1 HADİS METİNLERİ- I 2013-2014
8 HAFTA TAKVA VE MURAKABE 8.1. TAKVA Takva,
Arapça‟daki korunma ve sakınma manasına gelen vikâye kökünden gelir. Istılah
manası, Allah‟ın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınmak suretiyle
dinin kaçınılmasını istediği şeylerden korunmak anlamındadır. Takva sıfatını
taşıyan kimseye de müttakî denir. 8.1.1. Takva ile ilgili Bazı Ayetler Ayette
şöyle buyrulur: “Sizin Allah indinde en asil ve şerefliniz takvada en derin
olanınızdır.” Başta yalan söylemek olmak üzere dil afetleri kişiyi takvadan
uzaklaştıran en önemli etkenler arasındadır. “Ey iman edenler! Allah‟a karşı
gelmekten sakının ve hep doğru söz söyleyin ki Allah da işlerinizi ve
hallerinizi düzeltsin, günahlarınızı affetsin. Kim Allah‟a ve Resulüne itaat
ederse, pek büyük bir mutluluk ve başarıya nail olur.” Takva dairesinde hareket
etmenin kazanımlarından biri de sosyal ve ekonomik açıdan huzurlu bir hayata
kapı açmasıdır. “Kim Allah‟a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona sıkıntıdan
çıkış kapıları açar; onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır.” 8.1.1.1.
Ayetlere Göre Takva ve Müttakî Müttaki kimse, Hakk‟ı batıldan ayıran
Kur‟an‟ı çok iyi bilir, Allah‟ın Kur‟an‟da kendisinden istediği şeylere riayet
eder. Müttakinin en önemli özelliklerinden biri gaybe iman etmesidir. Kur‟an‟da
takvanın yeri ile ilgili şunları da kaydetmek gerekir: Kişi takva sahibi
olursa, Allah, onu şeytanın hile ve tuzaklarından korur. Takva üzerine bina
edilmemiş olan her şey, sahibini cehenneme götürür. Allah, sadece muttakilerin
amellerini kabul eder. Allah‟a yakınlığın ve uzaklığın ölçüsü takvadır. İlahî
emirler, takvayı hayata geçirmek ve onu insan kalbine sağlam bir şekilde
yerleştirmek için farz kılınmıştır. Takva, bütün peygamberlerin ortak
hedeflerinden biridir. Takva ayetlerde, şirkten sakınıp iman üzere olmak;
isyandan sakınıp itaat üzere olmak; her fiilde Allah'ın rızasını aramak için
Allah'a lâyık bir kul olmaya çalışmak; iman etmek; tövbe etmek; itaat etmek;
günahları terk etmek; ihlâs manalarında da kullanılır. Ayetlere göre, Allah,
takva sahiplerine hak ile batılı ayırt edecek bir anlayış verir. Allah takva
sahipleri ile beraberdir. Allah müttakilerin amellerini ıslah eder. Allah,
yapacağı cihatta takva sahiplerine yardım eder. Huzurlu ve iktisadi açıdan
rahat bir hayat takva iledir. Allah müttakinin işini kolaylaştırır. Allah,
takva sahibinin işini kolaylaştırır. 8.1.2. Takva ile ilgili Bazı Hadisler 2
HADİS METİNLERİ- I 2013-2014
Takva,
bütün amellerin temelini oluşturur. Pek çok ameli işlemek takva gereğidir.
Takva ve Allah‟a saygı, ibadet ve amelle bir değer ve mana kazanır. Takva,
dünyevileşme olgusunu reddeder. Öyleyse insanı kalben dünyaya bağlayan
şeylerden uzak durmak gerekir. Takva, akılla bilinmekten çok, müminin iç
dünyası ve kalbi ile ilgili olup yaşanacak bir haldir. Bir hadiste Allah Resulü
şöyle buyurmuştur: “Kul, sakıncalı şeylere düşme endişesiyle sakıncası olmayan
bazı şeyleri terk etmedikçe gerçek muttakilerin derecesine ulaşamaz.” “Kişi
kalbini huzursuz eden şeyleri terk etmedikçe takva makamına ulaşamaz.” Bir
hadiste de takvanın cennete götüreceği şöyle ifade edilir: “İnsanın cennete
girmesine en çok sebep olan şey, onun Allah‟a karşı duyduğu takvasıdır.” Evet,
takvayı kazanmanın ilk yolu muhakkak ki tam bir imandır. Sonra hidayettir. 8.1.1.2.
Hadislere göre muttakilerin özellikleri Takva sahibi olabilmek için Allah‟a
çok dua etmeli, Ondan takvalı olmayı istemelidir. Ayrıca takva kendisini en çok
ibadet hayatında gösterir. Muttaki kimse, fikir dünyası adına da kötülüklerden
ve kötü düşüncelerden uzak bulunmalıdır. Hatta takvalı olmak, bazen sakıncası
olmayan şeyleri terk etmeyi bile gerektirir. Takva, dünyayı kalben terk etmeyi
gerektirir. Takvaya ters düşen bir davranış veya düşünce karşısında onu
yapmamak evladır. Takva korkmaktır, ama Allah‟in sevgisi kaybetmekten
korkmaktır. Sevgi kaynaklı bir korkudur. 8.2. Murakabe Murakabe, Arapça‟daki
gözetme, kontrol etme, kontrol altına alma manasına gelen rakabe kökünden
gelir. Istılah manası ise, hayatı Allah‟ın emirleri ışığı altında sürdürme,
Cenabı-ı Hak tarafından kontrol altında bulunduğu ve her zaman Onun tarafından
gözetildiği şuuruyla hareket etme, iç ve dış bütünlüğünü sağlamamanasına gelir.
8.2.1. Murakabe ile ilgili Bazı Ayetler Şu ayette Allah‟ın,
Peygamberimize hitap ederek onu gördüğü, izlediği ve murakabe ettiği
belirtilir:“O Allah ki, gece namazına kalktığında ve secde edenler arasında
dolaştığında Seni görüyor.” 8.2.2. Murakabe ile ilgili Bazı Hadisler Müminin
Allah‟ı görüyor gibi kullukta bulunması, ubudiyetin en zirve halidir. Her
mekânda ve her durumda Allah‟a karşı saygılı olmak, murakabe halinin bir
göstergesidir. Kâmil mümin, Müslümanlığın ölçülerine göre yaşar ve etrafında
gelişen olayları bu kritere göre değerlendirir. Malayaninin terk edilmesi,
müslümanın sürekli İslam‟ın ölçülerine uyanık olduğunu gösterir. Onun bu
uyanıklık hali murâkabe fikri ile yaşadığını gösterir. 8.2.2.1. Murakabe ile
ilgili Bir Hadisin Şerhi 3 HADİS METİNLERİ- I 2013-2014
Tirmizî‟nin
kitabında zikrettiği “Nerede olursan ol, Allah‟tan kork ve Ona karşı saygılı
ol!” Şeklindeki hadisin şerhinde Mübarekfûrî şu açıklamayı yapar:“ Allah‟tan
kork” Yani bütün vacipleri yerine getirmek ve tüm münkerattan uzak durmak
suretiyle Allah‟tan kork. Çünkü takva, dinin esasıdır. Nerede olursan ol: Yani,
etrafında hiç kimsenin olmadığı zamanda, nimetlere garkolduğun zamanda da,
imtihana maruz kaldığın zamanda da. Allah‟tan hakkıyla korkmaya “takva”,
takvayı hayat felsefesi olarak benimsemiş, duygu, düşünce ve amellerini buna
göre ayarlayan insana da “müttaki” denilir. İstikamet ise, hayatı Allah
Resulü‟nün verdiği ölçülerde yaşayıp, ifrat ve tefritler içine düşmemektir.
Takva mevzuunda dikkat edilmesi gereken esaslardan birisi de, helâl-haram
meselesidir. Zira büyük-küçük haramlara karşı tavır almayan ve bu mevzuda
dikkatsiz yaşayan kişiler, gerçek takvayı yakalayamazlar. Müttakînin temel
özelliği ise haramlardan olabildiğine kaçınması ve farzları hakkıyla yerine
getirmesidir. Gerçek takva mertebesine ulaşabilmede, dünyaya bakış açısının da
önemi vardır. Evet, dünyanın, insanları hem hayra hem de şerre sevk eden iki
yönü vardır. Hadisteki ifadesiyle dünya, “müminin zindanı ve kâfirin
Cenneti‟dir.” 8.3. EK: Hadis tercüme ve yorumlarında dikkat edilecek
hususlar Her şeyden önce, hadislerin başka dillere tercüme edilmesi
faaliyeti, aynı zamanda “manen rivayet” kapsamında değerlendirilir. 1. Hadis
tercüme ve yorumlarında “olmazsa olmaz” şartlardan biri, hatta en önemlisi,
ihlâsı ve iyi niyeti elden bırakmamaktır. Özellikle hadisleri yorumlarken
ihlâsın ve iyi niyetin azami derecede önemi vardır. 2. Hadislerin tercüme ve
yorumunda metin benzerliklerinden dolayı, önceden bilinen bir hadisin yaptığı
çağrışımların mütercimi yanıltabileceği hatırdan çıkarılmamalıdır. Hadisleri
tercüme ederken mevcut ön bilgilerden veya önyargıdan kurtulmayı başarabilmek
gerekir. 3. Hadisi eksik veya muhtasar olarak zikretmemek gerekir. 4. Hadisleri
tercüme ederken ve yorumlarken hadiste geçen kelimelerin farklı anlamları
gözetilmelidir. Hadislerde geçen her kelime, sözlük açılıp ilk görülen anlamı
verilmek suretiyle geçiştirilecek özelliğe sahip değildir. 5. Tercüme ve
yorumlarda aksi anlam çıkarılmaya veya yanlış anlamalara müsait ifadelerden
kaçınmak gerekir. 6. Tercümeler hadisin edebi yönünü de yansıtacak şekilde
doğru ve özlü olmalıdır. Karşılıklı konuşmalar varsa sözler birbirine
karışmayacak şekilde açık verilmelidir. 7. Tercümelerde kelimelerin cümle
içindeki konumları, yani cümlelerin öğeleri iyi tespit edilmelidir. 8. Çağdaş
Kur‟an tefsirlerinde olduğu gibi gerektiğinde hadislerin izah, tercüme ve
yorumunda çağın bilim ve teknolojisinin genişlettiği ufuktan yararlanmalıdır.
9. Hadisin tercüme ve yorumunda onun muhtevasını aşmaktan, ona metinde olmayan
bilgiler ilave etmekten kaçınmak gerekir. 10. Hadislerde geçen bazı özel
ıstılah ve örfî kavramların hedef dildeki kullanımı tespit edildikten sonra
tercüme edilmelidir.
11. Hadislerin tercümesinde
herkes tarafından anlaşılabilecek kelimeler kullanılmalıdır. 4 HADİS METİNLERİ-
I 2013-2014
12.
Hadis yorumlarında nasih veya mensuh konusu olan rivayetlerin değerlendirilmesi
iyi yapılmalıdır. 13. Hadisin yorumunda birinci derecede önemli olan Hz.
Peygamber‟in maksadıdır. 14. Hadislerin tercüme ve yorumlarında dikkat edilmesi
gereken konulardan biri de deyimlerin tam karşılığının bulunmasıdır. 15. Hadis
tercüme ve yorumlarında mutlaka göz önünde bulundurulması gereken hususlardan
birisi de hadislerin sebeb-i vürudunun bilinmesidir. 16. Hadis tercüme ve
yorumlarında hataya düşmemek için Arap dilinin bütün özelliklerini çok iyi
bilmek gerekir. 9 HAFTA YAKİN VE TEVEKKÜL 9.1. YAKİN Yakîn, farklı bir
ifade ile Şüpheden kurtularak doğru ve sağlam bir bilgiye, tereddütsüz bir
Şekilde ulaşmak ve o bilgiyi kendine mal etmek manasına gelir. Dindeki manası
ise, Allah‟ı O‟nun şanına yaraşır biçimde şeksiz ve şüphesiz olarak bilmek
demektir. Yakîn; iman esaslarını şüphe ve tereddüde meydan vermeden kesin bir şekilde
kabullenmek, duyup hissetmektir. Maneviyata ve ruhî hayata inanmadan yakînin
anlaşılması zordur. Yakînin üç mertebesi vardır: İlme‟l-yakîn, bir hakikatin
varlığını kesin bir Şekilde bilmektir. Ayne‟l-yakîn, hakikati görür gibi bilmek
demektir. Hakka‟l-yakîn ise bir gerçeği, yaşadığı bir şeyi bilir gibi bilmek
manasına gelir. 8.1.1. Yakînile ilgili Bazı Ayet ve Hadisler Hendek
Harbi olayı anlatan ayette şöyle buyrulur: “Müminler, saldıran o birleşik
kuvvetleri karşılarında görünce: İşte bu, Allah ve Resulü’nün bize vaat ettiği
zafer! Allah da Resulü de elbette doğru söylemişlerdir, derler. Müminlerin
düşman birliklerini görmeleri, onların sadece iman ve teslimiyetlerini
artırdı.”Evet, ayette, müminlerin Allah ve Resulü‟ne olan tam teslimiyetleri,
tereddütsüz bir biçimde onların imanlarını artırdığından bahsedilmektedir ki
bu, onlardaki yakîni gösteren bir durumdur. Diğer bir ayette yakîn ölüm
manasına kullanılmıştır: “Sana yakin gelinceye kadar da Rabbine ibadet et.”
Muaz b. Rifâa babasından bildirdiğine göre Allah Resûlü şöyle demiştir:
“Allah‟tan af ve afiyet isteyiniz. İnsana yakinden sonra afiyetten daha hayırlı
bir şey verilmiş değildir.” Buhari‟de İbn Mes‟ûd‟dan şu hadis nakledilir:
“Yakîn‟in hepsi iman demektir.”
5 HADİS METİNLERİ- I 2013-2014
9.1.2. Yakîn ile ilgili bir Hadisin Şerhi Hadis: “Ümmetim hakkında en çok korktuğum şeyler: Karın
büyüklüğü (göbek bağlamak), çok uyku, tembellik ve yakin (iman) azlığıdır.” Şerhi:
Göbek bağlamak: Hadisteki ifadesiyle “kiberu‟l-batn” kendini gaflete salıp
çok yiyen, yeme ve içmeyi hayatının gayesi edinen ve tabir caizse yemek için
yaşayan ve tabî bunun neticesi olarak da olabildiğine şişman olan insan
demektir. Çok uyumak: Aslında bu tabir izafîdir. Bugün bir insanın günde ne
kadar uykuya ihtiyacı var diye hekimlere sorulduğunda genellikle 5 saat cevabı
alınır. Tembellik: Allah Resûlü‟nün dualarında Allah‟a sığınmış olduğu
hususlardan biridir tembellik. İslâm‟ın temel felsefesi, varlık âleminin her
bir parçasında canlılığın ve hareketin olmasıdır. Bu felsefeye zıt olan hemen
her hususa İslâm müdahale etmiştir. Yakin azlığı: Yakîn‟in ilme‟l-yakin,
ayne‟l-yakin, hakka‟l-yakin gibi mertebeleri vardır. Buna göre bir insan
inandığı hakikatleri ilme dayandırarak yorumlayamıyorsa onun hiç yakini yok
demektir. Yakin azlığı değil, yakini yoktur. Çünkü yakinin başlangıcı ilimdir.
Yakin mertebelerinin başlangıcı ilimdir. Ayne‟l-yakin ise eşyanın çehresinde
Allah‟ın tecelli edişinin görüldüğü bir mertebedir. Yani insanın “Vallahi ben
şu ağaçta Allah‟ı görüyorum” dediği mertebe. Ve hakka‟l-yakin; o bütün bütün
Allah‟ta fâni olma, O‟nun bekasıyla bekaya erme demektir. Tasavvufî ifadesiyle
Fenafillâh-bekabillah makamıdır bu. Eşyanın ancak O‟nun varlığıyla kâim olduğu
hakikatinin bütün mertebeleriyle sezildiği makam. İnsanın, mutlaka bu
mertebelerden hiç olmazsa birinde hissesi olması lazımdır. Aksi hâlde insan
hadisin ifadesiyle Allah Resulü‟nün “ümmetim hakkında en çok korktuğum” dediği
tehlikeli bir daire içine girmiş demektir. Yakin, yemesini içmesini ancak
ayakta kalabilecek kadarla sınırlayan kimseler için söz konusudur. Nebiler
Serveri “Âdemoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysaki Âdemoğlu
için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. O halde insan, mide insanı
olmamalıdır. Netice itibarıyla, mümin, Peygamber‟inin endişe ederim dediği
şişmanlık, çok uyku, tembellik ve yakin azlığından ve bunlara sebebiyet
verebilecek her şeyden yılandan -çıyandan kaçar gibi kaçmak zorundadır.
Râbiatü‟l-Adeviyye‟nin herkes yatağına çekildikten sonra, kalkıp dediği gibi “Dostlar
dostuna kavuştu, işte ben de Sana geliyorum” deyip Allah‟a vuslat arzusu içinde
coşmalı, O‟nun kapısının tokmağına dokunmalı.. Dokunmalı ki yakin kendisine
nasib olsun. 9.2. Tevekkül Tevekkül, Istılahî olarak, her türlü tedbiri
aldıktan sonra bütün gayreti harcayarak sadece Cenab-ı Hakk‟a itimad etmek, işi
tam bir inançla Allah‟a havale etmek demektir. O, Allah‟ın katındakilere
güvenip, insanların elindekine bel bağlamamaktır. 6 HADİS METİNLERİ- I
2013-2014
İslâm
inancına göre; bütün mahlûkatın tüm fiilleri, halleri ve sözleri Yüce Allah‟ın
kazâ ve takdîri ile meydana gelir. 9.2.1. Tevekkül ile ilgili Bazı Ayetler Müminlerin
sadece Allah‟a itimad etmeleri gerektiğini şu ayetten öğreniyoruz: “Tevekkül
edecekler başkasına değil, sadece ve sadece Allah‟a güvenip dayansınlar.”
Tevekkül, azim ve sebat ile yakından ilgilidir. Ayrıca Allah‟ın sevgisine
mazhar olabilmek, tevekküle bağlanmıştır. Tevekkül, Allah yolunda
karşılaşılacak engelleri bertaraf etmede müminin sarılacağı çok önemli bir
kuvvettir. Mümin, üzerine düşeni en güzel bir biçimde yerine getirdikten sonra
gerisini Allah‟a bırakmalıdır. “Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki
yanlarında Allah zikredilince kalbleri ürperir, kendilerine Onun ayetleri
okununca bu, onların imanlarını artırır ve yalnız Rabb‟lerine güvenip
dayanırlar.” 9.2.2. Tevekkül ile ilgili Bazı Hadisler Allah‟a tevekkül
mümini Cennet‟e götürür ve O‟nu huzurlu bir hayata hazırlar. Ebû Hureyre
radıyallahu anh nakleder. O demiştir ki: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyurdular:“Cennete girecek insanların bir kısmının kalpleri
âdeta kuş kalbi gibidir (Allah‟ın emir ve yasaklarına karşı fevkalade hassas
davranırlar; âdeta kuş kalbi gibi tir tir titrerler ve Ona karşı sonsuz bir
tevekkül içindedirler).” Tevekkül, bâki olan Cenab-ı Hakk‟a yapılır. Tevekkül
ancak bu şekilde bir anlam kazanır. Fânilere güvenenler ise, eninde sonunda
büyük bir pişmanlık duyarlar. Ümmü Seleme validemizin anlattığına göre
Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu:
“Allah‟ın adıyla Allah‟a tevekkül ettim. AIIahım! Zillete düşmekten, dalâlete
düşmekten, zulme uğramaktan, cahillikten, hak kımızda cehalete düşülmüş
olmasından sana sığınırız”
9.2.3. Tevekkül ile ilgili
bir Hadis Şerhi 7 HADİS METİNLERİ- I
2013-2014
Hadis: “Eğer siz Allah‟a
gereği gibi güvenseydiniz, (Allah), kuşları doyurduğu gibi sizi de
rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları halde akşam
dolu kursaklarla dönerler.” Şerhi: Şartlar nasıl olursa olsun Allah
Teâlâ‟ya karşı sürekli bir güven ve itimat halinde olmak ve rızkı veren‟in
sadece Allah olduğu bilinciyle hareket etmek, Allah‟a gereği gibi tevekkül
anlamına gelmektedir. Çalışmak, çabalamak, tedbir almak gibi davranışlar rızkın
gerçek sebebi değildir. Rızkı veren yalnızca Allah‟tır. Ötesi vesilelerdir.
Önemli olan, âlemin rızkını vermeyi tekeffül etmiş olan Allah‟a itimadı
sarsmamak, gereksiz ve yersiz duygulara kapılmamaktadır. Kulların rızık
konusunda Allah‟a karşı tam bir güven içinde olmaları, bu açıdan kuşları örnek
almaları ve kendilerini Allah‟ın rızıklandırdığı, “rızkını sırtında taşımayan
nice canlıların bulunduğunu unutmamaları esastır. Şunu bir kere daha vurgulamak
gerekir ki, Allah‟a güven duygusu tevekkül, kalpte bulunur. Hadisten
Öğrendiklerimiz: 1. Rızık, Allah‟ın takdirindedir. Kâinâtı besleyen O‟dur. 2.
Rızkını temin için çalışmak, tevekküle mâni değildir.3. Her insan rızkını temin
için çalışacaktır. Ancak rızkını Allah‟ın verdiğini unutmayacaktır.4. Kul,
Allah‟a güveni nispetinde rahat eder, huzur bulur. 9.3. EK: Hadis Şerhi
Nasıl Yapılır? Hadis şerhlerinde genel olarak şu hususlara riayet edilir:
1- Şerhlerde ilk önce lâfzî kelime tahlillerine yer verilir. Şârih (Hadisi şerh
eden), anlaşılması zor olan kavram, kelime ve ifadeleri izah etmeye çalışır. 2-
Şârihler, hadislerde geçen kelimelerin kökenine, cümlelerin irabına ve
kelimelerin cümle içindeki durumlarına da işaret etmektedirler. 3- Şârih, lâfzî
tahlillerin ardından, sened ve raviler hakkında gerekli olan açıklamalarda
bulunur. 4- Kimi şerhlerde şârihler, bablar ve kitaplar arasındaki uyuma ve
yine babların isimlendirilişindeki hususiyetlere dikkat çekerler. 5- Şârihler,
gerekli teknik açıklamalarda ve lâfzî tahlillerde bulunduktan sonra, hadisin
muhteva tahlillerine geçer. 6- Kimi hadis şârihleri, ele aldıkları eserleri tek
tek açıklama yöntemine giderken, kimi şârihler değişik sebeplerle, ele aldığı
eserindeki hadislerde ihtisara gidebilmektedir. 7- Hadis şerhlerinde, hadisler
sadece muhteva yönüyle açıklanmak suretiyle yetinilmez, fıkhî hükümlere ve
itikadî konulara da yer verilir. 8- Kimi şârihler, hadislerin sadece fıkhî
yönüne değil, aynı zamanda hadisten çıkarılması gereken hikmet, maslahat ve
maksatlara da değinmektedir. 9- Şerhlerin genel özelliklerine bakıldığında
metot olarak birbirlerini etkiledikleri görülmektedir. 8 HADİS METİNLERİ- I
2013-2014
10 HAFTA HAYRA TEŞVİK 10.1. HAYR NEDİR? Hayır, sözlükte iyi olmak, iyilik yapmak, iyi ve
iyilik manalarına gelir. Ayrıca hayr, mal ve servet manasındadır. Daha iyi ve
en iyi manasına ism-i tafdil olarak da kullanılır. Herkesin arzuladığı şey
manasına geldiği bildirilmiştir. Hayr kavramının maruf, hasene ve birr gibi
kavramlarla yakından alakası vardır. Cenabı-ı Hak (cc), “İyilikte ve kötülükten
sakınmakta birbirinizle yardımlaşın; günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın
buyurmaktadır. 10.2. Hayırla ilgili Bazı Ayet ve Hadisler 10.2.1. Hayra ve
iyiliğe teşvik ile ilgili Bazı Ayetler İnsanları iyiliğe teşvikte nasıl bir
yol izlenmesi gerektiğini anlatan bir ayette şöyle buyrulur: “Sen insanları
Rabbinin yoluna hikmetle ve makbul öğütle davet et.” İnsanları iyiliğe teşvik
etmek öncelikle teşvik edilecek şeylerin neler olduğunu bilmeye bağlıdır. “(Ey
müminler), içinizden hayra çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan men eden
bir topluluk bulunsun! Ayetten, Müslümanlar içinde insanlara iyiliği teşvik
eden, emr-i bilmaruf ve nehy-i anil-münker olduğu anlaşılmaktadır. Böyle bir
görev farzdır. İslam’ın emir buyurduğu her türlü iyilik ve hayır “birr”
kelimesi ile ifade edilir. “İyilik ve takvada yardımlaşın.” Ayette
bildirildiğine göre mümin erkek ve kadınların ortak bir özelliği insanları ve
birbirlerini iyiliğe teşvik etmeleridir:“Mümin erkeklerle mümin kadınlar
birbirlerinin velileri, yardımcılarıdırlar. Onlar iyilikleri teşvik edip
kötülükleri menederler. İyiliği teşvik etmemek, bir ayette dini yalan sayan
kimsenin bir sıfatı olarak belirtilmiştir: “Baksana şu dini, mahşer gününü ve
hesabı yalan sayana! O, yetimi şiddetle iter kakar. Muhtacı doyurmayı hiç
teşvik etmez.” Yoksa kendisinde müminin sahip olmaması gereken bir sıfat
bulunuyor demektir. İnsanlara iyiliği ve hayrı teşvik ederken muhtemel bazı
görgüsüzce ve cahilane davranışlara muhatap kalınabilecektir. “Sen af ve
müsamaha yolunu tut, iyiliği emret, cahillere aldırış etme!” Kur’an-ı Kerim’de
hayr kavramı, şer, ednâ, sû’, seyyie, ism, durr ve fitne kelimelerinin karşıtı
olarak geçer. 10.2.2. Hayra ve iyiliğe teşvik ile ilgili Bazı Hadisler İyiliğe
işaret edip onu teşvik etmek herkesin görevidir. Hangi makamda olunursa
olunsun, bu müminlerin bir şiarıdır. 9 HADİS METİNLERİ- I 2013-2014
Dinimizde
hayır ve iyilik yapmak kadar ona öncülük etmek, iyilik yolunda bir çığır açmak
da çok faziletli ve önemli bir ameldir. Ebû Mes’ûd Ukbe İbn Amr radıyallahu anh
demiştir ki: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Hayırlı bir
şeye (iyiliğe) öncülük eden kimseye o hayrı (iyiliği)yapanların ecri gibi sevap
vardır.” Dinimizin insanları hayra yönlendirmek diye özetleyebileceğimiz
nasihat kavramına verdiği değer de iyiliğe teşvikin dindeki yerini anlatan önemli
bir husustur: Ebû Rukayye Temîm İbn Evs ed-Dârî radıyallahu anh demiştir ki:
“Din nasihattir (samimiyettir, hayırhahlıktır).” Sahabiler:“Kimin için?” diye
sordular. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah için, Kitabı
için, Peygamberi için, Müslümanların idarecileri ve bütün Müslümanlar için”
buyurdular. Müslümanlar, İslam tarihinin ilk zamanından günümüze varıncaya
kadar hep hayrı ve hakkı tavsiye etmişler, birbirlerini iyiliğe
yönlendirmişlerdir. İyiliğe teşvik etmenin yanında onu din kardeşi için de
istemek gerekir. Kişinin kendisi için istediği bir şeyi din kardeşi için de
istemesi lazımdır. Emr-i bi’l-marif ve nehy-i ani’l-münkerin bizzat iyiliğe
teşvik demek olduğunu, sosyal hayatın içinde olan her müminin bunu bir görev
bilinciyle yapması gerektiğini anlatan bir hadiste şöyle buyrulur: Ebû Saîd
el-Hudrî radıyallahu anh demiştir ki: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve
sellem: “Yollarda (insanların gelip geçtiği yerlerde) oturmaktan sakının!”
buyurdu. Sahabiler: “Ey Allah’ın Resûlü! Bizim oralarda bulunmamız gerekiyor;
Zira lüzumlu işlerimizi orada konuşup, görüşüyoruz.” dediklerinde, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem: “Mutlaka bulunmak zorundaysanız o hâlde hakkını
verin!” buyurdu. Bunun üzerine Ashab-ı Kiram: “Yolun hakkı nedir ki ey Allah’ın
Resulü?” diye sordular. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Gözü haramlardan sakınmak, gelip geçenlere eziyet vermemek, verilen
selâma mukabelede bulunmak, iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmaktır.”
Huzeyfe radıyallahu anh demiştir ki: Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurdular:“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ya
iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırırsınız ya da Allah size yakın zamanda
bir azap gönderir de Allah’a yalvarıp yakarırsınız ama dualarınıza icabet
edilmez.” Müminler olarak etrafımızda gördüğümüz kötülüklere karşı duyarlı
olmalı, onları yok etmek için imkânlar dâhilinde ve dinin öngördüğü usul ile ne
yapılması gerekiyorsa yapmalıyız. Zalimin zulmünü, sapıklıkta olanın
sapıklığını görmek, bu kötülüklerin iyiliğe dönüştürülmesini veya
engellenmesini gerektirir. Ebûbekir es-Sıddık radıyallahu anh demiştir ki:“Ey
insanlar! Siz, “Ey iman edenler! Siz kendinize bakın, siz doğru yolda iseniz,
herhangi bir sapkın kimse size zarar veremez...”{Maide Sûresi, 5/105} ayetini
okuyor ama yanlış tevil ediyorsunuz. Hâlbuki ben Resûlullah’ı sallallahu aleyhi
ve sellem şöyle buyururken işittim: “İnsanlar zalimin zulmüne şahit olup da ona
mâni olmazlarsa, Allah’ın onlara umumi bir azap göndermesi pek yakındır.” 10.3.
Konuyla ilgili bir hadisin Şerhi Hadis: Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh
demiştir ki: Resûlullah’ı sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyururken işittim:
“Sizden kim bir kötülük
görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştiremezse diliyle
değiştirsin. Diliyle de değiştirmeye gücü yetmezse kalbiyle düzeltme cihetine
gitsin ki, bu, imanın en zayıf derecesidir.”
Şerhi: 10 HADİS METİNLERİ- I 2013-2014
Yani
herhangi biriniz, dinin çirkin saydığı bir münkeri gördüğü zaman, onu eliyle
def ediversin. Şayet eliyle bu işi yapmaya muktedir değilse yani fiilen
müdahale edemiyorsa kavl -i leyyin, cidâl-i hasene, mücâhede-i hasene ve va’z u
nasihatla, yani diliyle def ediversin... Diliyle defetmeye de imkân ve vasat
müsait değilse, kalbiyle buğz etsin ki imanın en zayıf mertebesi de budur. Bir
hususa daha dikkat çekmek gerekir. Bir cemiyet büyük günah işleyebilir, o
cemiyette büyük ahlâksızlıklar irtikâp edilebilir, ama o cemiyet içinde o
ahlâksızlıkları def edecek, faal, cevval, dinamik bir topluluk, din adına
hizmet veriyorsa, bir paratoner sayılan bu insanlar sayesinde, gelen musibetler
savulmuş ve dolayısıyla da, o cemiyet kurtulmuş olur. Topyekûn bir cemiyette
fenalıklara karşı canlı-kanlı, dinamik böyle bir cemaat yoksa belâ ve
musibetler herhangi bir yere takılmadan gelebilir. Binâenaleyh, imanın en
zayıfı, dinin yasak ettiği şeyleri irtikâp eden insanlara karşı kalben buğz
duymaktır. Evet, Allah’ı sevmeyenlere, Allah’ın kâinattaki nizamını tahkir
edenlere karşı buğz etmek gerekir. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)
buyuruyorlar ki “Ben farzları yapmakla emr olunduğum gibi insanları idare
etmekle de emr olundum.” yani Allah bana farzları emrettiği gibi, insanları
idare etmek, evirip-çevirip idare-i meşrûa içinde, biçimine koymakla da emr
olundum. Hâsılı, mümin, görüştüğü kimselerle Allah için görüşecek ve konuşacak;
Allah’ı ve O’nun emirlerini anlatma yolunda her şeye katlanacak, her şeyi
göğüsleyecek ve yine sırf O’nun için yerinde buğz etmesini de bilecektir.
10.4. Hayır Yolları Hayra ve iyiliğe teşvik edebilmek, her şeyden önce
hayır ve iyiliğin hangi amelleri içerdiğini bilmeye bağlıdır. Hayır ve iyilik
yollarından bazıları şunlardır: Ayet ve hadisler çerçevesinde hayır yolları
içinde ibadetler bölümüne girenler içinde, namaz, oruç, infak, zikir, Kur’an
tilaveti, tövbe etmek, Efendimize salâvat getirmek gibi amelleri saymak
mümkündür. Sosyal, aile ve şahsî hayatı ilgilendiren pek çok hususa riayet
etmek de hayır yollarındandır. Gıybetten kaçınmak, selam vermek, akraba ve
hasta ziyareti, tebessüm, musafaha, küsleri barıştırmak, aile içi huzuru
sağlamak, yeme içme gibi adab-ı muaşeret kurallarına riayet etmek, güvenilir
mümin olmak gibi… 11 HADİS METİNLERİ- I 2013-2014
11 HAFTA PEYGAMBER SEVGİSİ VE SÜNNETE BAĞLILIK 11.1. PEYGAMBER SEVGİSİ Kalpler, ihsan ve iyiliğe meyillidir. Bu, insan
fıtratında olan Şüphe kabul etmez bir gerçektir. Allah sevgisinden sonra
sevgiye en lâyık olan Hz. Muhammed (sav)‟dir. 11.1.1. Peygamber Sevgisi ile
ilgili Bazı Ayetler Bir ayette Şöyle buyrulur: “Ey iman edenler!
Seslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinizle yüksek sesle
konuştuğunuz gibi onunla da öylece konuşmayın. Yoksa siz farkında olmadan bütün
emekleriniz hiçe iniverir.” Evet, Hz. Peygamber (sas) Allah katında öyle yüce
bir mevkidedir ki ona yapılan bir saygısızlık, küfür sayılıp bütün iyi işleri
iptal ettirir. Salât ve selam getirmek de, Efendimiz‟i sevmenin en bariz
göstergelerindendir. Allah, ümmet-i Muhammed‟in salât ve selam getirmesini
ister: “Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salât ederler. Ey iman
edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir içtenlikle selam verin.” 11.1.2.
Peygamber Sevgisi ile ilgili Bazı Hadisler Allah‟ı ve O‟nun Resulü‟nü
sevmek, müminler için mecburiyettir. Resûl-i Zişan, Allah‟ın sevgilisi olduğuna
göre, O‟nu sevmek Allah‟ı sevmek demektir. Peygamber Efendimiz, bu hakikati bir
hadislerin de yemin ederek, “Hiçbiriniz beni, ana-babasından, çocuklarından,
hatta bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe iman etmiş olmaz” sözüyle dile
getirmiştir. İmanın en açık tezahürü, muhabbettir. Evet, muhabbet, imanın
meyvesidir. İman ne kadar canlı ise muhabbet de o derece kuvvetlidir. 11.1.2.
Peygamber Sevgisi ile ilgili bir Hadisin Şerhi Hadis “Kişi sevdiği ile
beraberdir.” Şerhi: Bir gün kızı Hafsa Validemiz kendisine “Babacığım,
dıştan gelen devlet elçileri oluyor ve daima yeni yeni heyetler kabul edip
görüşüyorsun. Üzerindeki elbiseyi yenilesen daha iyi olmaz mı?” demişti. Hz.
Ömer, kızından bu sözleri duyunca beyninden vurulmuşa dönmüş. Allah Resulü‟nü
ve Hz. Ebu Bekr‟i kastederek, “Ben bu iki dosttan nasıl ayrı kalabilirim?
Vallahi, dünyada onlar gibi yaşamalıyım ki ahirette onlarla beraber olabileyim”
cevabını vermişti. Biz buna, büyük cihad veya manevî cihad diyoruz. Allah
Resûlü‟nün ve sahabînin yolu budur. 11.2. Sünnete Bağlılık 12 HADİS
METİNLERİ- I 2013-2014
“Sünnete
Bağlılık ifadesi kaynaklarda “el-İ‟tisâm bi‟s-sünne” şeklinde belirtilir.
Sünnete sarılmayı anlatan başka kavramlar da vardır. “temessük, lüzûm,ahz,
itaat, ittibâ, iktidâ, teessî, ilticâ gibi kelime ve kavramlar da Sünnet‟e
bağlılığı ve O‟na ittibayı ifade eder.Sünnet‟in zıddı ise bid‟attir. Allah
Resulü‟ne indirilen bu “hikmet” Sünnet‟tir. Zira âyet-i kerimede Peygamber
Efendimiz‟in hanımlarına hitaben “Oturun da evlerinizde okunan Allah‟ın
ayetlerini ve hikmeti anın.”buyrulmuştur. 11.2.1. Sünnete Bağlılık ile
ilgili Bazı Ayetler Sünnete bağlılıkla ilgili ilk ayet şudur: “Resul size
ne verdiyse onu alın, sizi neden nehyettiyse ondan kaçının!”“Sahâbîler, bu
ayetin sünneti kapsadığı inancındadır. Meselâ, “Allah, yüzünün kıllarını alan
ve dişlerini incelten, dövme yaptıran… Kadınlara lânet etmiştir” İbn Mes‟ûd,
bahsi geçen hadîsin Allah‟ın Kitabı‟nda bulunduğunu söylemiş ve bu ayeti
okumuştur. Sahabelerin ayetteki “âtâküm” kelimesini, “Hz. Peygamber‟in
sünnetiyle getirdiği” diye yorumladıkları anlaşılmaktadır. “nehâküm”
kelimesinden hareket ederek “âtâküm”ün “Resûlullah‟ın sallallahu aleyhi ve
sellem emrettiklerine sarılın” manasına geldiğini söylemiştir. “De ki Allah‟a itaat
edin. Peygamber‟e de itaat edin. Eğer ona itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş
olursunuz” 11.2.2. Sünnete Bağlılık ile ilgili Bazı Hadisler Hz.
Peygamber, vedâ hutbesinde “sünnete sarılmayı, ümmetine vasiyeti olarak açıkça
ilân etmiştir. “Kim sünnetimi ihyâ ederse beni seviyor demektir. Kim beni
severse, cennette benimle beraberdir”. Hadisinde ise Hz. Peygamber, hem sünneti
yaşatma emri vermiş hem de sünnetine sarılmayı kendisiyle ilgilendirmiştir.
“Sözlerin en güzeli Allah‟ın kelâmı, yolların en doğrusu, en güzeli ise
Muhammed‟in yoludur.” “Din işlerinize dair bir şey söylersem onu alıp
uygulayın” hadisi de tüm dini konularda sünneti esas almayı gerektirir. 11.2.3.
Sünnet’e İttiba Etmenin Önemi Sünnetin önemini en iyi bilen insanlar,
ashab-ı kiramdır. Onlar, sünnete ittiba etmeyi her şeye tercih etmişlerdir. Hz.
Ebû Bekr (ra) halife olduğunda Hz. Fatıma validemiz, babasının mirasını talep
etmiştir. Hz. Ebu Bekr, Peygamberimiz‟in akrabalarını kendi akrabalarından daha
çok sevdiği halde Peygamberimiz‟den duyduğu “Biz peygamberler topluluğu miras
bırakmayız; bizim bıraktığımız sadakadır” hadisini hatırlatarak Hz. Fatıma‟nın
talebini yerine getirmemiştir. Hadise bağlılığı, hislerinin önüne geçirmiştir.
Peygamberler (as) masumdur. Allah Teâlâ onları koruması altına almıştır.
“Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygambere hep salât ederler. Ey iman edenler!
Siz de O‟na salât edin ve tam bir içtenlikle selam verin.”ayeti ile
emretmiştir. Peygamber Efendimiz‟in adı ilk anıldığında salât u selam getirmek
vacip; tekrar ettiğinde salât u selam getirmek ise müstehaptır. DUA
İLE vesselam… Abdulvahit
TOKMAKÇI
ly:s#� s e H �
��
T;mso-bidi-font-family:
TimesNewRomanPSMT;mso-fareast-language:TR'>. 4 el-Beyhakî ve et-Tahâvî'nin
kitapları e) et-Taberânî'nin Mu’cem’leri (Mucemu’l-Kebîr, Mu’cemu’l-Evsât, Mu’cemu’s-Sağîr)dir.
S17:müsned nedemektir?
C17:hadisler, konularına göre olmayıp onları rivayet
eden sahabî veya sahabîden sonraki ravilerden
birinin ismi altında bir araya getirilmesine
denir.Bunlara hadis literatüründe “Ale‟r-Ricâl” (kişilere
göre) türü eserler denilmektedir.
S18:Musannefler ne demektir?
C18:sunen ile camiler arasındaki hadis kitaplarıdır.
S19:Musannefler içinde en meşhur olanları
hangileridir?
C19:1)Abdurrezzak b. Hemmam’ın el-Musannefi 2) Ebu
Bekir Ġbn Ebî şeybe nin el-Musannef‟i
S20:Camilerin muhtevası nelerdir?
C20:1) imân: inanç konularıyla ilgili bölümler
2) Ahkâm ve Sunen: Taharetten vasıyete kadar ibadat ve
muamelata dair konular.
3) Rikâk veya Zühd: Ahlak ve nefis terbiyesi ile
ilgili konular
4) Et‟ime ve Eşribe veya Adâb: Beşeri
ilişkiler ve günlük hayatta herkesin normal olarak yaptığı
işlerin islami usullerini öğreten hadisler.
5) Tefsîr: Ayetlerin değişik açılardan beyanını ortaya
koyan hadisler
6) Tarih-Siyer-Cihâd: Devletlerarası ilişkiler,
savaş-barış, meğazî, cihad ve cihadla ilgili diğer
konular.
7) Menâkıb: Hz.Peygamber, diğer peygamberler ve ashab-ı kiramın yaşayış ve
davranışları,
faziletleriyle ilgili hadisler.
8) Fiten ve Melâhim: Geleceğe ve gelecekte olacak bir
takım olaylara, kıyamet alametlerine dair
konular.
S21:Cami türü eserler hangileridir?
C22:1)el-Buhârî'nin el-Câmiu’s-Sahîh”i 2)Muslim ve
“el-Câmiu’s-Sahîh”i
S23:sahîh hadisleri toplayan ilk kişi olarak kabul
edilen kişi kimdir?
C23:el-Buhârî ' dir.
S24:Buhârî’nin eserine ilk olarak eleştiri yönelten kişi
kimdir?
C24:ed-Dârakutnî’dir
S25:ed-Darakutnî el-Buhârî ve
Muslim‟in kendi Şartlarını ihlal ederek bazı hadisler rivayet
ettiği
gerekçesiyle bir eser te‟lif etmiş telif ettiği eserin adı nedir?
C25:el-İlzâmât ve’t-Tetebbu’ adır.
S26:Sunen nedir türü eserler hangileridir?
C26:Fıkıh bablarına göre tasnif edilmiş ahkâm
hadislerini muhtevî kitaplarına denir.
S27:Sunen türü eserler hangileridir?
C27:1)et-Tirmizî'nin es-Sunen’i 2)Ebû Davud'un
es-Sunen’i 3)en-Nesâi'nin es-Sunen’i
4)ibn Mace'nin es-Sunen’i
S28:Tahâret, salât, zekât, hac, nikâh, talâk, cihâd,
vasiyyet, ferâiz, harâc, cenâze, yemin ve nezîr,
buyû, akdiye, eşribe, et‟ime, tıb,
libâs, fiten, melâhim, hudûd, diyât, sunne, edeb. Gibi konular
hangi kitapların konularıdır?
C28:Sunen türü
S29:Sunen‟ler gibi ibâdât, muamelât ve ukubâta
ait bablara göre tasnif edilmiş hadisleri ihtiva
etmekle beraber bunlara ilaveten Kur‟an‟ın faziletleri, tefsîri, yaratılışın başlangıcı, geçmiş
peygamberler, menakıb, Hz.Peygamber‟in sireti ve meğâzisi, halifeleri ve ashabının faziletleri,
iman, tevhîd ve bunun gibi diğer bazı konulara ait
hadisler de ihtiva eden eser hangileridir?
C29:Cami'lerdir.
S30:Kütübi sitteye eklenen en son kitap hangisidir?
C30:ibni mace'nin sunenidir.
S31:ibni mace'in sunenini kütübüs siteye arasına koyan
kişi kimdir?
C31:Ebu‟l-Fadl ibn
Tahir el-Makdisî'dir.
S32:Ebu‟l-Fadl ibn Tahir el-Makdisî‟nin kitabının adı nedir?
C32:Şurutu’l-E’immeti’s-Sitte
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi hadis edebiyatının
oluşmasını etkileyen faktörlerden değildir?
A. Halifelik tartışmaları
B. Mihne Süreci
C. Kelami tartışmalar
D.Yabancı kültürlerin etkisi
I. Malik b. Enes: el- Muvatta 1. Tabaka
II. Ebu Davud : es-Sünen 3. Tabaka
III. Nesâî : es-Sunen 2. Tabaka
IV. Ebu Bekir el-Humeydî : el-Musned 4. Tabaka
V. Ġbn Adiyy : el-Kamil 5. Tabaka
2.Yukarıdaki hadis eseri ve bulunduğu tabaka
eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A. II, I, III B. II, IV, V C. V, II, III D. I, V, II,
III
3. Buhari‟nin Sahih‟inin Müslim‟in Sahih‟inden daha fazla rağbet görmesinin nedeni
aĢağıdakilerden hangisi değildir?
A. Buhârî‟nin sıhhat için ortaya koyduğu
şartlar, Müslim‟in koyduğu şartlardan daha kuvvetli ve
daha şiddetlidir.
B. Buhari‟nin tenkid edilen ravi sayısı Müslim‟e göre daha azdır.
C. Buhârî, ravide, kendisinden hadis rivayet ettiği
kişi ile bir defa da olsa karşılaşmış olma şartını
arar. Müslim ise, görüşmüş olmayı değil görüşebilme
imkanın olmasını yeterli görür.
D. Buhari Müslim‟e göre daha çok hadis rivayet
etmiştir.
4. Câmi türü eserlerde aĢağıdaki konulardan hangisi
yer almaz?
A. Menâkıb B. Tarih-Siyer-Cihâd C. Kıraet‟ul- Kur‟an D. Fiten ve Melâhim
5. AĢağıdakilerden hangisi el-Leknevî‟nin, et-Tirmizî‟nin es-Sunen‟inde yer alan hadislerin
sıhhatıyla ilgili görüĢlerindendir?
A. Ebû Davud‟un ve en-Nesâî‟nin Ģartına uygun olan hadisler.
B. Mevzu olduğu kesin olarak bilinen hadisler.
C. Senedinde inkıta olan hadisler.
D. Buharinin Ģartlarına uygun hadisler
CEVAP ANAHTARI : 1:a 2:b 3: d 4:c 5:a
HAZIRLAYAN:
Zekeriya EKİN
HADİS METİNLERİ
S1.HADİS İLMİ KAÇ
KISMA AYRILIR VE NELERDİR. C1 İKİYE AYRILIR 1.RİVAYETUL HADİS 2.DİRAYETÜL HADİS
S2.HZ PEYGAMBERİN
SÖZLERİNİ,FİİLLERİNİ,BUNLARI ÖĞRENİP BAŞKALARINA NAKLETMEYİ VE HADİS
LAFIZLARININ MANALARINI ARAŞTIRMAYI İÇİNE ALAN İLİM DALINA NE AD VERİLİR
C2.RİVAYETÜL HADİS
S3.RİVAYETİN
GERÇEK MAHİYETİNİ,ŞARTLARINI,ÇEŞİTLERİNİ,HÜKÜMLERİNİ,RAVİLERİN DURUMLARINI VE
ONLARDA BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLERİ,HADİSLERİN LAFIZLARINDAN ANLAŞILAN MANAYI
VE ONLARDAN KASTEDİLEN ANLAMI,ARAP DİLİ KAİDELERİ VE İSLAM ŞERİATININ GENEL
KAİDELERİNE DAYANARAK,HZ PEYGAMBERİN HALLERİNE UYGUN OLARAK ANLAMAYI ARAŞTIRAN
İLİM DALINA NE AD VERİLİR. C3.DİRAYETÜL HADİS
S4.MÜTEKADDİMUN VE
MUTEAHHİRUN NE DEMEKTİR C4.ÖNCEKİLER VE SONRAKİLER
S5.MUTEKADDİMUN
DÖNEMİ ESERLER KAÇ TANEDİR VE HANGİLERİDİR C5.ÜÇ TANEDİR.1.ER-RAMEHURMUZİ NİN
EL-MUHADDİSÜL FASIL-BEYNE RAVİ VEL-VAİ.2 EL-HAKİM EN-NEYSABURİ NİN MARİFETÜL
ULUMÜL HADİS. 3.EL-HATİP EL-BAĞDADİ NİN EL-KİFAYE Fİ İLMİ R RİVAYE.
S6. MUTEAHHİRUN
DÖNEMİ ESERLER KAÇ TANEDİR VE NELERDİR. C6.ÜÇ TANEDİR,1.KADİ İYAZ İBNİ MUSA
EL-YAHSUBİ NİN EL İLMA Fİ MARİFETİ USULU R RİVAYE VE TAKYİDİ S SEMA.2.EBÜL HAFS
ÖMER BİN ABDULMECİD EL-KURAŞİ NİN,MA LA YESE ÜL MUHADDİSE CEHLÜN.3.İBNUSSALAHIN
ULUMÜL-HADİS.
S7.HADİS İLMİNDE
RAVİLERİN İSİM VEYA İSİMLERİ İÇİN HANGİ TERİM KULLANILMAKTADIR. C7.SENED
S8.KİME RAVİ
DENİR. C8.HZ PEYGAMBERİN,YADA SAHABE VE TABİUNUN SÖZ VE FİİLLERİNİ RİVAYET EDEN
KİMSEDİR.
S9.RAVİNİN RİVAYET
ETTİĞİ HADİS VEYA HABERE NE DENİR. C9.MERVİ
S10.RAVİNİN,İŞİTTİĞİ
BİR ŞEYİ,ARADAN UZUN ZAMAN GEÇMİŞ OLSA BİLE,DİLEDİĞİ ANDA HATIRLAYABİLECEK BİR
ŞEKİLDE İYİ BELLEYİP HIFZETME YETENEĞİNE SAHİP OLMASINA HANGİ TERİM KULLANILIR
C10.ZAPT
S11.RAVİLERİN
HADİSLERİ ŞEYHLERİNDEN ALIRKEN VE TALEBELERİNE NAKLEDERKEN KULLANDIKLARI
TABİRLER NELERDİR. C11.AHZ/TAHAMMÜL
VE EDA
S12.AHZ/TAHAMMÜL NEDİR.
C12.RAVİNİN HADİSİ,ŞEYH DENİLEN MUHADDİSTEN RİVAYET METODLARINDAN BİRİSİYLE
ALMASINI İFADE EDER
S13.EDA NE
DEMEKTİR. C13.ŞEYHİN HADİS ALMA YOLLARINDAN BİRİSİYLE ELDE ETTİĞİ HADİSİ
TALEBELERİNE YİNE BU YOLLARDAN BİRİYLE NAKLETMESİDİR.
S14.HADİSLERİN
TAHAMMÜL VE EDA ŞEKİLLERİ KAÇ TANEDİR VE NELERDİR C14 SEKİZ TANEDİR.1 SEMA 2
KIRAAT 3 İCAZET 4 MÜNAVELE 5 MÜKATEBE 6 İLAM 7 VASİYET 8 VİCADE
S15.RAVİNİN BİZZAT
ŞEYHİNİN AĞZINDAN HADİSİ İŞİTMESİNE NE DENİR C15.SEMA
S16.ŞEYHİN RİAYET
HAKKINA SAHİP OLDUĞU HADİSLERİNİ HUZURUNDA KENDİSİNE OKUMAK VEYA ONA OKUYAN
BİRİNİ DİNLEMEK SURETİYLE HADİS TAHAMMÜLÜNE NE DENİR C16.KIRAAT
S17.ŞEYHİN RİVAYET
HAKKINA SAHİP OLDUĞU BÜTÜN HADİSLERİNİ VEYA BİR KISMINI RİVAYET ETMESİ İÇİN
BİRİNE SÖZLÜ VEYA YAZILI OLARAK İZİN VERMESİNE NE DENİR. C17.İCAZET
S18.ŞEYHİN,KENDİSİNDEN
NAKİL VE RİVAYET ETMESİ İÇİN TALEBESİNE BİR KİTAP VEYA YAZILI BİR HADİS
VERMESİNE NE DENİR. C18 MÜNAVELE
S19.HADİS ALMAK
ÜZERE GELEN VEYA ORADA BULUNMAYAN BİR ŞAHIS İÇİN ŞEYHİN BAZI HADİSLERİNİ BİZZAT
YAZARAK VEYA YAZDIRARAK VERMESİ YA DA GÖDERMESİNE NE DENİR. C19 MÜKATEBE
S20.ŞEYHİN
TALİBİNE-RİVAYETİNE İCAZET VERDİĞİNİ AÇIKLAMADAN-FALAN KİTABIN YA DA HADİSİN
FALAN ŞEYHTEN ALDIĞI YA DA DUYDUĞU RİVAYETLERİNDEN OLDUĞUNU SADECE SÖYLEMEKLE
İKTİFA ETMESİNE NE DENİR. C20 İLAM
S21.YOLCULUĞA
ÇIKAN,YAHUT ÖLMEK ÜZERE OLAN BİR ŞEYHİN RİVAYET ETMEKTE OLDUĞU KİTABI BİR ŞAHSA
VASİYET EDEREK BIRAKMASINA NE DENİR C21.VASİYET
S22.SEMA,İCAZETVE
MÜNAVELE OLMAKSIZIN RAVİNİN ELE GEÇİRDİĞİ BİR SAHİFEDEN VEYA KİTAPTAN HADİS
ALMASINA NE DENİR. C22.VİCADE
S23.MUHTEVASI
ALLAH A AİT OLUP,LAFZI HZ PEYGAMBERE AİT OLAN HADİSE NE DENİR C23.KUDSİ HADİS
S24.SENEDİNİN
KOPUK OLUP OLMAYIŞINA BAKILMAKSIZIN HZ PEYGAMBERE İSNAD EDİLEN SÖZ,FİİL,VE
TAKRİRLERİN BÜTÜNÜNE NE DENİR. C24.MERFU HADİS
S25.İSNADI İSTER
KOPUK OLSUN,İSTER KOPUK OLMASIN SAHABENİN SÖZ,FİİL VE TAKRİRLERİNE NE DENİR.
C25 MEVKUF HADİS
S26.SENED
ZİNCİRİNDE KOPUKLUK OLSUN VEYA OLMASIN,TABİUNA AİT OLAN ALİMLERDEN BİRİNİN
SÖZ,FİİL VEYA TAKRİRLERİNE NE DENİR C26 MAKTU HADİS
DÖRDÜNCÜ ÜNİTE
S1.YALAN ÜZERİNE BİRLEŞMELERİ AKLEN MÜMKÜN OLMAYAN BİR RAVİLER TOPLULUĞUNUN HER
TABAKADAN KENDİLERİ GİBİ RAVİLER TOPLULUĞUNDAN ALIP NAKLETTİĞİ TEMELDE
MÜŞAHEDEYE DAYANAN HADİS İÇİN HANGİ TERİM KULLANILIR. C1.MÜTEVATİR HADİS
S2.BİR HADİSİN
MÜTEVATİR DERECESİNE ULAŞMASI İÇİN KAÇ ŞARTI VARDIR. C2.ÜÇ ŞARTI VAR.1.YALAN
ÜZERİNE BİRLEŞMELERİ PRATİKTE MÜMKÜN OLMAYAN BİR TOPLULUK.2.NAKLEDİLENİN
GÖRÜLMÜŞ VEYA İŞİTİLMİŞ BİR OLAY OLMASI.3.RAVİ GURUBUNUN HER
TABAKADA(nesilde)EŞİT DÜZEYDE BULUNMASI,EN AZINDAN AZALMAYIP ARTMASIDIR.
S3.MÜTEVATİR
HADİSİN KAÇ ÇEŞİDİ VARDIR VE NELERDİR. C3. İKİ ÇEŞİDİ VARDIR.1 LAFZİ
MÜTEVATİR.2 MANEVİ MÜTEVATİR.
S4.SENEDİN
HERHANGİ BİR YERİNDE YA DA TAMAMINDA,TEK BİR RAVİNİN BİR RAVİDEN RİVAYET ETTİĞİ
HADİS ÇEŞİDİNE NE DENİR. C4.AHAD HADİS.
S5.AHAD HADİS
KENDİ ARALARINDA KAÇ KISMA AYRILIR VE NELERDİR. C5.ÜÇE AYRILIR.1.MEŞHUR 2.AZİZ
3.GARİP/FERD
S6.EN AZ ÜÇ
İSNADLA RİVAYET EDİLEN,FAKAT TEVATÜR DERECESİNE ULAŞMAYAN HADİSLER İÇİN HANGİ
TERİM KULLANILIR. C6.MEŞHUR HADİS.
S7.HER BİR
TABAKADAN EN AZ İKİ KİŞİ TARAFINDAN RİVAYET EDİLEN HADİS TÜRÜ HANGİSİDİR. C7
AZİZ HADİS
S8.TEK BİR
KİŞİTARAFINDAN RİVAYET EDİLMİŞ,YA DA HERHANGİ BİR TABAKADA RAVİ SAYISI BİRE
DÜŞMÜŞ HADİS HANGİSİDİR. C8.GARİP/FERD
S9.GARİP HADİS KAÇ
ÇEŞİTTİR VE NELERDİR. C9 İKİ ÇEŞİTTİR.1. GARİB-İ MUTLAK 2.GARİB-İ NİSBİ
S10 GARİB-İ MUTLAK
NEDİR C10.BİR HADİSİN SAHABİ RAVİSİVEYA SAHABEDEN RİVAYET EDEN TABİİRAVİSİ TEK
KALMIŞSA,GARİB İ MUTLAK DENİR
S11.GARİB-İ NİSBİ
NE DEMEKTİR C11BİR HADİSİN TABİUNDAN SONRAKİ TABAKALARIN BİRİNDE RAVİ SAYISI
BİRE DÜŞMÜŞSE,GARİB-İ NİSBİ DENİR
S12.ADALET VE ZAPT
ŞARTLARINA SAHİP RAVİLERİN,HZ PEYGAMBERDEN MUTTASIL BİR İSNADLA RİVAYET
ETTİKLERİ HADİS ÇEŞİDİ NEDİR. C12 SAHİH HADİS
S13.ZABTI GEVŞEK
OLAN ADİL RAVİNİN,MUTTASIL BİR SENEDLE RİVAYET ETTİĞİ,ŞAZ VE İLLETLİ
OLMAYAN,ANLAMI KUR AN IN GENEL İLKE VE PRENSİPLERİNE ,HZ PEYDAMBERİN SÜNNETİNE
VE MÜTEVATİR SÜNNETE,AKLIN BEDİHİ GERÇEKLERİNE VE TARİHİ VERİLERE UYGUN
,İFADELERİNDE TUTARLILIK VE DENGE BULUNAN HADİS KISMINA NE DENİR. C13.HASEN
HADİS DENİR
S14.SENEDİNDE VEYA
METNİNDE BULUNAN BİR KUSUR SEBEBİYLE,HADİS TEKNİĞİ BAKIMINDAN KABUL ŞARTLARINI
KAYBEDEN HADİS KISMINA NE DENİR C14. MERDUD HADİS DENİR.
S15.SAHİH VEYA
HASEN HADİS İÇİN ARANAN ŞARTLARDAN BİRİNİN VEYA BİRKAÇININ BULUNMAMASI
DURUMUNDA ARTAYA ÇIKAN HADİS HAGİSİDİR C15.ZAYIF HADİSTİR
S16.SENEDİNDEKİ
KOPUKLUK-İKİTADAN DOĞAN ZAYIF HADİS TÜRLERİ KAÇ ÇEŞİTTİR VE NELERDİR C16.BEŞ
TÜRDÜR.1 MÜRSEL HADİS 2.MUDAL HADİS 3.MUALLAK HADİS 4.MUNKATI HADİS 5.MUDELLES
HADİS
S16.BİR TABİNİN
SAHABEYİ ATLAYARAK,HZ PEYGAMBERE AİT BİR SÖZÜ,FİİLİ VE TAKRİRİ DOĞRUDAN HZ
PEYGAMBER ŞÖYLE DEDİ,ŞÖYLE YAPTI DİYEREK HZ PEYGAMBERE DAYANDIRILAN HADİS TÜRÜ
HANGİSİDİR C16.MURSEL HADİS(zayıf)
S17.SENEDİN
HERHANGİ BİR YERİNDE İKİ VEYA DAHA FAZLA RAVİNİN ARD ARDA DÜŞÜRÜLMÜŞ SURETİYLE
RİVAYET EDİLEN HADİS TÜRLERİNE NE DENİR C17.MUDAK HADİS DENİR.
S18.SENEDİN
BAŞTARAFINDAN(hadisi son olarak rivayet eden raviden itibaren)BİR YADA BİRKAÇ
RAVİNİN YADA BÜTÜN RAVİLERİN PEŞPEŞE DÜŞÜRÜLEREK,DAHA YUKARIDAKİ RAVİDEN
NAKLEDİLEN HADİS TÜRÜ HANGİSİDİR. C18.MUALLAK HADİS DENİR.
S19.SENEDİN
ORTASINDA BİR YA DA PEŞPEŞE OLMAMAK KAYDIYLA BİRDEN FAZLA RAVİ DÜŞÜRÜLMESİ,YAHUT
BİLİNMEYEN MÜBHEM BİR RAVİNİN YER ALMASI SURETİYLE RİVAYET EDİLEN HADİS TÜRÜ
HANGİSİDİR C19.MUNKATI HADİS DENİR
S20.RAVİNİN
ŞEYHİNDEN İŞİTMEDİĞİ HALDE, İŞİTMİŞ İZLENİMİ UYANDIRARAK NAKLETTİĞİ HADİS TÜRÜ
HANGİSİDİR C20.MUDELLES HADİS DENİR.
S21.RAVİYE ZAPT
AÇISINDAN YAPILAN İTHAMLARDAN DOĞAN ZAYIF HADİS TÜRLERİ KAÇ KISIMDIR VE
HANGİLERDİR C21.SEKİZ TÜRDÜR.1.MÜNKER HADİS 2.MUALLEL HADİS 3.MÜDREC HADİS
4.ŞAZ HADİS 5.MAKLUB HADİS 6.MUHARREF HADİS 7.MUSAHHAF HADİS 8.MUZDARİP HADİS
S22. RAVİLERİN
ADALET SIFATINDAKİ KUSUR SEBEBİYLE ZAYIF OLAN HADİSLER KAÇ TANEDİR VE NELERDİR
C22. İKİ TANEDİR. 1.METRUK HADİS 2. MEVZU HADİS
S23. METRUK HADİS
NEDİR C23. RİVAYETİNDE YALANCILIKLA İTHAM EDİLMİŞ, VEYA GÜNLÜK KONUŞMALARINDA
YALAN SÖYLEDİĞİ SABİT OLAN BİR RAVİNİN TEK BAŞINA RİVAYET ETTİĞİ HADİSTİR.
S24.MEVZU HADİS
NEDİR C24.HZ PEYGAMBER ADINA UYDURULMUŞ HADİS DEMEKTİR
S25. RİVAYET
SIRASINDA KULLANILAN TABİRLERDEN DOĞAN HADİSLER NELERDİR C25. MU AN AN VE
MUENNEN
mahmut durmuş
HADİS METİNLERİ (YAKİN VE TEVEKKÜL)
S1-)Aşağıdakilerden
hangisi yakinin kelime anlamıdır?
a)Hakikatin varlığını kesin bir
şekilde bilme
b)Şüphe içermeyen bilgi*************
c)Vekil tayin
etmek
d)Allah’ın tecelli edişinin görüldüğü bir mertebe
S2)Allah’ı O’nun
şanına yaraşır bir biçimde şeksiz ve şüphesiz olarak bilmeye ne ad
verilir ?
a)Yakin********* b)Tevekkül c) Marifet d)Sebat
S3-)Aşağıdakilerden
hangisi yakinin mertebelerinden biri değildir?
a)İlme’l yakin b)Hakka’l yakin c)Ayne’l yakin d)Kalbe’l yakin**********
S4-)Aşağıdakilerden
hangisi yakin ile ilgili olan kavramlardandır?
a)Marifet-
Mükaşefe
b)İrfan-Tevekkül
c)Zühd- Murakabe
d) Hepsi**********
S5-)Yakin kelimesi Kur’an’da hangi
manada kullanılmamıştır?
a)Kesin ve tereddütsüz iman b)Ölüm c)Güzel söz************ d)Kesin haber
S6-)Hakka’l yakin nedir?
a)Hakikati görür gibi bilmek
b)Hakikatin varlığını kesin bir şekilde bilmek
c)Bir gerçeği yaşadığı bir şeyi bilir
gibi bilmek ****** c)Kesin bir haber
S7-)Kiberu’l batn nedir?
a)Göbek bağlamak******** b)iman azlığı c)tembellik d)İman etmek
S8-)Aşağıdakilerden hangisi
Peygamberimizin ümmeti adına korktuğunu belirttiği şeylerden biri değildir?
a)Tembellik- Çok uyku b)Göbek bağlamak c)Yakin azlığı d)tevekkül*********
S9-)Aşağıdakilerden hangisi
tevekkülün sözlük anlamlarından biri değildir?
a)Güvenmek
b)Bırakmak ve teslim etmek
c)Haberdar olmak***********
d)Vekil tayin etmek
S10-)Her türlü tedbiri aldıktan sonra
bütün gayreti harcayarak sadece Cenab-ı Hakk’a itimat etme, işi tam bir inançla
Allah’a havale etmeye ne denir?
a)tevekkül******* b)Fenafillah c)Şarih d)İhlas
S11-)Aşağıdakilerden hangisi tevekkül
ile ilgili kavramlardan biri değildir?
a)Teslimiyet b)Zühd********* c)Rıza d)tefviz e)Sebat
S12-)Kanaat, Şükür, Sabır, Yakin,
İhlas ve Azim ile ilgili olan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
a)İlim b)tevekkül******* c)Hakk d)Murakabe
S13-)Aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
a)Tevekkül, Baki olan Allah’a
yapılır.
b)Tevekkül, mü’mini cennete götürür.
c)Tevekkül, tedbir almaya engel bir
durumdur.**********
d)Tevekkül, sebeplere riayete mani
değildir.
S14-)Eğer siz Allah’a gereği gibi
güvenseydiniz ,(Allah), kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı.Kuşlar
sabahları kursakları boş olarak çıktıkları halde akşam dolu kursaklarla
dönerler.Aşağıdakilerden hangisi yukarda geçen hadiste verilmek istenen
mesaj değildir?
a)Rızık, Allah’ın takdirindedir.
b)Rızkını temin için çalışmak.
c)Kul Allah’a güveni nisbetinde rahat
eder ve huzur bulur.
d)Allah’a yakinen inanmak
gerekir.*******
S15-)Şarih kimlere denir?
a)İrfan ehli kişiler
b)Hadisi şerh eden kişiler*********
c)Mutasavvıf kişiler
d)İslami ilimlerle uğraşan kişiler
S16)Aşağıdakilerden hangisi
hadislerin şerh ediliş şekillerinden biri değildir?
a)Şarihler hadislerde geçen
kelimelerin kökenine, cümlelerin irabına işaret etmektedirler.
b)Şarihler, gerekli teknik
açıklamalarda ve lafzi tahlillerde
bulunduktan sonra hadisin muhteva tahlillerine geçer.
c)Hadis şerhlerinde fıkhi hükümlere
ve itikadi konulara yer verilir.
d)Hadis şerhlerinde, hadisler sadece
muhteva yönüyle açıklanmak suretiyle yetinir.**********
S17-)Aşağıdakilerden hangisi Allah’a
tevekkül etmenin faydalarındandır?
a)Tevekkül, dünyada yanlış
düşüncelerden kurtarır.
b)İnsanı ahirette azaptan kurtarır.
c)İnsanı cennete götürür.
d)hepsi*************
S18-)…………………….. , eşyanın çehresinde
Allah’ın tecelli edişinin görüldüğü bir mertebedir. Yukarıda boş bırakılan yere
uygun olan kelimeyi yazınız.
a)İlme’l yakin
b)Hakka’l yakin
c)Ayne’l yakin***********
d)Yakin
S19-)Tasavvufi ifadeyle
Fenafillah-Beka Billah makamı diye adlandırılan yakin mertebesi hangisidir?
a)Ayne’l yakin
b)İlme’l yakin
c)Hakka’l yakin***********
d)Hiçbiri
S20-)O muhacirler hak yolda sabreder
yalnız Rablerine dayanıp güvenirler.(Nahl16/42)
Gerçek mü’minler iseniz Allah’a
itimad-ı tam içinde bulunun.(Maide5/23)
Yukarıda verilen ayetlerde anlatılmak
istenen nedir?
a)Yakin b)Tefviz c)Tevekkül etme
********* d)İrfan
Kur’an Olmadan Asla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder