16 Mart 2015 Pazartesi

8. ÜNİTE (ORTAÇAĞ FELSEFESİ)

8. ÜNİTE  (ORTAÇAĞ FELSEFESİ)

S. 1 Ortaçağın başlangıcı ve bitişi hangi tarih zamanlarına tekabül eder, Ortaçağın en önemli iki olayı hangisidir

C.1) Bugünkü şekliyle tarihi zamanlarına ayırma batılı tarihçilerin ürünüdür. Ortaçağ “O”  ile başlayıp, Fatih’in İstanbulu fethettiği tarih olan 1453 ile sona erer. M.S.33’de Hz. Đsa’ya vahyin gelmesiyle Hristiyanlık, M.S. 610’da Hz. Muhammed’e İslam’ın vahyedilmesi Ortaçağın
en önemli iki olayıdır.

S.2) Ortaçağ felsefesi tabiriyle kastedilen nedir ?

C.2) Ortaçağ felsefesi tabiriyle kastedilen Hristiyan veya Skolastik Felsefedir

S.3 Yunanlı filozoflara ve Hıristiyanlığa göre İnsan, Tanrı ve Evren ilişkisi nasıldır ?

C.3) Yunanlı filozoflara göre taslar, bitkiler, insanlar ve tanrılar bu evrenin içindeyken;
Hıristiyanlıkta insan ve Tanrı birinci; evren ise ikinci konumdadır

S.4) Ortaçağdaki felsefi ve entelektüel ortama Hıristiyanlığın en bariz etkisi nelerdir?
C.4 1) İnsanın, evrenin merkezi olarak algılanışı 2) Tarihe, doğrusal bir bakış 3) Tanrının, bir kişi ve yaratıcı olarak kavranışı

S.5 ) Ortaçağ felsefesi ile daha önceki felsefeleri ayıran özellik nedir ?

C.5 Önceki felsefeler belli bir halkın ya da bireylerin felsefesiyken, Ortaçağ
felsefesi, bireylerin ve halkların karakteristik özelliklerinin üstünde olan dini bir
topluluğun, bir ümmetin felsefesidir.Ortaçağ felsefesinin temel özelliği dini bir yapı arz etmesidir

S.6 Yunan insanı ile ortaçağ insanı arasında evrene bakış konusundaki fark nedir ?

C.6 Yunan insanı kendisini evrenin bir parçası olarak, yani bir mikrokosmos olarak
görürken, Ortaçağ insanı kendisine yabancı bir evrende yasamak durumunda olmuştur.

S.7 Ortaçağ felsefesi için hayati bir konum arz eden tartışma nedir ?

C.7 Tümeller problemidir. Tümeller problemi, tümel kavramın gerçekliğinin olup olmaması, gerçekliğinin kabul edilmesi halinde dıs dünyada mı yoksa zihinde mi olduğuyla ilgili bir konudur. Bu tartımsa ortaçağ felsefesi için hayati bir konumdadır. Konu, hem varlığı hem bilgiyi hem de teolojiyi yakından ilgilendiren bir konudur.

S.8 Tümel tartışmalarında ortaya çıkan akımlar hangileridir ?

C.8 -1 Aşırı realizim 2- Ilımlı realizim (kavramcılık) 3- Nominalizm( adcılık)

S.9 Aşırı realizm nedir. Ortaçağda savunan kimdir ?
C.9 Tümeller, sadece insan zihninden değil dıs dünyadan da bağımsız ayrı bir var
olusa sahiptir. Yani tümel kavramlar(Tanrısal ideler olarak) nesnelerden önce kendi basına
objektif bir realiteye sahiptir. Ortaçağda bu düsünceyi savunan Anselmus’tur.

S.10  Ilımlı realizm (Kavramcılık) nedir ? Kim savunmuştur ?
C.10) Aristotelesçi anlamda tümellerin bir gerçeklikleri olduğu fakat onların dış dünyadan ayrı var oluşa sahip olmadıkları anlayışıdır. Ortaçağda bu düşünceyi savunanlar, Abaelardus, Albertus Magnus ve Aquinolu Thomas’tır.

S.11 Nominalizm(adcılık) nedir ? Kim savunmuştur ?
C.11)Tümellerin zihinden bağımsız bir dıs gerçeklikleri olmadığı onların sadece ağızdan çıkan sesler olduğunu savunur. Ortaçağ süncesinde bunu önce Roscelinus(1050-1125) daha sonra da Ockhamlı William savunmuştur

S.12 Tümeller tartışması orta çağda kim ile başlamıştır.
C.12 Tümeller tartısması ortaçağda Boethıus(480-524) ile başlamıştır. Ilımlı realizmi benimsemiştir.

S.13 Orta çağda tümeller tartışmasında tarihi süreç nasıl ilerlemiştir. ?

C.14 Erken dönem skolastik düsünceye egemen olan realizmdir(Anselmus). Ortaçağın ileriki dönemlerinde Thomas Aquinas’la birlikte hakim olan görüs ılımlı realizmdir. Ortaçağın sonlarına doğruOckhamlı William ve Martin Luther gibi kisiler sayesinde kabul edilen görüs nominalizmdir.

S. 14 Tümel kavramlar nasıl elde edilir ?

C.14 Augustinus’a göre idealar yani tümel kavramları Tanrı’da seyrederiz. Tanrı’dan
gelen bir ısık insana ideayı gösterir, insan bunu daha sonra nesnede de bulur. Bu düşüncenin kökleri Platon’a kadar gitmektedir.
2. Aristotelesçi anlayısa göre ise tümel kavrama insan algıladığı tek algıladığı tek tek nesnelerden
karsılastırma ve soyutlama yaparak ulasılır


S.15 Tümeller tartışmasının yaşandığı ortaçağ felsefesi kendi içinde nasıl kısımlandırılır?

1. Dönem: Patristik Felsefe(Kilise babaları dönemi Đ.S. 0-500, temsilcileri
Origenes, Đskenderiyeli Clemens, St. Agustinus) )
2. Dönem: Skolastik (500-1400)
a. Ön-Skolastik
b. Erken Skolastik (1000-1200), Anselmus, Roscelinus, Abelardus
c. Yüksek Skolastik (13 y.y.), Albertus Magnus, Aquinolu Thomas
d. Geç Skolastik (14 y.y.), Duns Scotus, Ockham’lı William

S.16 Patristik felsefeyi kısaca açıklayınız ?
C.16 Patristik felsefe Yeni Platonculuktan yararlanarak Hristiyan öğretisini temellendirme
yaklasımıdır. İlkçağ Felsefesi ile ortaçağ arasında bir nevi köprü olusturan düsüncedir. Bu
sünceler daha sonraki dönem Hristiyan düsünürlere kaynaklık etmistir. Patristik felsefeye, Kilise babalarının felsefesi de denilir.

S.17 Patristik felsefenin en önemli iki temsilcisi kimlerdir ?
C.17 Patristik Felsefenin en önemli iki temsilcisi; İskenderiyeli Clemens(Clement of Alexandria 150-216) ve onun öğrencisi Origenes(185-254) idi.Yunanlı oldukları için öğretilerine Yunan teolojisi denmektedir.

S.18 Roma hristiyanlığı kaç yılında resmi din olarak kabul etmiştir ve sonrasında gelişen olaylar nelerdir.

C. 18 Roma’nın 313’te Hristiyanlığı resmi din olarak kabul etmesi, imparatorluğun farklı bölgelerinde olusmus farklı dini kiliselerin Roma merkezli bir çatı altında toplanma ihtiyacını doğurdu. 325 yılında İznik’te toplanan Konsil, bugünkü teslisçi Hristiyan inanç sistemini, Anthanasius’un amentüsünü esas alarak onayladı. Bu olay, İskenderiye, Antakya ve Urfa merkezli Hristiyan teolojisinin batı’ya kaymasını sağladı. Bu ortaya çıkan akıma “Latin teolojisi” denir.

S.19 Hristiyan düşüncesinin  akılla bağdaştığını ispatlamaya çalışan en önemli isim kimdir ?

C.19 St. Augustinus’tur. O, dinle düsünceyi uzlaştırmaya çalısırken aynı zamanda ortaçağ batı felsefesinin de temellerini atmıstır.

S.20 Hippo piskoposu olarak ömrünü tamamladı. Önemli eserleri, Đtiraflar ve Tanrı Krallığı’dır. Kilise babalarının en önemli filozofudur. Bu şahıs kimdir ?

C.20 Aurelius Augustinus’tur. Aziz Augustinus olarakda nitelenir. Antik dünyayla kopusu tamamlarken, gelenekten gelen itikadi mirası, aklın yöntemiyle aydınlatmaya çalısmasıyla bilinir. antik düsünceyi ve onu takip eden Hristiyan dönemini birbiriyle kaynastıran ilk büyük ilahiyatçıdır. Hristiyanlık ile Neo-Platonculuk arasında bir sentez kurmaya çalısır. Bütün düsünceleri iki konu üzerine odaklanır. Bunlar Tanrı ve ruh konularıdır. Hakikatin insanın içinde olduğunu savunur(“Hakikat, insanın içindedir” önermesi, içsellik ilkesi olarak da ifade edilir). Hakikat ise, bizzat Tanrının kendisidir. Yani Tanrı insandadır. Bunu anlamaya çalısmak felsefedir ve felsefe insanın kendisiyle uğrasmasıdır

S.21 Augustinus, hangi sözüyle felsefeyi dine tabi kıldığını beyan etmektedir. ?

C.21   ‘Anlayabilmek için inanıyorum’ anlayısıyla felsefeyi dine tabi kılmıs Augustinus, Hıristiyan dininin temel öğretilerini temellendirebilmek için Yeni Platoncu felsefeden ve Platoncu kavramlardan yararlanmıştır. Yeni-platonculuğu takip ederek ruhu, insandaki ilahi olanı temsil eden kısmı; bedeni de günahın kaynağı olarak kabul eder. Bu sebepten dolayı insan, kendini mümkün olduğunca bedenden kurtarmalı ruh üzerine yoğunlaşmalıdır. Böylelikle insan, var olusun kaynağı olan Tanrı’ya yaklasabilir.Akıl tanrıya kavuşmak içindir.

S.22 Augustinus’un Hıristiyan dogmasına biçim veren ve Hıristiyanlığın temelini olusturan
görüslerini maddeler halinde sıralayınız ?

1) Yaradan ile yaratılan arasında özce anlaşılmaz bir başkalık vardır. 2) Tanrı ile yalnızlığı içindeki tek ruh karsı karsıyadır ve kurtulus ruhun içinde olup
biten reel bir olaydır. 3) Evren süreci bir defalık tarihi bir olustur.

S.23 Felsefeye karşı küçümseyici tutum sergileyen kimdir ve hangi sözü bu anlamda söylemiştir ?

C.24 Tertullian’dır. “saçma olduğu için inanıyorum(credo quia absurdum)” önermesiyle ifade eder. Yani ona göre inanç, akıldan bağımsızdır.

S.25 Ortaçağın yönetimi biçimidir genel anlamıyla nedir ?

C:25 Feodal sistemdir.

S:26 Skolastik dönemde toplumsal yapı nasıldır ?

C.26 Bu dönemin toplumsal yapısı, aristokratlar, din adamları, burjuva sınıfı ve köylüler olmak üzere dört ayrı sınıftan meydana gelmektedir.

S.27 Hangi imparator döneminde Atina daki eflatun akademisi kapatılmıştır.?

İmparator Jüstinyen, 529’da Atina’daki Eflatun Akademisini ve doğu felsefe okullarını kapattı, buralarda bulunan son yedi hocayı sürgüne yolladı.

S.28 Skolastik felsefe yönteminin çıkış noktası ve ereği nedir ?
C.28 “Anlayayım diye inanıyorum” görüsü, skolastik felsefe yönteminin çıkıs noktası ve ereğidir.Aristonun felsefesine yönelmiştir. Patristik felsefe platoncudur. Aklı nakle bağlamak istemiştir. Şüpheciliğe ve bilginin subjekliftirilmesine karşı çıkmıştır. Ahlakı emir ahlakıdır. Devlet hristiyan ümmetin devletidir

S.29 Skolastik dönemin egemen felsefe eğilimleri nelerdir ?
C.29 Platonculuk, Yeniplatonculuk ve Augustianizm bu evrenin egemen felsefi eğilimleridir

S.30 1033-1109 yılları arasında yaşayan “Anlamak için inanıyorum” tavrını başlatan İtalyalı olan İngiltere’de Canterbury baspiskoposluğu yapan ortaçağın en önemli düşünürlerinden biri olan kimdir ?

C.30 Anselmus’tur. Aklı ile inancı birleştirmeye çalışmıştır.

S.31 Anselmus’un tanrıyı ispat yöntemleri nelerdir ?
Anselmus, yargıların, mutlağı olmalıdır der. Örneğin iyi varsa mutlak iyi de olmalıdır. Varlık varsa mutlak varlık da olmalıdır. Düsünce yoluyla Tanrı’nın varlığı ispatlanmıs olur. Bir diğer savıda Tanrı en yetkin varlıktır. Tanrı’nın var olmadığını düsünürsek bir yanıyla Tanrı eksik kalmıs olur. Oysa Tanrı’nın tanımı en yetkin varlık olduğudur. Demek ki Tanrı vardır(ontolojik kanıt). Anselmus’a göre ilk günah devam eder.

S.32 Skolostik felsefenin ilk dönemini kısaca özetleyiniz  ?
C.32 Din ve felsefe uzlastırılmaya çalısılmıstır. Dinsel kavramlar akılla açıklanmaya çalısılmıs ve bunun için Platon’un kavram realizm’i kullanılmıstır. Platon terimleri ile nesnelerin gerçek özleri ve nesnelerin öncelleri olarak (universaila sunt realia antae res) algılanmaktadır. Bu, Anselmus’un öncü olduğu Platonik gerçeklik kuramıdır.

S:33 Skolostik dönemin yükselişi olarak hangi etkileşim gösterilir ?
C. Skolastiğin yükselmesinin en önemli nedeni olarak İslam felsefesinin öğrenilmesi gösterilir. Batı ancak İslam felsefesiyle Aristoteles’i tam olarak tanımıstır. Aristo’yu batıyatanıtanların basında ise İbn-i Sina gelir.

S.34 İbni Sinaya göre tümel kavramlar nasıl gerçekleşir ?
1. Tanrı’nın düsündüğü ideler olarak 2.Tek tek nesnelerin iç özü olarak 3. İnsan zihninde soyut kavramlar olarak. Bu anlayısı Skolastiğin yükselis dönemi kendisine çok uygun bulacaktır.

S.35  O’na göre ‘din’, felsefi doğruların mecazi olarak anlatılmasıdır. Din ile akıl arasında ihtilaf bulunmaz. Din ile felsefe, hakikatleri insanlara öğretmek bakımından gaye birliği içerisindedirler, onlarbirbirinin sütkardesidir. Görüşünü savunan İslam düşünürü kimdir ?

C: 35 İbni Rüşt’dür

S.36 Ortaçağ’ın en büyük Alman filozofu kimdir ?
C.36 Albertus Magnus’tur. Büyük Albert 1193-1280 yılları arasında
yasamıstır.Doğa bilimleri ile ilgilenmiştir.

S.37 ) 1225-1274 yılları arasında yasayan  bütün skolastiğin en büyük düsünürüdür;
öğretisi bugün de Katolik resmi felsefesi olan düşünür kimdir ?

C.37 Aquinolu Thomas’tır. Thomas’a göre dini doğrular ile akıl iki ayrı bilgi kaynağıdır. “Bileyim diye inanıyorum” sözü yerine “inanayım diye biliyorum” sözüne geçilmistir. Tanrı’yı
bilmek bilginin yönelip yükselebileceği en yüksek nokta ve son sınırdır.

S.38 Thomas’un  görüşlerini kısaca özetleyiniz ?
C.38 O’na göre yaradan ile yaratılan arasında ayrım vardır. Tanrıda öz ile varolus birbirinden ayrılamazlar, bunlar Tanrı’da bir arada bulunurlar. Gerçekte hareketin var olmasından bir ilk hareket ettiricinin, ‘relatif iyi’nin olmasından ‘mutlak iyi’nin var olduğu sonuç olarak çıkarılmalıdır. Gerçeğe bakarak Tanrı’nın var olduğunu göstermek isteyen bu kanıtlamaya ‘kozmolojik kanıt’ denir. Thomas’ın ahlak öğretisi intellektüalist (akılcı)dır. O’na göre akıl değerleri bilmesi ve amaçlar koymasıyla istence yön verir. Devlet doğal bir zorunluluktur. Devletin ereği, erdemli bir yasayıs için insanı yetiştirmedir, insanı sonunda Tanrı ile birlesmeye hazırlamadır. Bu hazırlığa da baslıca kilise aracılık ettiği için kilise dünya devletinden üstündür. Akıl ile imanı; Kilise ile devleti uyumlu hale getiren Thomasçı sentez Geç Dönem Ortaçağının düsüncedeki doruk noktasıdır.

S.39 Skolastik düşüncenin son dönemi , Yeni çağın başlarındaki iki büyük kültür olayına zemin hazırlamıştır. Bu iki olay hangileridir ?

C.39 Yalnız basına olan ruh Tanrıdan uzak bir doğa içine yerlestirilmistir. Bu anlayıs yeniçağın doğa bilimlerine yol açmıstır. Yine bu dönem ‘Tanrı devletini’ ve ‘yargı gününü’ umutla beklemektedir; bu anlayıs ise Renaissance’taki Martin Luther’in Reformation’unu hazırlamıstır

S.40 Skolastiğin son dönem düşünürlerinden olan Duns Scotus’a göre bilgi ve mutluluğun kaynağı nedir ?

C.40 Scotus’a göre bilgiye götüren istençtir ve mutluluğun kaynağı da akıl değil istençtir.
Tanrı’da da istenç akıldan önce gelir.

S.41 Skolastiğin son döneminin en büyük düsünürüdür. Skolastik felsefede nominalizmin kurucusu ve baslıca temsilcisidir. Ona göre tümeller yapma seylerdir; bütün gerçekler individuel olan tek tek nesnelerden kurulmustur. Bilgi deneye dayalı olmalı görüşünü savunan düşünür kimdir 
C.41 Ockhamlı William’dır

S.41 Ockhamlı William görüşlerini kısaca özetleyin
Ockhamlı’nın ileri sürdüğü nominalizm, metafiziğe dayalı ilahiyatı dıslayan bir
fonksiyona sahipti. Dolayısıyla akılla iman arasında belli bir ayrımı esas almaktaydı. Bu
sünce, dini olanı bireysel iman ve bireysel dindarlık seklinde değerlendiren Protestan
teolojisine de zemin teskil edecektir. Din ile siyaseti veya devlet islerini birbirinden ayrı
değerlendiren ve dini bireysel alanla sınırlayan modern yaklasım da bu anlayıs üzerine bina
edilmektedir.

S.42 Roger Bacon’a göre deney kaça ayrılır

C.42 İkiye ayırır. ssal duyumlara bağlı olan (insan ya da felsefe) ve içsel görünüm (tanrısal esinlenme). Roger doğa bilgisinin anlam ve amacını ‘doğa üzerinde insanın egemenlik kurması’
diye anlıyordu. Skolastik felsefe, inanç ile bilgiyi uzlastırmak amacıyla yola baslamıstı fakat bunu basaramadı ve bilgi ile inanç alanlarının büsbütün ayrılmasına sebep oldu.

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Yunanlı filozoflara göre taslar, bitkiler, insanlar ve tanrılar bu evrenin içindeyken;
Hıristiyan düsüncede birinci derecede var olan seyler asağıdakilerden hangisidir?
a. Melekler ve seytanlar
b. İnsanlar ve bitkiler
c. Hayvanlar ve insanlar
d. Tanrı ve insan
e. Tanrı ve gökyüzü

2. Asağıdakilerden hangisi ortaçağ süncesinin özelliklerinden biri değildir?
a. Ortaçağ felsefesi, dini bir topluluğun felsefesidir.
b. Ortaçağ felsefesi, bütünüyle dünyevi bir felsefedir.
c. Ortaçağ felsefesinde öte dünyaya ilgi hâkimdir.
d. Ortaçağ felsefesi, teolojik bir anlayısa sahiptir.
e. Maddi dünya, tanrısal gerçekliğin çok soluk bir göstergesinden baska hiçbir sey
değildir.

3. Asağıdakilerden hangisi ortaçağ şünürleri arasında yer almaz?
a. Agistunus
b. Ockhamlı William
c. Thomas Aquinas
d. Anselmus
e. Platon

4. Ortaçağ felsefesi dönemlere ayrılarak ele alındığında asağıdaki sıklardan hangisi bu
tasnifin içinde yer almaz?
a. Hellenistik felsefe
b. Patristik Felsefe
c. Ön skolastik
d. Erken Skolastik
e. Yüksek Skolastik

5. Ortaçağ felsefesinde tümeller tartısmasını baslatan düsünür kimdir?
a. Agustinus
b. Ockhamlı William
c. Boethıus
d. Anselmus
e. Platon

Cevap Anahtarı: 1. D 2. B 3. E 4. A 5. C


                                                                                                                 Hazırlayan

                                                                                                          SÜLEYMAN KÖKTEN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder