?
Tanrı kavramı ele alınarak yapılan tasnif

1. Tek tanrılı dinler (ilâhî dinler). 
2. Düalist (iki tanrılı) dinler (Mecûsîlik).
3. Çok tanrılı dinler (Eski Yunan, Roma ve Mısır dinleri gibi). 
4. Tanrı konu- sunda açık ve net olmayanlar (Budizm, Şintoizm gibi).

Sosyolojik-tarihî açıdan yapılan din tasniflerinden birisi şu şekildedir

1. Kurucusu olan dinler (Yahudilik, Hıristiyanlık, İslâm, Budizm gibi). 2. Geleneksel dinler (kimin tebliğ ettiği belli olmayan dinler, ilkel dinler, Eski Yu- nan, Eski Mısır dini gibi).

Bir diğer tasnif ise şöyledir: 1. İlkel dinler. Bundan maksat, bazılarının dinî gelişmenin ilk basamağı olarak düşündükleri animizm, natürizm, tote- mizm, fetişizm gibi aslında sadece bir kült olarak dikkate alınabilecek naza- riyeler değil, ilkel kabile dinleridir (Nuer, Dinka, Ga dinleri gibi). 2. Millî din- ler. Genellikle bir kurucusundan söz edilmeyen, sadece bir millete ait olan geleneksel yapıdaki dinlerdir (Eski Yunan, Mısır, Roma dinleri gibi). 3. Dünya dinleri. Hıristiyanlık ve İslâm gibi.


• Dinî literatürde, dini anlama ve yaşamada Allah'ın kitabını ve Hz. Muhammed’in sünnetini rehber edinen ve sahâbenin yolunu izleyen ümmet anlamında kullanılan terim aşağıdakilerden hangisidir? 
Cevap: Ehl-i sünnet

• Dinî literatürde, akaid sahasında Hz. Peygamber’in ve ashabının sünnetini terkederek, onların izledikleri yoldan ayrılan, İslâm ümmetinin çoğunluğunu yani ana gövdesini oluşturan Ehl-i sünnet’e muhalefet eden mezhep ve gruplar anlamında kullanılmıştır.
Cevap: Ehl-i bid‘at 



• İlk dönem bilginlerini izleyerek âyet ve hadislerdeki ifadelerin zâhiri ile yetinip bunları aynen kabul eden, teşbih ve tecsîme düşmeyen (Allah'ı yara- tıklara benzetmeye ve cisim gibi düşünmeye yeltenmeyen), bunları başka bir anlama çekme (te’vil) yoluna gitmeyen topluluk aşağıdakilerden hangisidir? 
Cevap: Selefiyye 



• Allah'ın zâtî, fiilî ve haberî sıfatlarının hepsini te’vilsiz, nasılsa öyle kabul ettiği için Selefiyye'ye aşağıdakilerden hangi isim verilmiştir?
Cevap: Sıfâtiyye 


• Aşağıdakilerden hangisini selefi âlimlerden sayabilriz?
Cevap: İmam Şâfiî, Mâlik, Ahmed b. Hanbel bir kısım görüşleri itibariyle Ebû Hanîfe- Evzaî, Sevrî gibi müctehid imamlar, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Dârimî, İbn Mende, İbn Kuteybe ve Beyhaky gibi hadisçiler, Taberî, Hatîb el-Bağdâdî, Tahâvî, İbnü'l-Cevzî ve İbn Kudâme gibi bilginler Selef düşüncesinin önde gelen isimleri arasında sayılabilir.



• Aşağıdakilerden hangisi Eş’ari ekolünün kurucusu Ebü’l-Hasan Ali b. İsmâil el-Eş‘arî'nin hocasıdır?
Cevap: Ebû Ali el-Cübbâî

• Aşağıdakilerden hangisi en meşhur Eş‘arî kelâm bilginleri arasında sayılabilir? 
Cevap: Bâkıllânî, İbn Fûrek , Cüveynî, Gazzâlî, Şehristânî, Âmidî, Fahreddin er-Râzî, Kadî Beyzâvî, Teftâ- zânî ve Cürcânî sayılabilir.



• Mu‘tezile'ye bir karşı tez olarak doğan ekol aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Eş‘arîlik



• Akaid konusunda Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî'nin görüşlerini benimseyenlerin oluşturduğu Ehl-i sünnet mez- hebinin adı aşağıdakileren hangisidir?
Cevap: Maturidiyye


• Aşağıdakilerden hangisi Maturidi kelamcıdır?
Cevap: Hakim es-Semerkandî, Ebû Seleme es-Semerkandî , Ebü'l-Yüsr Muhammed el-Pezdevî, Ebü'l-Maîn (Muîn) en-Nesefî, Ömer en-Nesefî, Ebü’l-Berekât Hâfızüddin en-Nesefî, Burhâneddin en-Nesefî, İbnü'l-Hümâm, Kadı Celâleddinzâde Hızır Bey, Beyâzîzâde Ahmed Efendi en meşhur Mâtürîdî kelâmcılarıdır.

• Dinî tebliğ olmasa da kişi akılla Allah'ı bulabilir. İyi ve kötü, güzel ve çirkin akılla bilinebilir. Görüşü aşağıdakilerden hangi kelam ekolünün görüşüdür?
Cevap: Mâtürîdiyye


• Vâsıl b. Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep hangisidir?
Cevap: Mu‘tezile 


• Aşağıdakilerden hangisi mutezile ekolü âlimlerindendir?
Cevap: Ebü'l-Hüzeyl el- Allâf, Nazzâm, Câhiz, Bişr b. Mutemir, Cübbâî, Kadî Abdülcebbâr ve Ze- mahşerî 


• Büyük günah işleyenin iman ile küfür arasında fısk mertebesinde olduğu (el-menzile beyne'l-menzile- teyn) görüşünü benimseyen ekol hangisidir? 
Cevap: Mutezile



• İnsanın irade hürriyeti, seçme imkânı ve fiil gücü bulunmadığını, insan fiillerinin gerçek fâilinin Allah olduğunu, kulun Allah tarafından önceden takdir edilmiş bulunan işleri yapmaya mecbur olduğunu savunan ekol hangisidir?
Cevap:Cebriyye 


• İslâm toplumunda anarşinin ilk tohumlarını oluşturmuş düşünce hangisidir?
Cevap: Hâricîlik 


• Hz. Ali’yi halifeliğe en lâyık kişi olarak gören ve onu ilk meşrû halife kabul eden, vefatından sonra da hilâfete Ali evlâdının getirilmesi gerektiğine inanan topluluğun adı nedir? 
Cevap: Şia

Hanefî mezhebi Sünnî fıkıh ekollerinin kronolojik sıra itibariyle ilki olup, İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe'ye nisbet edildiği için bu isimle anılmıştır. İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe’nin asıl adı Nu‘mân b. Sâbit'tir. 80 (699) yılında Kûfe'de doğmuş, 150 (767) yılında Ba?dat'ta vefat etmiştir. Aslen Türk veya Fârisî olduğu yönünde görüşler vardır. Nu‘mân b. Sâbit, Hanefî mez- hebi muhitinde "İmâm-ı Âzam" (büyük imam) lakabı ile anılır. 

Mâlikî mezhebi, fıkıh ekollerinin kronolojik sıra itibariyle ikincisi olup, büyük hadis ve fıkıh bilgini Mâlik b. Enes'e nisbet edildiği için bu isimle anılmıştır. İmam Mâlik b. Enes, 93 (712) yılında Medine'de dünyaya geldi. 179 (795) yılında vefat etti.

Şâfiî mezhebinin kurucusu sayılan, Muhammed b. İdrîs eş-Şâfiî 150 (767) yılında Gazze şehrinde (Filistin) doğdu. Hicrî 198 yılında Mısır'a gitti ve 204 (820) yılında orada vefat etti. Vefat ettiği zaman elli dört yaşında idi. Mısır'da kaldığı dört sene içinde tecrübeleri ve yeni muhitin şartları ışığında eski bilgilerini yeniden etüt etmeye başladı, bazı görüşlerin- den vazgeçti, yenilerini ortaya koydu. Böylece onun rücû ettiği eski görüş- leri ile yeni görüşlerinden oluşan "mezheb-i kadîm"i ve "mezheb-i cedîd"i teşekkül etmiş oldu. 

Hanbelî mezhebinin kurucusu sayılan, Ahmed b. Hanbel hicrî 164 yı- lında Bağdat'ta dünyaya geldi.

• Kıyasa ve re’y ictihadına şiddetle karşı çıkıp âyet ve hadislerin zâhirine tutunmanın tek yol olduğunu savunan ekol aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Zahiriyye


• Farklı hükümlerin bir araya getirilmesini ifade eden fıkıh terimi aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Telfik


• Tevhid ve şehadet kelimelerinde özetlenmiş, İnanılacak şeylere kısaca ve toptan inanmak demek olan iman aşağıdakilerden hangi kavramla açıklanır?
Cevap : İcmâlî iman

• Aşağıdakilerden hangisi “tafsili iman” ın tanımıdır?
Cevap : İnanılacak şeylerin her birine, açık ve geniş şekilde, ayrıntılı olarak inanmaya tafsîlî iman denilir. 

• Delillere dayalı olmaksızın sadece çevrenin telkini ile meydana gelen ve âdeta kişinin İslâm toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu olarak gözüken imana ne denir?
Cevap: Taklidi iman denir.



• Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya dayalı imana ne denir?
Cevap: Tahkiki iman denir.


• Allah'a, Hz. Peygamber'e ve O'nun haber verdiği şeylere yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye ne denir?
Cevap: Mümin denir.


• İslâm dininin temel prensiplerine inanmayan, Hz. Peygamber'in yüce Allah'tan getirdiği kesin olan ve tevâtür yoluyla bize kadar ulaşmış bulunan esaslardan (zarûrât-ı dîniyye) bir veya birkaçını yahut da tamamını inkâr eden kimseye ne denir?
Cevap: Kafir denir.


• Allah'ın birliğini, Hz. Muhammed'in peygamberliğini ve onun, Allah'tan getirdiklerini kabul ettiklerini söyleyerek, müslümanlar gibi yaşadıkları halde, kalpten inanmayan kimselere ne denir?
Cevap: Münafık

• Hz. Peygam- ber'i Allah'tan getirdiği şeylerde yalanlayıp, onun getirdiği kesinlikle sabit dinî esaslardan bir veya birkaçını inkâr etmeye ne denir?
Cevap: Küfür


• Allah Teâlâ'nın tanrılığında, isim, sıfat ve fiillerinde, eşi, dengi ve ortağı bulunduğunu kabul etmeye ne denir?
Cevap: Şirk denir.

• Müslüman olduğu bilinen bir kişiyi, inkâr özelliği taşıyan inanç, söz veya davranışından ötürü kâfir saymaya ne denir?
Cevap: Tekfir 


• Müslüman bir kimsenin İslam dininden dönmesine ne ad verilir?
Cevap: İrtidad


• İslam dininden dönen kimseye ne ad verilir?
Cevap: Mürted denir.


• Aşağıdakilerden hangisi Allahın “İsmi Azam” adıyla anılan isimlerindendir?
Cevap: Allah, Rahman, Rahim, El-Hayyu’l-Kayyum, Zü’l-Celali Ve’l-İkram


• Allah'ın bütün isimleri için kullanılan terim aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Esmâ-İ Hüsnâ


• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “Allah vardır, varlığı zorunludur.” anlamına gelmektedir?
Cevap: Vücud


• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Ezeli olmak, başlangıcı olmamak” anlamına gelmektedir?
Cevap: Kıdem 


• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Varlığının sonu olmamak” anlamına gelmektedir?
Cevap: Beka


• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Sonradan olan şeylere benzememesi” anlamına gelmektedir?
Cevap: Muhalefetün li’l-havadis 

• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Bir ve tek olması” anlamına gelmektedir?
Cevap: Vahdaniyet



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Varlığı kendinden olmak” anlamına gelmektedir?
Cevap: Kıyam bi-nefsihi



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Diri ve canlı olması” anlamına gelmektedir? 
Cevap: Hayat



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Her şeyi bilmesi” anlamına gelmektedir?
Cevap: İlim



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Her şeyi işitmesi” anlamına gelmektedir?
Cevap: Semi’



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Her şeyi görmesi” anlamına gelmektedir?
Cevap: Basar


• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ İstediğini dilemesi” anlamına gelmektedir?
Cevap: İrade



• Aşağıdakilerden hangisi Tekvini İrade’nin tanımıdır?
Cevap: Allah’ın bir şeyi dilemesi ve dilediği bu şeyin hemen olması anlamına gelmektedir.



• Aşağıdakilerden hangisi Teşrii İradenin tanımıdır?
Cevap: Allah’ın bir şeyi sevmesi ve ondan hoşnut olması, onu emretmesi” anlamına gelmektedir?



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Sonsuz güç ve kudret sahibi olması” anlamına gelmektedir?
Cevap: Kudret



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Söylemek, konuşmak” anlamına gelmektedir?
Cevap: Kelam



• Aşağıdaki sıfatlardan hangisi Allah Teala’nın “ Yoktan var etmesi” anlamına gelmektedir?
Cevap: Tekvin




• Aşağıdaklerden hangisi insanın sağında ve solunda bulunan “Hafaza“ adıda verilen iki meleğin adıdır?
Cevap: Kiramen Katibin



• Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki meleğin adı aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Münker ve Nekir



• Aşağıdakilerden hangisi arşı taşıyan meleklerin adıdır?
Cevap: Hamele-i Arş



• Allah’ı tesbih ve anmakla görevli veAllah’a çok yakın olan melekler aşağıdakilerden hangileridir?
Cevap: Mukarrebun ve İlliyyun
MÜFTÜLÜK HABER VE DİYANETHABERLER.COM sitesinden alınıp düzenleme yapılmıştır.

2012 yeterlilik sınavına hazırlık soruları 4 " Namaz"
Namazla İlgili Sorular ve Cevaplar KAYNAK: İlmihal I,T.D.V yay.,İst.1998.( 217-377 Arası Sahifeler)
S. 1- Önceki dinlerde namaz ibadeti var mıydı? 
C.1-Namaz ibadeti sadece Muhammed ümmetine has olmayıp önceki dinlerde de bulunmaktaydı (İlmihal,1,T,D,V,s,219)

S. 2- Namaz ne zaman farz kılınmıştır? 
C.2- İlk vahyin sonrasındaki fetret döneminden sonra namaz farz kılınmıştır. (a,g,e,s,219)

S. 3- Beş vakit namaz ne zaman farz kılınmıştır?
C.3- Mi'rac olayından sonra beş vakit namaz farz kılınmıştır. (a,g,e,s,219)

S. 4-" Salât" kelimesi Arapçada hangi anlama gelir?
C.4-"Namaz" diye tercüme ettiğimiz "salât" kelimesi, Arapçada" dua etmek, övmek, tazim etmek" gibi anlamlara gelir.( a,g,e,s,220)

S. 5-Kelime-i şehâdetten sonra İslâm'ın en önemli rüknü nedir?
C.5- Kelime-i şehâdetten sonra İslâm'ın en önemli rüknü namazdır. ( a,g,e,s,220)

S.6-Namaz ibadetinin hükmü nedir?
C.6- Namaz kadın erkek tüm Müslümanlar üzerine farzdır.(a,g,e,s,221)

S. 7- Namazı terk etmenin hükmü nedir?
C.7- Namazı terketmek, kılmamak büyük günahtır. Haramdır. ( a,g,e,s 221)

S. 7- Bir kimse namazda iken bir özür olmaksızın göğsünü kıble cihetinden çevirse namazı bozulur mu?
C.8- Bir kimse namazda iken bir özür olmaksızın göğsünü kıble cihetinden çevirse namazı bozulur mu?(a,g,e,s,232)

S. 8- Namazın özü nedir? 
C.9-Namazın özü, kalbin huşû ve huzur içinde olmasıdır. ( a,g,e,s 223)

S.10- Hanefîler'e göre namazlar kaça ayrılır? Bunlar nelerdir?
C.10-Hanefîler'e göre namazlar: a) farz, b) vâcip, c) nâfile olmak üzere üç çeşittir. (a,g,e,s,223)

S. 11-Farz olan namazlar kaça ayrılır, isimleri nelerdir? 
C.11-Farz olan namazlar, aynî farz (farz-ı ayin) ve kifâî farz (farz-ı kifâye) olmak üzere ikiye ayrılır. ( a,g,e,s 223–224)

S. 12- Farz-ı ayın olan namazlar kimlere farzdır ve nelerdir.
C.12-Farz-ı ayın olan namazlar yükümlülük çağındaki her müslümana farz olup, her biri ayrı ayrı bunu yerine getirmekle mükelleftir. Farz-ı ayın olan namazlar, her gün beş vakit namaz ve her hafta cuma günleri kılınan cuma namazından ibarettir. ( a,g,e,s,223)

S. 13- Farz-ı kifaye olan namaz hangisidir?
C.13-Farz-ı kifâye olan namaz ise, bir müslüman öldüğünde başta yakınları, komşuları ve tanıyanları olmak üzere müslümanlarca kılınması gereken cenaze namazıdır. ( a,g,e,s,223)

S. 14-Vâcip namazlar kaç kısımdır? İsimleri nelerdir? 
C.14-Vâcip namazlar, vâcip oluşu kulun fiiline bağlı olmayan (li-aynihî vâcip) ve vâcip oluşu kulun fiiline bağlı olan vâcip (li-gayrihî vâcip) olmak üzere iki kısımdır. ( a,g,e,s,224)

S. 15-Li-aynihi vacip grubuna hangi namazlar girmektedir?
C.15-Yatsı namazından sonra kılınan üç rek`atlık vitir namazı ile ramazan ve kurban bayramı namazları bu grupta yer alır. Tilâvet secdesi de, her ne kadar namaz olmayıp bir secdeden ibaret olsa da, bu gruba sokulmaktadır. Ayrıca çoğunluk tarafından sünnet kabul edilmekle birlikte, bazı Hanefîler'in vâcip saydıkları küsûf namazı da (güneş tutulduğunda kılınan namaz) bu gruba girer. ( a,g,e,s,224)

S. 16-Li-gayrihi vacip namazlar hangileridir?
C.16-Nezir namazı, sehiv secdesi ve ifsat edilen nâfile namazın kazâsı li-gayrihi vacip namazlar grubunda yer alır. ( a,g,e,s,224)

S. 17-Nafile namazın tanımı nedir ve hangi namazlar nafile namaz kapsamında yer alır?
C.17-Farz veya vâcip olan namazların dışındaki namazlara nâfile namazlar denir ve farz namazların öncesinde veya sonrasında kılınan sünnet namazlar nâfile namaz kapsamında yer alır. ( a,g,e,s,224–225)

S. 18-Sünnet nedir?
C.18-Sünnet, Hz. Peygamber'in yaptığı ve bir bağlayıcılık ve gereklilik olmaksızın yapılmasını istediği ve teşvik ettiği şeylerdir. ( a,g,e,s,251)

S. 19- Revatip sünnet ne demektir?
C.19-Revâtib sünnetler, düzenli olarak kılınan sünnetler demektir. Bunlar, Hz. Peygamber'in sünnetine uyularak vakit namazlarından önce veya sonra yahut kimisinde hem önce hem sonra kılınan namazlardır. ( a,g,e,s,308)

S. 20- Regaib namazlar hangileridir?
C.20-Revâtib sünnetler dışındaki nâfile namazlar regaib adını alır. Bunlar, Hz. Peygamber'in uygulamalarına dayanılarak belirli zamanlarda veya bazı vesilelerle kılınan ya da kişinin kendi isteğiyle herhangi bir zamanda Allah'a yakınlaşmak ve sevap kazanmak amacıyla kıldığı namazlardır. Bunlar gönüllü olarak kendiliğinden kılındığı için "gönüllü (tatavvu) namazlar veya arzuya bağlı namazlar" olarak da adlandırılır. Teheccüd namazı, kuşluk (duhâ) namazı, istihâre namazı, yağmur duası, husûf namazı, küsûf nama-zı, tahiyyetü'l-mescid, tövbe namazı, evvâbîn namazı, tesbih namazı, ihra-ma giriş namazı, yolculuğa çıkış ve yolculuktan dönüş namazı, hâcet nama-zı, abdest ve gusülden sonra namaz regaib türünden nâfile namazlardır. ( a,g,e,s,315-322)


S. 21-Hanefîler'de namazın farz ve vâcipleri dışında yapılması uygun görülen şeyler nelerdir?
C.21-Hanefîler'de namazın farz ve vâcipleri dışında yapılması uygun görülen şeyler kuvvetliden zayıfa doğru şöyle bir sıralama takip etmektedir: Sünnet, mendup=müstehap, âdâb. ( a,g,e,s,255)

S. 22-Adap ne demektir?
C.22-Edep (çoğulu âdâb) , Hz. Peygamber'in devamlı olmaksızın birkaç kere yaptığı şeylerdir. Rükû ve secdede üçten fazla tesbih yapmak (yani rükûda üçten fazla "sübhâne rabbiye'l-azîm" demek) böyledir. ( a,g,e,s,251)

S. 23-Muktedi kime denir?
C.23-Namazda imama uyan kişiye muktedî denir. ( a,g,e,s,252)

S. 24-İtimat ne demektir?
C.24-İftitah tekbirinin hemen ardından el bağlamaya itimat denir. ( a,g,e,s,252)

S. 25-irsâl ne demektir.
C.25-Namazda elleri salıvermeye irsal denir. ( a,g,e,s,252)

S. 26-Namazda kadınlar ve erkekler ellerini nasıl bağlarlar?
C.26-Erkekler göbek altından ve kadınlar göğüs üstünden el bağlarlar. Sağ el sol elin üzerine konulur. Erkekler sağ elin serçe ve baş parmaklarını sol bileğin iki tarafından halka yaparlar. Kadınlar halka yapmayıp, sağ ellerini düz bir şekilde sol elleri üzerine koyarlar. (a,g,e,s,252)

S.27-Namaz kılarken kıyamda iken ayakların arasını dört parmak kadar açık bulundurmanın hükmü nedir?
C.27-Namaz kılarken kıyamda iken ayakların arasını dört parmak kadar açık bulundurmanın hükmü sünnettir. ( a,g,e,s,252)

S.28-Tahrîme ne demektir?
C.28-iftitah tekbirine tahrîme denir? ( a,g,e,s,240)

S. 29-Teavvüz kelimesinin anlamı nedir?
C.29-Tek başına namaz kılan için sadece ilk rek`atta ve Sübhâneke'den sonra Eûzü billâhi mine'ş-şeytâni'r-racîm demeye teavvüz denir. ( a,g,e,s,253)

S.30-Namazda "tahmid" kelimesinin anlamı nedir.
C.31-"Semiallahü limen hamideh" dedikten sonra, "Rabbenâ leke'l-hamd" veya "Allahümme rabbenâ leke'l-hamd" demeye tahmîd denir. ( a,g,e,s,253)

S.32-Kavme ne demektir?
C.32-Rükûdan doğrulup dik durmaya kavme denir. ( a,g,e,s,254)

S.33-"Namaza dururken kalbin ameli olan niyete lisanın fiili olan sözü eklemek. Söyleme kalbin amelini engelliyorsa kalbin niyeti ile yetinmek gerekir." Cümlesi namazın nelerindendir?
C.33-"Namaza dururken kalbin ameli olan niyete lisanın fiili olan sözü eklemek. Söyleme kalbin amelini engelliyorsa kalbin niyeti ile yetinmek gerekir” hükmü namazın (adab) müstehaplarındandır. ( a,g,e,s,256)

S.34-Namazın mekruhları ne demektir?
C.34-Namazda yapılması hoş karşılanmayan davranışlara "namazın mekruhları" denir.( a,g,e,s,256)

S.35-Namazda Fâtiha sûresini okumayı kasten yani bilerek ve isteyerek terketmenin hükmü nedir, böyle bir durumda nasıl hareket etmek gerekir?
C.35-Namazın vâciplerinden birini, meselâ Fâtiha sûresini okumayı kasten yani bilerek ve isteyerek terketmek tahrîmen mekruhtur. Bir vâcibin terkedilmesi sebebiyle tahrîmen mekruh olan bu namaz esas itibariyle sahih yani geçerli olup kişiden namaz borcunu düşürür ise de iade edilmesi yani yeniden kılınması vâciptir. ( a,g,e,s,257)

S.36-Namazı bozan fiillerden beş tanesini söyleyiniz?
C.36–1. Namazda konuşmak.
2. Amel-i kesîrde bulunmak.
3. Yönü kıbleden çevrilmek.
4. Bir şey yiyip içmek.
5. Özürsüz olarak boğaz hırıldatmak (tenahnuh etmek), öksürmeye çalışmak. ( a,g,e,s,259–260)


S.37-Kendi irade ve ihtiyarı dışında gerçekleşen hangi durumlarda namaz bozulur?
C.37-Sabah namazını kılarken güneşin doğması; bayram namazını kılarken zeval vaktinin olması; cuma namazını kılarken ikindi vaktinin girmesi durumunda namaz bozulur. Fakat öğle namazını kılarken ikindi vaktinin girmesiyle öğle namazı bozulmaz. ( a,g,e,s,262)

S. 38-Namaz kılanın önünden geçilmekle namazı fâsid olur mu?
C.38-Namaz kılanın önünden geçilmekle namazı fâsid olmaz. ( a,g,e,s,262)

S.39-"Sıfatü's-salat"ne demektir
C.39-Namazın farz ve vâciplerine, sünnet ve âdâbına uygun şekilde kılınışına ilmihal dilinde "sıfâtü's-salât" denilir. ?( a,g,e,s,263)

S.40-Namazda ka`de-i ûlâ ne demektir?
C.40-Kılacağı namazın rek`at sayısı ikiden fazla ise iki rekattan sonraki "ilk oturuş" (ka`de-i ûlâ) olur. ?( a,g,e,s,263)

S.41-Teverrük hangi anlama gelir?( a,g,e,s,254)
C.41-Gerek celsede gerek ka`dede, kadınlar ayaklarını sağ yanlarına yatık bir şekilde çıkarıp, öyle otururlar buna (teverrük) denir.

S.42-Rek`atı ikiden ziyade olan farzların ilk iki rek`atının dışında Fâtiha okumanın hükmü nedir?
C.42-Rek`atı ikiden ziyade olan farzların ilk iki rek`atının dışında Fâtiha okumak namazın sünnetlerindendir. ( a,g,e,s,254)

S.43-Celse ne demektir?
C.43-İki secde arası oturuşa (celse) denir. ( a,g,e,s,254)

S.44-Namazın vâciplerinden ve sünnetlerinden birini terketmenin hükmü nedir?
C.44-Namazın vâciplerinden ve sünnetlerinden birini terketmek mekruh sayılmaktadır.(a,g,e,s,257)

S.45-Grip olan kişilerin mescide gelmelerinin hükmü nedir?
C.45-Grip olan kişilerin mescide gelmeleri mekruhtur. (a,g,e,s,257)

S.46-Fâtiha'dan sonra sürekli olarak belirli bir sûrenin okunması, başka sûrenin okunmamasının hükmü nedir?
C.46-Fâtiha'dan sonra sürekli olarak belirli bir sûrenin okunması, başka sûrenin okunmaması mekruhtur. ( a,g,e,s,259)

S. 47-Teressül veya irtisâl ne anlama gelmektedir?
C.47-Ezan okunurken her cümle arasında biraz bekleme yapılır ve ikinci cümlelerde ses biraz daha yükseltilir. Buna teressül veya irtisâl denilir. ( a,g,e,s,268)

S.48-Müezzin "Hayye ale's-salâh" ve "Hayye ale'l-felâh" derken, bu esnada "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm" demenin hükmü nedir?
C.48-Müezzin "Hayye ale's-salâh" ve "Hayye ale'l-felâh" derken, bu esnada "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi'l-aliyyi'l-azîm" demek müstehaptır. ( a,g,e,s,269)

S.49-Ezan duasının Arapça okunuşu nasıldır?
CEVAP.49-Allâhümme rabbe hâzihi'd-da`veti't-tâmme ve's-salâti'l-kaime, âti Muhammeden el-vesîlete ve'l-fazîleh (ve'd-derecete'r-refîah). Veb`ashü makamen mahmûdeni'llezî va`adteh (İnneke lâ tuhlifü'l-mîâd). ( a,g,e,s,269)

S.50-Namazı cemaatle kılmanın faziletini belirten hadis-i şeriflerden birisi hangisidir? 
C.50-"İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi"( a,g,e,s,271)

S. 51-Cemaatin en az sayısı kaçtır?
C.51-Hanefî ve Şâfiîler'e göre, cemaatin en az sayısı imam ve ona uyan olmak üzere iki kişidir. ( a,g,e,s,272)

S.52-Cemaatle namazın hükmü nedir? 
C.53-Hanbelîler, cemaatle namaz kılmanın erkekler için farz-ı ayın, Şâfiîler de farz-ı kifâye olduğunu söylemişlerdir. Hanefî ve Mâlikîler'e göre ise, cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir. Kadınların, hastaların, çok yaşlı kimselerin ve kötürümlerin ise cemaatle namaz kılmak için mescide gitmesi gerekmez. ( a,g,e,s,272)

S.54- "Muhâzâtü'n-nisâ" ne anlama gelir? 
C.54-Kadınların cemaatle namazdaki saf düzeni ve erkeklerde aynı safta veya hizada olması, ilmihallerde "muhâzâtü'n-nisâ" terimiyle ifade edilir. ( a,g,e,s,273)

S.55-Cemaatle namaz kılınırken saf düzeni nasıl olmalıdır? 
C.55-İmama uyacak kişi sadece bir erkek kişi ise imamın sağına durur. Soluna ve arkasına durmak sünnete aykırı olduğu için mekruhtur. İmama uyanlar birden çok iseler imamın arkasına dururlar. İmama uyacak kişi tek kadın ise imamın arkasına durur. Cemaat çoğalıp saf teşkil edilecek ise saf düzeni, önce erkekler safı, onun arkasında çocuklar safı ve onun arkasında kadınlar safı olacak şekilde yapılır. ( a,g,e,s,273)


S.56-Cenaze namazında kadınların erkeklerle aynı hizada bulunması namaza zarar verir mi? 
C.56-Cenaze namazı, mutlak namaz olmadığı için cenaze namazında kadınların erkeklerle aynı hizada bulunması namaza zarar vermez. ( a,g,e,s,274)

S.57-Duruş düzeni(tertîbü'l-makam)nin hükmü nedir? 
C.57-Duruş düzeni(tertîbü'l-makam), cemaat namazının farzlarındandır ve cemaat namazının kendisi sünnetle sabit olmuştur. ( a,g,e,s,274

S.58.-Cemaate gitmemek için mazeret sayılan haller nelerdir? 
C.58–1. Hastalık.2.Korku.3.Olumsuz hava şartları.4.Abdestin sıkışık olması.5. Herkese veya toplum için yeterli olacak sayıda kimseye farz olan ilmî araştırma ve eğitim öğretimle meşguliyet.6.Bedeni arızalar. ( a,g,e,s,275–276)

S.59.-İmama ilk rek`atın rükûunda yetişen kimse, mesbûk mu sayılır, müdrik misayılır? 
C.59-İmama ilk rek`atın rükûunda yetişen kimse, mesbûk değil, müdrik sayılır? ( a,g,e,s,282)

S. 60-Teşehhüt miktarı oturduktan sonra imam daha selâm vermeden önce mesbûkun ayağa kalkmasının hükmü nedir? 
C.60-Teşehhüt miktarı oturduktan sonra imam daha selâm vermeden önce mesbûkun ayağa kalkması mekruh sayılmıştır. ( a,g,e,s,286)

S.61- Fıkıh literatüründe imamlık (imamet) terimi ne ifade eder? 
C.61- Fıkıh literatüründe imamlık (imamet) terimi, hem devlet başkanlığını hem de namaz imamlığını ifade eder. ( a,g,e,s,277)

S.62- İmamlığın Şartları nelerdir? 
C.62- İmamın ergin (baliğ), belli bir aklî olgunluk düzeyine ulaşmış (âkıl) ve tabii ki Müslüman olması şarttır. Küfrü gerektirecek bir inancı bulunan, bid`at ve dalalet ehlinin arkasında namaz kılınmaz. ( a,g,e,s,278)

S. 63- Bir kimse namazda başka mezhepten birine uyabilir mi? 
C.63- Bir kimse namazda başka mezhepten birine uyabilir. ( a,g,e,s,280)

S. 64-Müdrik hangi anlamlara gelir?
C.64- Müdrik "idrak etmiş, yetişmiş, kavuşmuş" gibi anlamlara gelir. İlmihal ıstılahında, namazı tamamen imamla birlikte kılan kimseye müdrik denir.

S.65- Mesbûk kime denir? 
C.65- İmama namazın başında değil, birinci rek`atın rükûundan sonra, ikinci, üçüncü veya dördüncü rek`atlarda uyan kimseye mesbûk denir. ( a,g,e,s,285)

S. 66-Cuma namazı kılmanın hükmü nedir?Ve ne ile sabit olmuştur? 
C.66- Cuma namazı farz-ı ayındır. Farz olduğu, Kitap, Sünnet ve icmâ ile sabittir. ( a,g,e,s,288)

S.67-Cuma namazı ne zaman ve nerede farz kılınmıştır? 
CEVAP.67- Hz. Peygamber'in cuma namazını ilk defa hicret esnasında, Medine yakınlarındaki Rânûnâ vadisinde Sâlim b. Avf kabilesini ziyaretleri sırasında oradaki namazgâhta kıldırmış olduğu bilginlerce kabul edilmektedir. ( a,g,e,s,289)

S.68- Cuma Namazının Vücûb Şartları nelerdir? 
C.68- 1. Erkek olmak 2. Mazeretsiz Olmak 3. Hürriyet 4. İkamet.( a,g,e,s,290–294)

S. 69- Cuma Namazının Sıhhat Şartları nelerdir? 
C.69- 1. Vakit 2. Cemaat 3. Şehir 4. Cami 5. İzin 6. Hutbe.( a,g,e,s,294–299)

S.70- Cuma namazına gitmemeyi mubah kılan mazeretler nelerdir?
C.70- 1. Hastalık. 2. Körlük ve kötürümlük. 3. Uygun olmayan hava ve yol şartları. 4. Korku.

S.71- Hanefîlere göre cuma namazı hutbesinin sahih olabilmesi için hangi şartların bulunması gerekir? 
C.71- 1. Vakit içinde okunması
2. Namazdan önce olması
3. Hutbe niyetiyle okunması
4. Cemaatin huzurunda irad edilmesi. Son şartın yerine gelmiş olması için, kendisiyle cuma sahih olan en az bir kişinin bulunması gerekir. ( a,g,e,s,300)

S.72- Zuhr-i Ahir Namazı ne demektir? 
C.72- Zuhr-i ahir namazı, son öğle namazı demektir. ( a,g,e,s,303)

S.73-Tıval-ı mufassal hangileridir? 
C.73-Hucurat suresi ile Buruc suresi arasındaki uzun surelerdir? ( a,g,e,s,253)

S.74- Zevalden/ilk ezandan sonra cuma namazını kılmadan yolculuğa çıkmanın hükmü nedir? 
C.74- Zevalden/ilk ezandan sonra cuma namazını kılmadan yolculuğa çıkmak tahrîmen mekruhtur. ( a,g,e,s,304

S.75- Cuma namazı ile yükümlü kişilerin cuma günü zeval vaktinden sonra hatibin minberde olduğu sırada alışveriş yapmalarının Hanefîlere göre hükmü nedir? Yapılan alış veriş geçerli midir?)

C.75- Cuma namazı ile yükümlü kişilerin cuma günü zeval vaktinden sonra hatibin minberde olduğu sırada alışveriş yapmaları Hanefîlere göre tahrîmen mekruh olmakla birlikte yapılan alışveriş geçerlidir. ( a,g,e,s,304

S.76- Vitir Arapçada hangi anlamda kullanılmaktadır? 
C.76- Vitir Arapçada çiftin karşıtı olan "tek" anlamındadır. ( a,g,e,s,304)

S. 77-Hz. Peygamber, vitir namazının ne zaman kılınmasını tavsiye etmiştir? 
C.77-Hz. Peygamber, günün kılınan son namazının tek (vitir) olmasını tavsiye ve teşvik etmiş ve kılınma vaktine ilişkin olarak da sabah namazının sünnetinden biraz önceki vakti, yani sabah namazı vaktinin girmesine yakın bir vakti önermiş bununla birlikte gece uyanamayacağından endişe edenlerin yatmadan önce kılabileceklerini belirtmiştir.

S.78-Vitir namazı nasıl kılınır? 
C.78- Vitir namazı Hanefîlere göre akşam namazı gibi bir selâmla kılınan üç rek`attan ibaret olup akşam namazından farkı, bunun her rek`atında Fatiha ve ardından bir sure ve son rek`atta rükûdan önce tekbir alınarak Kunut duası okunmasıdır. ( a,g,e,s,305)

S.79- Kunut dualarını okuyamayan kimse onların yerine ne okuyabilir? 
C.79- Bu duayı okuyamayan kimse "Rabbenâ âtinâ" duasını okur veya üç kere "Allahümmağfir lî" veya üç kere "Yâ Rabbi" der.( a,g,e,s,305)

S.80- Bayram namazının vakti ne zamandır? 
C.80- Bayram namazının vakti, güneşin doğuşu sırasındaki kerâhet vaktinin çıkmasından sonradır. ( a,g,e,s,307)

S.81- Bir mazeret sebebiyle bir beldede bayram namazı birinci gün kılınamamışsa daha sonra kılınabilir mi? 
C.81- Bir mazeret sebebiyle bir beldede bayram namazı birinci gün kılınamamışsa, ramazan bayramı 2. gün, kurban bayramı ise 2. gün yine kılınamazsa 3. gün kılınabilir. Ancak bayram namazı özürsüz olarak terk edilmişse artık kılınmaz, kurban bayramı ise kerâhetle birlikte 2. veya 3. gün kılınabilir. ( a,g,e,s,307)

S.82--Bayram namazının diğer namazlardan kılınış bakımından farkı nedir? 
CEVAP.82-Bayram namazının diğer namazlardan kılınış bakımından farkı, bunun her rek`atında üçer fazla tekbir olmasıdır. Bu fazla tekbirlere "zâit tekbirler" denir. ( a,g,e,s,306)

S.83- Teşrik tekbirleri ne zaman getirilir? 
C.83-Peygamberimizin, kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın 4. Günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler bulunmaktadır. ( a,g,e,s,307)

S.84- Teravih hangi anlama gelir? 
C.84- Teravih, Arapça tervîha kelimesinin çoğulu olup "rahatlatmak, dinlendirmek" gibi anlamlara gelir. Ramazan ayına mahsus olmak üzere yatsı namazından sonra kılınan sünnet namazın her dört rek`atının sonundaki oturuş, tervîha olarak adlandırılmış, sonradan bu kelimenin çoğulu olan terâvih kelimesi ramazan gecelerinde kılınan nâfile namazın adı olmuştur. ( a,g,e,s,311)

S.85-Tilavet secdesinin hükmü nedir? 
C.85- Tilavet secdesi yapmak, Hanefilere göre vacip, diğer üç mezhebe göre ise sünnettir.( a,g,e,s,353)

S.86-Revatib sünnetler hangileridir? 
C.86-a) Vakit Namazlarıyla Birlikte Düzenli Olarak Kılınan Sünnetler (Farzlara Tâbi Olan Nâfile Namazlar)
aa) Müekked Sünnetler
bb) Gayr-i Müekked Sünnetler( a,g,e,s,308–314)

S.87- Sünen-i regaib ne demektir? 
C.87- Revâtib sünnetler dışındaki nafile namazlar sünen-i regaib adını alır. ( a,g,e,s,315)


S.88-Regaib namazlar hangileridir? 
C.88- a) Teheccüt Namazı
b) Kuşluk Namazı
c) Evvâbîn Namazı
d) Tahiyyetü'l-mescid
e) Abdest ve Gusülden Sonra Namaz
f) Yolculuğa Çıkış ve Yolculuktan Dönüş Namazı
g) Hâcet Namazı
h) İstihâre Namazı
i) Tövbe Namazı
j) Tesbih Namazı
k) Yağmur Duası
l) Küsuf ve Husuf Namazları (Güneş ve Ay Tutulması Esnasında Namaz)
m) Mübarek Gecelerde Namaz Kılmak (a,g,e,s,315–322)

S.89- Seferî veya misafir kime denir? 
C.89- Kişinin herhangi bir nedenle ikamet ettiği yerden kalkıp başka bir yere gitmesi veya gitmek için yola koyulması, Arapçada sefer veya müsaferet olarak adlandırılmakta olup, bu şekilde yola çıkmış kişiye de seferî veya misafir denilir. ( a,g,e,s,323)

S.90- Seferî kimse bir beldede on beş gün ve daha fazla kalmaya niyet edince namazlarını nasıl kılar? 
C.90-Seferî kimse bir beldede on beş gün ve daha fazla kalmaya niyet edince mukim olur ve artık namazlarını tam kılar. Eğer on beş günden az kalmaya niyet ederse seferîliği devam eder. ( a,g,e,s,328)

S.91- Vatan-ı aslî ne demektir? 
C.91- Vatan-ı aslî. Bir insanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği veya içinde barınmayı kastettiği yere vatan-ı aslî denir. Vatan-ı aslîden başka yere iş, görev vb. sebeplerle veya yerleşmek üzere göçülünce yeni yer vatan-ı aslî olur, eski yer bu vasfını kaybeder. ( a,g,e,s,328)

S.92- Cem’in fıkıhtaki terim anlamı nedir? 
C.92- Cem’in fıkıhtaki terim anlamı,"birbirini takip eden iki namazın (öğle ile ikindinin veya akşam ile yatsının), bu ikisinden birinin vaktinde, birlikte ve peşi peşine kılınması”dır. Eğer bu birlikte kılma birinci namazın vaktinde ise buna cem-i takdîm, ikincisinin vaktinde ise cem`-i te'hîr denilir. ( a,g,e,s,329)


S.93- Muvâlât ne demektir?
C.93- Cem’ yapılırken, iki namazın ara vermeksizin peşi peşine kılınmasına muvâlât denir. ( a,g,e,s,333)

S. 94-Namaz ancak hangi nedenlerden dolayı kazaya kalabilir? 
C.94-Uyku ve unutma gibi kişinin elinde olmayan durumlarda namazın kazaya kalması mazeret olarak kabul edilmiştir. ( a,g,e,s,335)

S. 95-Tertip sahibi kime denir. Tertip sahibi kimse kazaya kalmış namazlarını nasıl kılar? 
C.95- Tertip sahibi, o zamana kadar altı vakit veya daha fazla namazı kazaya kalmamış kimseye denir. Namazı kaza edecek kişi tertip sahibi ise kaza namazı ile vakit namazı arasında sıraya uyması gerekir. Tertip sahibi değilse bu namazı kaza etmeden diğerlerini kılabilir. ( a,g,e,s,338

S. 96-Sehiv secdesi ne anlama gelir? 
C.96- Sehiv "yanılma, unutma ve dalgınlık" gibi anlamlara gelir. Buna göre sehiv secdesi, yanılma, unutma veya dalgınlık gibi durumlar yüzünden namazın vaciplerinden birini terk veya tehir etme durumunda, namazın sonunda yapılan secdelere denilir. ( a,g,e,s,339)

S. 97-Sehiv secdesi nasıl yapılır? 
C.97- Son oturuşta "Tahiyyât" duası okunup iki yana selâm verildikten sonra iki secde daha yapılır ve oturulur. Bu oturuşta Tahiyyât duası, "salavat (Salli ve Bârik)" ve "Rabbenâ âtinâ" duası okunarak, her zamanki gibi önce sağa sonra sola selâm verilir. ( a,g,e,s,340)

S.98-Kefen-i sünnet nedir? 
C.98- Erkeğin kefeni, biri gömlek (kamîs) yerini, biri etek (izâr) yerini ve biri de sargı-bürgü (lifâfe) yerini tutmak üzere yensiz ve yakasız, etrafı dikişsiz üç kat bez; kadının kefeni ise bu üç kata ilâve olarak bir başörtüsü ve bir de göğüs örtüsü olmak üzere beş kat bezdir. Bu söylenen sünnet üzere kefenleme için gereken parça sayısıdır (kefen-i sünnet). ( a,g,e,s,359)

S.99- Kimlerin cenaze namazı kılınmaz? 
C.99–1.Anasını veya babasını kasten öldüren kimselerin
2.Çatışma esnasında öldürülen eşkıyanın, teröristlerin ve soyguncuların
3.Yanlışlıkla veya dayanılmaz bir ağrı ve acıdan dolayı olmadıkça, bilerek kendini öldüren yani intihar eden kimsenin
4.İrtidad ederek Müslümanlıktan çıkmış olan kimsenin cenaze namazı kılınmayacağı gibi, Müslüman mezarlığına da defnedilmez. ( a,g,e,s,364–365)

S.100- Dünyevî ve uhrevî hükümler bakımından şehitleri kaç kısımda değerlendirebiliriz? 
C.100- İslâm hukukçuları ilgili hadislerden yola çıkarak dünyevî ve uhrevî hükümler bakımından şehitleri üç kısımda değerlendirmişlerdir.
1. Hem dünya hem âhiret hükümleri bakımından şehit sayılanlar.
2. Sadece dünya hükümleri bakımından şehit sayılanlar.
3. Sadece âhiret hükümleri bakımından şehit sayılanlar. ( a,g,e,s,377–380)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder