5 Mart 2015 Perşembe

Dicle İlitam 8 ve 9 ünite mantık özet

mantık



8 ve 9 ünite mantık özet

Cumhuriyet Üniversitesi - İlitam'da Nuran Erdoğan ve Hamdiye Arslan Aksoy yazdı/düzenledi ·  Belgeyi Düzenle


Önerme, klasik  mantığın temel konusundan biri olmakla beraber kıyaslara bir hazırlık  konumundadır.
1.1.Önermenin  Tanımı Düşünmemizin en basit birimleri  tekillerdir; bu nedenle bunlar ilk algılanan şeylerdir; “cisim”, “hareket”,  “alem”, “hadis” ve “kadim” gibi tekil isimlerle gösterilen şeylerin anlamını  bilmek böyledir. Tekil şeyleri bilmek “tasavvur”, iki tekil şey arasındaki  haberi nisbeti (nisbet-i haberiyye) bilmek de “tasdik” olarak isimlendirilir.  Buna göre bilgi ya “tasavvur” ya da “tasdik”ten  oluşur
Farabi‟ye göre tasdik geçekten doğru  ve gerçekten yanlış olan şeyin tasdikidir
İ H. İzmirli  “tasdik, iki tasavvurun nispete vazedilmesidir.”
Gazali, bir  önermenin gerçekleşebilmesi için tekillerin birbirlerine olumlu (ispat) veya  olumsuz (nefy) yönden nispet edilmeleri gerektiğini ifade  eder.
Çünkü doğrulama kavramlarda değil  sadece “hüküm bildiren önerme”de söz konusudur. İki tekil sözcükten meydana  getirilebilecek en alt bileşik ise “nitelik” ve “nitelenenden  ibarettir.
Nitelik, olumsuzlama veya olumlama yoluyla bir şeye  nispet edildiğinde ya doğrulanır ya da yanlışlanır. Ancak hadis, cisim veya  kadim gibi tekil terimlerin doğruluk ve yanlışlığı olmaz. Buna göre önermeyi,  “doğrulaması ve yanlışlaması yapılabilen sözdür” şeklinde tanımlamak mümkündür.  “Önerme (haber), bir kimsenin arazla değil, zatla doğrudur veya yanlıştır dediği  şeydir.” Yani önerme, kendisiyle doğrudur veya yanlıştır sonucuna varılan  yargıdır. Mesela, “Alem sonradan olmadır”, “Güneş doğmuşsa yıldızlar  gizlenmiştir” veya “Alem ya sonradan olmadır ya da öncesizdir (kadim)” diyen bir  kimseye doğru söyledin; “İnsan taştır”,gibi
Aristoteles, “önermeyi, bir şey  hakkında bir şey tasdik etmek veya bir şey hakkında bir şey inkar etmektir”  şeklinde tanımlarken, Farabi, öyle bir sözdür ki onda bir şeyle bir şey hakkında  hüküm verilir” şeklinde tanımlar. İbn Sina ise önermeyi, “kendisini doğru ve  yanlış hükmünün takip etmesi bakımından iki şey arasındaki nisbettir. Ebheri ve  Katibi önermeyi, “söyleyeni hakkında „söylediği doğrudur veya yanlıştır‟ demeye elverişli sözdür” şeklinde tanımlamaktadırlar; “Ali  katiptir”, “Eğer güneş doğarsa gündüz olur” gibi
Önerme, zatı itibariyle iki tekil  parçaya ayrılır. Birincisi, “haber” diğeri ise “kendisinden haber verilen”dir.  “Zeyd ayaktadır” dendiğinde Zeyd, kendisinden haber verilen, ayaktadır kısmı ise  haberdir.
Gazali, “Nahivcilerin önermenin ilk kısmını “mübteda”  ikinci kısmını ise “haber”; kelamcıların birini “vasıf” diğerini “mevsuf”;  mantıkçıların birini “konu (mevzu)” diğerini “yüklem (mahmul)”; fakihlerin ise  birini “hüküm” diğerini “mahkumun aleyh” olarak adlandırdıklarını ifade  eder.
Farabi ve Ebheri de yüklemli önermenin birinci kısmını  konu, ikinci kısmını ise yüklem olarak tanımlamaktadırlar. Onlara göre şartlı  önermenin birinci bölümüne ise mukaddem, ikinci kısmına da tali  denir.
1.2.Önermenin Yapısı “Alem hadistir” önermesinde olduğu gibi olumlama yoluyla olabileceği gibi,  “Alem kadim değildir” önermesindeki gibi olumsuzlama yoluyla da olabilir. Böyle  bir önerme iki parçadan oluşur; biri konu, diğeri ise yüklemdir.105 Ancak bir  konu ve yüklemden oluşan her cümle önerme olmaz, çünkü önermede bir hükmün ya da  yargının olması gerekir, nitekim zikredilen önermeler birer yargı ifade  etmektedir. Çünkü bunlarda konu ve yükleme ek olarak, onları birbirine bağlayan  bir bağ vardır.
Gelenbevi‟ye göre, hüküm için “kendisi üzerine hükmolunacak bir şey”  ile “kendisiyle hükmolunacak diğer bir şey”in var olması zorunludur. “Allah  kabul etsin”, “Zeyd kalksın”, “Sen otur” gibi dilek-istek cümleleri ile, “Sarı  kalem”, “Ahmed‟in elbisesi” v.b. gibi hüküm bakımından eksik olan cümleler  önermenin tanımının dışında kalır.
Soru “talep”, “temenni”, “ümit”, “hayret” cümleleri hüküm  ifade etmedikleri için önerme olarak kabul edilmez. “Bana bir konu öğret” veya  “Mekke‟ye gitmede bana eşlik eder misin?” diyen bir kimseye, “ne  doğru ne de yanlış söyledin” denilemediği için bu tür cümleler önerme  olmaz.
Bir önermenin gerçekleşebilmesi için üç unsur gereklidir:  Konu, yüklem ve üçüncü olarak yüklemi konuya bağlayan bağ. Mesela, “Alem  hadistir” önermesini ele aldığımız da “alem” konu, “hadis” yüklem, “tır” ise  bağdır.

2.  Önerme Çeşitleri 2.1.  Oluşumu (Terkip) Bakımından Önermeler
Oluşumu bakımından önermeleri üç grup altında incelemek  mümkündür:
1. Yüklemli (Basit) önermeler
2. Bitişik şartlı önermeler
3. Ayrık şartlı  önermeler
2.1.1. Yüklemli Önermeler
Yüklemli önerme, bir mananın  başka bir manaya yüklenmesi veya bir manaya yükleme yapılmadan hükmün kendisinde  gerçekleştiği şeydir; “Alem hadistir”, “Alem hadis değildir” önermeleri  gibi.
Yüklemli önerme iki kısımdan  meydana gelir; bunlarda biri “konu” olarak isimlendirilir. Konu, kendisinden  haber verilen şeydir. “Alem, sonradan olmadır”  önermesindeki “alem” kelimesi konudur.  Yüklemli önermeyi meydana getiren ikinci kısım ise, “yüklem” olarak  isimlendirilir. “Alem sonradan olmadır” önermesindeki “sonradan olmadır” ifadesi  yüklemdir
2.1.2.1. Bitişik Şartlı  Önermeler
Eğer şartlı önermede mukaddem  (önbileşen) ve talinin (ardbileşen) olumluda birleşmesi ve olumsuzda  birleşmemeleri ile hükmolunursa bunlara bitişik şartlı önermeler denir. Mesela,  “Eğer güneş doğarsa, yıldızlar gizlenir” ve “Eğer alem hadis ise, onun bir  yaratıcısı vardır”,
1. Mukaddem: “Eğer güneş doğarsa, hemen  yıldızlar gizlenir” önermesinde “eğer güneş doğarsa” ifadesi mukaddem olarak  isimlendirilir.
2. Tali: Zikr edilen önermenin “Hemen  yıldızlar gizlenir” ifadesi, tali olarak isimlendirilir
2.1.2.2. Ayrık Şartlı  Önermeler
Bitişik şartlı önermelerde iki  önermenin birleşmesi gerektiği halde, ayrık şartlı önermelerde önermelerin  ayrılmaları gerekir. Bu nedenle böyle önermeler ayrık olarak isimlendirilir.  Mesela, “Alem ya hadistir ya da kadimdir” önermesinde iki yüklemli önerme bir  araya getirilerek ayrık şartlı formuna sokulmuştur. Ancak bu şartlı önermeyi  oluşturan önermelerden bir tanesi doğrudur. Yani biri diğerinden ayrılmak  durumundadır. Kelamcılar bunu, “sebr ve taksim” olarak  isimlendirirler.
1. Önermenin döndürülmemiş asıl durumu;  “Güneş doğmuş ise, yıldızlar gizlenmiştir.”
2. Önermenin döndürülmüş durumu;  “Yıldızlar gizlenmiş ise, güneş doğmuştur” gibi.
Yani ikisinden biri –asıl veya onun döndürülmüş hali-  doğrulanırken diğeri yanlışlanmış olur. Yukarıda zikrettiğimiz örnekte bu açıkça  görülmektedir. Burada temel önerme doğru, onun döndürülmüş şekli ise  yanlıştır.
Farabi, özet halindeki  “Kitabu’l-İbare” adlı eserinde şartlı önermelerin sadece tanımıyla  yetinirken, İbn Sina ayrıntılı bir şekilde incelediği önermeleri önce bitişik ve  ayrık şartlı diye ikiye ayırmakta, ayrık şartlı önermeleri de “hakikiye”,  “maniatü‟l-cemi” ve “maniatü‟l-hulu” olmak üzere üçe ayırmaktadır.
Nitelikleri Bakımından  Önermeler
2.2.1. Yüklemli olumlu  önermeler: “Alem sonradan olmadır”, “İnsan taştır” ve “İnsan canlıdır” gibi  önermeler, yüklemli olumlu önermelerdir
2.2.2. Yüklemli olumsuz  önermeler: “Alem sonradan olma değildir”, “İnsan taş değildir” ve “İnsan  canlı değildir” gibi önermeler yüklemli olumsuz önermelerdir.
2.2.3. Bitişik şartlı  olumlu önermeler: Mukaddem ve talinin olumluda birleşmesi ile meydana gelir;  “Eğer güneş doğarsa gündüz olur”, “Eğer alem hadis ise onun bir yaratıcısı  (muhdisi) vardır” önermeleri gibi.
2.2.4. Bitişik şartlı  olumsuz önermeler: Bitişikliğin yani, mukaddem ile tali arasındaki gerekli  bitişikliğin kaldırılmasıdır; “Eğer güneş doğmuş ise gündüz  değildir”,
2.2.5. Ayrık şartlı  olumlu önermeler: Mukaddem ile tali arasında bir ayrılığın gerçekleşmesi ile  olur. “Merkep ya erkektir ya da dişidir”
2.2.6. Ayrık şartlı  olumsuz önermeler: Mukaddem ile tali arasındaki ayrıklığın kaldırılmasıdır.  Yani mukaddem ile tali arasında bir ayrıklığın gerçekleşmemesidir. Mesela,  “Merkep ya erkektir ya da siyah olur değildir”
Bazen mukaddem de tali de  olumsuz, onlardan meydana gelen şartlı önerme ise olumlu olabilir; “Eğer güneş  doğmamışsa, gündüz olmuş değildir” önermesi olumlu bir önermedir. Çünkü gündüz  olmamasının gerekliliği, güneşin doğmamış olmasına bağlanmıştır; bu ise  olumluluk ifade eder. İşte burada bir yanılgı oluşabilir. Bu tür yanılgılar  yüklemli önermelerde de meydana gelebilir. Ona göre, “Zeyd gören değildir”  önermesinin, olumsuz  olduğu zannedilir.  Oysa bu önerme de olumludur, çünkü bu önermenin anlamı “Zeyd kördür”  demektir.
Gazali‟ye göre, “Zeyd görmeyendir (ğayri basir)” önermesi olumlu bir  önermedir, çünkü “ğayru basir” (görür olmayan) tek bir manadır, “Zeyd leyse  basirdir” önermesi ise olumsuzdur. İşte bu tür önermelere “ma‟dule” ve “ğayri muhassala” denir. Yani gerçekte bu önermeler  olumludur fakat olumsuz birer siga ile ifade edilmişlerdir. Gazali, “madule” ve  “muhassala” ile ilgili zikrettiklerimizin dışında bilgi vermemektedir. Oysa  birçok mantık kitaplarında “ma‟dule”nin çeşitlerine ve “muhassala” ile “basite” hakkında  ayrıntılı bilgilere ulaşmak mümkündür. Farabi, Peri Hermenias (Kitabu’l-  İbare) adlı esrinde bunlara örnekler vererek olumlu ve olumsuz şekillerini  ayrıntılı bir şekilde açıklamaktadır.

Nicelikleri Bakımından  Önermeler
el-Mustasfa ve  Mihakku’n-Nazar adlı eserlerinde niceliklerine göre önermeleri (hakkında  hüküm verilene izafetle) tekil, muhmel, tümel ve tikel olmak üzere dört kısma  ayıran Gazali,140 Miyaru’l-İlm ve Mekasıdu’l-Felasife adlı  eserlerinde tekil ve tekil olmayan/tümel olarak ikiye ayırmakta, diğer  önermeleri de bu ikincisinin altında izah etmektedir
Gazali, konularına (nicelik) göre önermeleri ikiye  ayırmaktadır:
a. Tekil önerme (kaziye-i şahsiye):  Belirli bir şey hakkında olan yani konusu şahsi olan önermelerdir. Mesela, “Bu  siyah arazdır”, “Zeyd alimdir”, “Zeyd katiptir”, “Zeyd katip değildir”146 gibi  önermeler tekil önermelerdir.
b. Tekil olmayan önerme (kaziye-i gayri  şahsiye): Tekil olmayan önerme, “Belirsiz (muhmel)” ve “Belirli (mahsure)” olmak  üzere ikiye ayrılır.
1. Belirsiz önerme: Konunun bütün  fertlerine veya bir kısmına hüküm yüklendiğini açıklayan önermedir. Örneğin,  “İnsan hüsrandadır” ve “İnsan hüsranda değildir”
2. Belirli önerme: Belirli önerme  niceliği (konusu) açıkça ifade edilen önermedir. Belirli önerme tümel ve tikel  olmak üzere ikiye ayrılır. Eğer hüküm konunun tamamına yüklenirse “tümel önerme  (mahsureti külliye)” olarak isimlendirilir; “Bütün insanlar canlıdır” gibi. Eğer  hüküm konun bir kısmına yüklenirse “tikel önerme (mahsureti cüziye)” olarak  isimlendirilir; “Bazı canlılar insandır” gibi. Buna göre dört çeşit önerme  karşımıza çıkmaktadır: Tekil (şahsi), belirsiz (muhmel), tümel (mahsureti  külliye) ve tikel (mahsureti cüziye)
Belirli önermeleri olumluluk ve olumsuzluk bakımından  dört guruba ayırılır. Şöyle ki:
Tümel olumlu (A): “Bütün insanlar  canlıdır”, “Her cisim boşlukta yer tutar”, “Her siyah renktir” gibi önermeler  tümel olumludur.
Tümel olumsuz (E): Hiçbir insan  taş değildir.
Tikel olumlu (I): “Bazı insanlar  kâtiptir”, “Bazı canlılar insandır”, “Bazı insanlar âlimdir”, “Bazı cisimler  durağandır” gibi önermeler tikel olumludur.
Tikel olumsuz (O): “Bütün  insanlar kâtip değildir” veya “Bazı insanlar kâtip değildir.” Bu iki önerme de  tikel hüküm ifade etmektedir. Önerme çeşitlerinde göz önünde bulundurduğumuzda  karşımıza sekiz çeşit önerme çıkar: Tümel olumlu, tümel olumsuz, tikel olumlu,  tikel olumsuz, tekil olumlu, tekil olumsuz, belirsiz olumlu, belirsiz olumsuz.  Gazali‟ye göre bu son dört önerme gurubu bilimlerde  kullanılmadıkları için asıl önemli olan ilk dört guruptur
Bu şekildeki bölümlemenin hareket  noktası şudur: Hakkında hüküm verilen ya kendisine işaret edilen belirli bir  şeydir ya da değildir. Eğer hakkında hüküm verilen belirli bir şey olmayıp  bütünü ifade ediyorsa “tümel”, grubun bir kısmını ifade ediyorsa “tikel‟ ya da hakkında hüküm verilen hiç hasredilmez; bu durumda da  “belirsiz (mühmel)” olur.
Niceliliklerine göre şartlı önermeleri ise şöyle ele  alabiliriz:
Bitişik şartlı önerme, tümel ve tikel önermeler olmak  üzere ikiye ayrılmaktadır:
1. Tümel bitişik şartlı önerme; “Her ne  zaman güneş doğarsa gündüz olur” önermesi gibi.
2. Tikel bitişik şartlı önerme; “Bazen  güneş doğduğu zaman, hava bulutlu olur” önermesi gibi.
Ayrık şartlı önerme de tümel ve tikel olmak üzere ikiye  ayrılmaktadır:
1. Tümel ayrık şartlı önerme; “Her  cisim ya hareket halindedir ya da durgundur.”
2. Tikel ayrık şartlı önerme;  “İnsan ya denizde olur ya da denizden ayrılır.”
Gazali, bitişik ve ayrık şartlı önermelerin tümel ve  tikel olumsuzlarının örneklerini getirmeyip, okuyucuya bırakmıştır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder